Transseksüel Nedir? Kime Denir ?

Transseksüel; Kendisini karşı cinse ait hisseden, karşı cinse benzeme isteği duyan veya kendisini karşı cinsten biriymiş gibi hisseden, kendisini karşı cinse dönüştürmek için bir dizi cerrahi operasyon geçiren kişilere verilen addır.

Transseksüellik hem kadında hemde erkekte görülebilir. İnsanda cinsiyet ile ilgili 2 tür hormon bulunmaktadır. Bunlar androjen ve östrojen hormonlarıdır. Bu hormonların hangisi daha baskın olursa kişinin fiziksel ve ruhsal özellikleri o yönde gelişir. Burada anlatmak istediğimiz olay şu insan anne karnından doğduktan sonra erkek yada kadın olarak nüfus’a geçirilir fakat asıl önemli olan bu kişinin hissettikleridir.
Kişi erkek olarak doğabilir fakat östrojen hormonu daha baskın ise kadınsı özellikler sergileyebilir hatta ve hatta kendini kadın gibi hissedebilir.
Transseksüelliği sadece cinsel organın ve eğilimin değişmesi olarak algılanmaması gerekir. Önceki satırlarda açıkladığımız gibi içten gelen o cinse karşı duyulan his daha önemlidir.
Transseksüellik, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) uluslararası hastalık sınıflama ölçütü ICD-10’a göre bir cinsiyet rahatsızlık türü olarak tanımlanmaktadır.

Transseksüellerin özellikleri
1. Asıl cinsiyeti erkekse kendini kadın, Asıl cinsiyeti kadınsa kendini erkek gibi hisseder.

2. Asıl cinsiyeti erkekse kadınlara, Asıl cinsiyeti kadınsa erkeklere eğilim gösterirler.

3. Asıl cinsiyeti erkekse kadın, Asıl cinsiyeti kadınsa erkek ses tonuyla konuşurlar.

4. Asıl cinsiyeti erkekse östrojen, Asıl cinsiyeti kadınsa androjen hormonu baskındır.

5. Asıl cinsiyeti erkekse kadınsı, Asıl cinsiyeti kadınsa erkeksi davranışlar sergilerler.

Transseksüel ile travesti arasındaki fark

Transeksüellerin erkek üreme organı bulunmazken, travestilerde erkek üreme organı bulunur.

Trans kadın ve trans erkek kavramları

Fiziksel açıdan kadınsı özelliklere sahip, fakat eril cinsiyet kimliğinde olan bireyler, kadından erkeğe transseksüel, yani” trans erkek” olarak nitelendirilmektedirler. Fiziksel açıdan erkeksi özelliklere sahip, fakat dişil cinsiyet kimliğinde olan bireyler ise, “trans kadın” olarak tanımlanmaktadırlar.

Transseksüelliğin tarihi

Cinsiyet rolünü değiştiren insan olgusu, Antik çağlardan beri bilinmektedir. 20.yy’ın başından itibaren, cinsiyet değişimine ilişkin tıbbi olanaklar doğduğundan, bu yy.dan önce transseksüellik ve transvestizm arasında ayrım yapılmamaktaydı. Daha doğrusu cinsiyet kimliği kesin biçimi ayırt edilmemekteydi. Bunun yanı sıra, bilinen cinsiyet kimliği vakalarına ilişkin veya günümüzdeki cinsiyet rolü değişimleri için başka sebepler olup olmadığı soruları da, belge eksikliğinden dolayı açıklanamamaktaydı.

