travestiankara travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 50

Travesti Siteleri Ve Cinsel Hipnoz

Hipnoz tamamen beynin doğal ve normal işlevlerinden bir tanesidir. Büyü, sihir yada doğaüstü hiçbir yönü yoktur. Hipnoz sadece gevşeme ve rahatlama aracı değildir. Hipnoz bilinçaltına açılan bir kapıdır.

İyi bir cinsel terapist bu kapıdan içeri girer ve cinsel hastalıklara, kötü huylara, alışkanlıklara yol açan ve çocuklukda hatta bazen doğmadan önce oraya yerleşmiş yanlış bilgileri, inançları, düşünceleri, algılamaları bulur ve değiştirir. Ayrıca eğitim almış hipnoz uygulayıcılarına hipnozitör, hipnozla cinsel terapi veya psikoterapi yapan terapistlere ise hipnoterapist denir.

HİPNOZ UYKU DEĞİLDİR

Hipnozdaki kişinin uyanıktır, hipnozitörün yani hipnoz uygulayan kişinin tüm sözlerini duyar, anlar ve hatta yargılayıp sorulara yanıtlar bile verebilir ancak farklı bir bilinç halindedir. Dıştan bakıldığında hipnozdaki kişi çok rahat ve huzurlu bir şekilde uyuyor gibi göründüğünden yüzyıllardır, hipnozun bir uyku olduğu yanılgısı yerleşmiş olarak sürmektedir. Oysa hipnoz bir uyku değildir. Hipnoz artmış bir farkındalıktır. Hipnoz, kişinin gönüllü isteğiyle, hipnoz uygulayan kişinin direktifleri doğrultusunda dikkatini toplaması, gevşemesi ve yoğunlaştırması ile gerçekleşen bir durumdur. Dolayısı ile hipnoza girmek istemeyen kişi dikkatini yoğunlaştırmayacağı ve direktiflere uymayacağı için isteği dışında hipnoza sokulamaz. Hipnoz sırasında kişinin kontrolü tamamen kendi elindedir. Biz cinsel terapide bilinçli hipnoz tekniğini kullanıyoruz. Yani kişi, hipnozitörün söylediği her şeyi dinler, anlar, değerlendirir ve istemediği hiçbir şeyi söylemez, istemediği hiçbir şeyi de yapmaz. Eğer, hipnoz uygulayan kişi, hipnozdaki kişiden söylemek istemediği gizli sırlarını söylemesini yada onun ahlaki ve sosyal değerlerine aykırı bir şeyi yapmasını isterse kişi bunu kabul etmez daha da zorlanırsa hipnozdan çıkar.

HERKES HİPNOZA GİREMEYEBİLİR

Kimi insan hiç hipnoza giremezken, kimileri çok kolay kimileri ise çok zor hipnoza girerler. Kişilerin hipnoza girebilme düzeyine hipnoza yatkınlık adını veriyoruz. Hipnozun gerçekleşmesinde zeka, algılama, değerlendirme, hayal gücü ve konsantrasyon çok önemlidir. Bu nedenle de bu işlevlerin düzeyleri hipnoza yatkınlığı belirlemektedir. Hipnoza yatkınlık, bireyin kişilik özelliklerine, bilişsel işlevlerinin düzeyine ve içinde bulunduğu ruhsal durum ya da varsa ruhsal hastalığının niteliklerine göre farklılıklar gösterir. Örneğin, dikkat ve algılamanın ciddi düzeylerde yetersiz olduğu yada bozulduğu zeka geriliği olan kişilerin, ağır depresyon ve bunama hastalarının hipnoza girmeleri mümkün değildir. Yine karşısındakine güvenmeyen, her an kontrolü elden kaçırma yada zarar görme endişesi yaşayan, kuşkucu, aşırı titiz ya da başkalarından direktif almayı kabullenemeyen paranoid, obsesif ve narsisistik kişilik özellikleri olan kişiler hipnoza çok zor ve yüzeysel girerler. Zeki, hayal gücü kuvvetli, kolayca dikkatini yoğunlaştırabilen kişiler; hipnoza çok kolay girer, kolayca derinleşebilir ve cinsel sorunlarına çok daha kısa sürede çözüm bulabilirler.

