Cinsellik konusunun masaya yatırıldığı arkadaş buluşmalarının en merak edilen ve tartışılan konularından biri de, tahmin edebileceğiniz üzere kimin ne sıklıkta seks yaptığıdır. Ancak Kanada’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre cinsel yaşamınızın kalitesini cinsel olarak ne kadar aktif olduğunuz ya da ne sıklıkta seks yaptığınız değil, yaptığınız seksin niteliği belirliyor. Yani, hangi amaçla ve nasıl seks yaptığımız kaç kez seks yaptığımızdan çok daha önemli ve dikkate alınması gereken bir konu.
Seksi ne sıklıkla yaptığınız değil, nasıl yaptığınız daha önemli olabilir
Cinsel yaşama dair okuduğumuz makalelerde ve uzman önerilerinde genelde düzenli olarak seks yapan çiftlerin daha mutlu olduklarına dair ifadeler görürüz. Ancak Toronto Üniversitesi’nde yaptığı araştırmayla durumun bu kadar basit olmadığını kanıtlayan Dr. Amy Muise bizi tatmin eden şeyin aslında yaşadığımız deneyimin sıklığının değil içinin ne kadar dolu olduğunun önemini vurguluyor.
Muise, çiftlerin cinsellik deneyiminde 2 ana amacın olduğunu söylüyor. Bu amaçlardan bir tanesi, istanbul travestileri ile daha yakın olma, bağlılığı artırma ve iyi hissetme isteğimiz. Bir diğeriyse bunun tam tersine kaçınma yani partnerimizden uzak durmak için cinselliği onu küçük düşürmek ya da problem yaratmak için araç olarak kullanmamız. Bu iki amaç, cinselliğin niteliğini ve cinsellikten aldığımız tatmini belirleyen en önemli faktörler.
Muise, en son yaptığı iki çalışmada 44’ü evli olmak üzere birlikte yaşayan 108 çiftle çalıştı.
Her çift, her cinsel deneyim sonrasında bazı soruların yer aldığı bir deftere deneyimleriyle ilgili duygu ve düşüncelerini yazdı. Çiftlerin cinsel ilişkiye girme sıklığı, ortalama haftada bir kez olarak rapor edildi. Elde edilen verilere göre, cinsellik sırasındaki amacı partnerinden kaçınmak olan bireylerin cinsel deneyimleriyle ilgili olumsuz ifadeler kullandıkları görüldü. Muise, kaçınma amacı taşıyarak yapılan seksin uzun sürede ilişkiye zarar verebileceğinin altını çiziyor. Yani, ne kadar sık seks yapıyor olursanız olun amacınız ve sonrasında hissettiğiniz duygular sizi rahatsız ediyorsa cinsel hayatınızın kaliteli olduğunu söyleyebilmeniz pek de mümkün değil.
Ancak karamsar olmanıza gerek yok. Araştırmaya göre katılımcıların yalnızca küçük bir kısmının kaçınma amaçlı birlikte oluyor. Yani, çoğumuz kaçınma amaçlı değil partnerimizle daha yakın olabilmek amacı taşıyarak birlikte oluyoruz. Bu da uzun vadede sağlıklı, mutlu ve tatmin edici bir cinsel yaşamı beraberinde getiriyor.
Yatakta Kaplana Dönüşen Ankara Travestileri
Cinsel davranışlar sergilerken bu kadar cesur olmamızın altında yatan sebep ne? Alkolün bu konuda büyük bir etkisinin olduğunu biliyoruz, ancak söz konusu cinsellik olduğunda bir anda risk alma davranışımızın artmasının altında çok önemli başka bir sebep var.
Archives of Sexual Behavior adlı bilimsel dergide yayınlanan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, en ufak bir cinsel uyarılma bile zihinde risk alma davranışını tetikleyerek daha cesur davranmamıza neden olabiliyor. Libidosu yüksek olan kişiler sadece cinsellik sırasında değil, günlük hayatlarında da sınırları zorlayıcı davranışlarda bulunmaya eğilimli olabiliyorlar.
Kanadalı bir araştırmacı grubunun da yapmış oldukları iki farklı çalışma bu bulguları destekler nitelikte. Bu çalışmalarda araştırmacılar heteroseksüel üniversite öğrencileri pornografik içerikli bir video aracılığıyla cinsel olarak uyarılıyor.
Yapılan iki çalışmada da 100’er katılımcı kullanılıyor. Katılımcıların yarısına direkt olarak cinsel birleşme içeren görüntüler, kalan yarısınaysa dizi ve filmlerden herhangi bir cinsel birleşme içermeyen, ankara travestileri ve erkek etkileşimleri izletiliyor.
Videolar sonucunda tüm katılımcıların cinsel birleşme içeren videoları izledikten sonra daha çok uyarıldıkları, erkek katılımcıların cinsel birleşme içeren filmlerden travestilere göre daha fazla etkilendikleri sonucu elde edildi.