Alman Doktor ve Seks araştırmacısı Magnus Hirschfeld, 1910 yılında ara sıra veya düzenli olarak karşı cinsiyetin kılığına giren insanlar için, travestilik kavramını kullanmıştır. Sadece kılık kıyafette değil, ayrıca bedensel anlamda da kendini diğer cinsiyete uydurmaya çalışan bireyler için ise Hirschfeld, 1923 yılında Seks aşamaları bülteninin son basımında “ruhsal transseksüellik” kavramını kullanmıştır. Bunun yanı sıra, transseksüelliği, transvestizmden farklı bir olarak yönelme değil, aksine ona gösterilen yoğun bir eğilim olarak nitelendirmektedir. Hirschfeld’in yayınları ve seks araştırma enstitüsü hakkında yoğun fikir sahibi olan Harry Benjamin, 1953 yılında Transvestizm ve Transseksüelizm adlı makalelerinde, “ruhsal transseksüellik” kavramını kullanmış ve 1966 yılında da Transseksüel Fenomeni adlı kitabıyla bu kavramı, seksüel tıbba kazandırmıştır.
1949 yılında yayınlanan makalesinde, transseksüel psikopatisi kavramını kullanan David O. Cauldwell yine bu yıllarda, bu kavramın öncüsü olarak görülmüştür. Cauldwell ve Benjamin’in çalışmalarında transseksüellik kavramı günümüzdeki anlamıyla kullanılmıştır. 90’lı yıllarda da transseksüellik kavramı, fiziksel rahatsızlıkların teşhisli ve statik el kitabı olan DSM-4’den çıkarılmış, yerine cinsiyet kimliği rahatsızlığı kavramı kullanılmaya başlanmıştır. Buna karşın ICD-10’da (Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası hastalık sınıflama ölçütü) bu iki kavram hala eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Transseksüellik F sınıfı altında (fiziksel ve davranış rahatsızlıkları) ve f64.O. noktasında yer alan bir rahatsızlıktır.

Transseksüelliğin hukuki boyutu

Aralarında Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İsveç ve İsviçre’nin bulunduğu çoğu Avrupa ülkesi ve bunlara ek Avrupa dışındaki bazı devletler, transseksüel bireylere isimlerini veya nüfus kaydında yer alan cinsiyet bilgilerini, hissettikleri cinsiyete uygun olarak değiştirmesine izin vermiştir.

Transerkek (kadından erkeğe)’lere yapılan cerrahi müdahaleler

1. Mastektomi (ameliyatla göğüsün alınması)

2. Histerektomi ve Adenektomi (Rahmin ve Salgı veya Lenf bezinin alınması)

3. Üreme Organlarına Yapılan Operasyonlar

4. Metoido Estetiği

5. Ön kol Estetiği

6. Abdominal Estetik

7. Sırt kası operasyonu

Transkadın (Erkekten – Kadına)’lara yapılan cerrahi müdahaleler

1. Cinsel organa yapılan operasyonlar

2. Ses tonu için yapılan ameliyatlar

3. Adem elmasının (gırtlak çıkıntısı) küçültülmesi

4. Yüz estetiği

Toplumda transseksüellik

Transseksüellere toplumun bakış açısı Türkiye’de her zaman kötü olmuştur.

Transseksüeller aşağılanmaktadır. Transseksüeller’e yapılan yargısız infazlar hukuken cezalandırılmadıkça o ülkede özgürlükten söz edilemez. Birey kendini hangi cinse yakın hissediyorsa bir seçim yapmalıdır ve bu seçim hiç kimse tarafından yadırganmamalıdır.

Transseksüellere toplumda seks işçisi gözüyle bakılmaktadır buda çok yanlış bir bakış açısıdır. Onlarda birer normal insandır tek farkları istemiyecekleri bir bedende dünyaya gelmeleridir. Toplumda saygı ve sevgi çerçevesinde bu sorunların üstesinden gelinebilicekken bazı kesimler tarafından transseksüellik çarpıtılmakta toplumun ahlakanı bozan bir durummuş gibi lanse edilmektedir.

Transeksüllerde her işte çalışabilirler hatta öğretmenlik bile yapabilirler. Önyargıları bir kenarıya bırakıp bu insanlarada yaşama imkanı verilmelidir.