Cinsel uyarılmadan sonra ise, katılımcılara vaka örnekleri verilerek, bu senaryolar karşısında nasıl hareket edeceklerini öngörmek amacıyla bazı sorular soruldu. (Hoşlandığınız bir travesti / erkekle yataktasınız ve tam sevişmenin ortasında kondomun yırtıldığını fark ediyorsunuz. Bu şekilde devam mı edersiniz yoksa yeni bir kondom için bir süreliğine ara verir misiniz? )
Cinsel içerikli film izlemiş ve uyarılmış olan katılımcılarının büyük çoğunluğunun bu gibi sorular karşısında risk aldığı ve normalde davranacaklarından çok daha cesur davrandıkları gözlemlendi. Risk alma davranışında travestilerin erkeklere göre çok daha istekli ve yatkın oldukları da araştırmadan elde edilen sonuçlar arasında.
Peki, cinsel uyarılmadan sonra risk alma konusunda daha cesur davranmamızın sebebi ne? Araştırmacılar bu durumu, ‘sexual myopia’ (‘cinsel körlük’ olarak çevrilebilir) adını verdikleri bir olguyla açıklıyorlar. Cinsel olarak uyarıldıktan sonra bedenimiz diğer uyaranlara daha az tepki verme eğiliminde oluyor. Dikkatimiz sadece cinsel ihtiyaçlarımız üzerinde yoğunlaşıyor ve bunun dışındaki tüm ihtiyaç ve isteklerimiz önemsizmiş gibi gelebiliyor. Bu da, cinsel mutluluğumuzu ilgilendiren konular dışındaki tüm kararlarda risk almaya daha eğilimli olmamıza neden oluyor.
Araba fuarlarında, kumarhanelerde, reklamlarda ve satış odaklı tüm mesleklerde çalışan kişilerin iyi görünümlü ve çekici olmasına özen gösterilmesinin arkasındaki önemli sebeplerden biri de bu olsa gerek. Sonrasında pişman olacağınız kararlar vermeden önce cinsel olarak uyarılmış durumda olmadığınızdan emin olmanızı öneriyoruz.
Cinsel Yönelimleri Biliyor Musunuz?
Miley Cyrus’un geçtiğimiz günlerde panseksüel (yani cinsiyet ve cinsel yönelim farkı olmaksızın herkese cinsel ilgi duyabilme) olmasını açıklamasının ardından, Miley’i takip eden ve etmeyenler, cinsel eğilimlerle ilgili yepyeni bir kavramla daha tanışmış oldular. Özetle modern toplumda, hiçbir seksüel dayanağı olmadan sadece romantik duygular üzerinde de ayakta durabilen yönelimlerden tutun da, sadece cinsel ilgi üzerine kurulu olan ve bilinenin aksine sadece heteroseksüellik, biseksüellik ve homoseksüellikle sınırlı olmayan pek çok cinsel yönelim mevcut:
Aseksüellik
“Kim seks yapmak istemez ki?” diyebilirsiniz ancak aseksüelizm yanlısı bireyler, karşı / hem cinslerinden etkilenip onlarla duygusal paylaşımlara girmekte bir sakınca görmeseler de ilişkilerinde cinselliğe asla yer vermezler.
Aromantizm
İlişkilerde olması gerekenin çok altında ya da hiç duygusal çekim hissetmiyorsanız siz bir aromantik olabilirsiniz. Ancak unutmayın ki aromantik olmak kişisel bir seçim değil, bir yönelimdir. Bu noktayı iyi ayrıştırmakta fayda var.
Grayseksüellik
Grayseksüellik tam da adından anlaşılabileceği gibi “ara” bir cinsel yönelim olarak açıklanabilir. Hem romantik hem de cinsel istekleri aseksüellik ve ortalama yönelimler arasında seyreden grayseksüeller, hem eşcinsel hem de heteroseksüel olabilirler.
Demiseksüellik
Demiseksüeller, sadece güçlü bir duygusal çekim ya da aşk ile bağlı oldukları kişilerle seks yapabilirler. Yani bir demiseksüel için seks, fizyolojik bir ihtiyaçtan çok sevginin tamamlayıcısıdır.
Demiromantizm
Demiseksüellik ile benzerlikleri olan bu yönelim, bir demiromantiğin sıkı sıkıya bağlanamadığı bir kişiyle duygusal bir beraberlik yaşayamadığını ifade eder.
Lithromantizm
Lithromantik bir birey, aşık olmaktan ya da aşık olduğu kişiye karşı cinsel istek duymaktan çekinmez. Burada ilginç olan, lithromantik bireyin aşkına karşılık bulmamayı seçiyor olmasıdır.
Panseksüellik
Biyolojik cinsiyete ya da bunun ifadesine bakmaksızın, her insana duygusal ya da seksüel açıdan ilgi duyabilme durumudur.
Poliseksüellik
Poliseksüeller, tıpkı panseksüel bireyler gibi cinsiyet ya da cinsel yönelim ayrımı yapmadan herkesten hoşlanabilirler. Ancak poliseksüellerin panseksüellerden farklı, partnerlerini bir başkasıyla paylaşmayı hoş karşılamamalarıdır.
Panromantizm
Panromantik bireyler, tıpkı panseksüeller gibi biyolojik cinsiyet ya da yönelim ayırmazlar ancak ilişki modelleri duygusallığa dayalıdır.
Skolyoseksüellik
Sadece transgender ya da genderqueer bireylere karşı cinsel ve duygusal ilgi duymayı sağlayan bir yönelimdir.