CİNSEL SORUNLARDA HİPNOZ MUCİZESİ

Özellikle travesti siteleri psikolojik kökenli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, hipnoz son derece etkili yöntemdir. Yıllardır cinselliği bir tabu sayan, ayıp, yasak ve günah kavramları tarafından kuşatan ve konuşamayan Türk insanı, artık cinsel sorunları olduğunu kabul ediyor ve çözmek için yeni çareler arıyor. Hipnozun tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de en yaygın kullanıldığı alanlardan biri de erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus, cinsel isteksizlik vb. cinsel işlev bozuklarıdır.

HİPNOZ KOLAYLAŞTIRAN BİR ARAÇTIR

Hipnoz cinsel terapide kullanılan araçlardan biridir. Hipnoz aracılığı ile bazı cinsel işlev bozukluklarının tedavi edilmesine hipnoterapi diyoruz. Cinsel terapi seansları sırasında kullandığımız tıbbi bir girişimlerden biri olan hipnoz; tek başına mucize yaratmaz. Çünkü hastayı iyileştiren bizzat hipnozun kendisi değil, hipnoz sırasında uyguladığımız değişik tedavi yöntemleridir. Yani, hipnoz cinsel terapide çok işe yarayan ve kolaylaştıran bir tedavi aracıdır. Bu anlamda hipnozu bir şırıngaya benzetmek mümkündür. Nasıl ki şırınga, iyileşmek için hastanın gereksinim duyduğu çeşitli ilaçları uygulamak için kullanılan bir tedavi aracı ve hastayı iyileştiren şey şırınga değil de içindeki ilaçlar ise; aynı şekilde hastayı iyileştiren şey bizzat hipnozun kendisi değil; hipnoz sırasında uygulanan değişik tedavi yöntemleridir.

HİPNOZDAN ÇIKAMAMA GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Hipnoza alınan herkes seans sonunda hipnoz uygulayan kişinin direktifleriyle hipnozdan çıkabilir. Diyelim ki hipnoz sırasında hipnozitör çeşitli nedenlerle kişiyi hipnozdan çıkartmadan odadan ayrıldı. Hipnozitörün uzaklaştığı süre ve mesafeye bağlı olarak bir süre sonra hipnoz kendi kendine sona erer. Yani hipnozdan çıkamama gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca iyi ve tecrübeli bir hipnozitör televizyon başında izleyenleri veya telefonda karşı taraftakini hipnoz yapabilir. Hastanın hipnoza girmek için hipnozitöre ihtiyacı vardır, ancak çıkmak için değil.

ERKEN BOŞALMADA HİPNOZ

Erken boşalan kişi genellikle o an geldiğinde kendini tutamadığını söyler. Hipnoz destekli cinsel terapi ile erken boşalma %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır.

TRAVESTİLER HİPNOZA DAHA YATKIN

Özellikle istanbul travestileri hipnoza daha yatkındır. Çünkü travestilerinm üzerinde var olan toplumsal, ailevi ve dini baskılar nedeniyle cinselliği çok daha az konuşur ve yaşarlar. Bu nedenle hipnoz seanslarında kendi cinsellikleri yeniden keşfedebilirler ve sorunlarına erkeklere göre daha kolay çözüm bulabilirler.

OTOHİPNOZ – KENDİ KENDİNE HİPNOZ

Otohipnoz kişinin kendi kendini hipnotize etmesidir. Bunun için hastamız hipnotik transta iken hastamıza -sen benim seninle olduğumu ve sana yaptığım gibi sana hipnoz için verdiğim önerileri düşünerek kendi kendini hipnotize edeceksin. Sana vermiş olduğum ve senin kendi kendine verebileceğin aynı uyanma telkinlerini verebileceksin ki otohipnozdan uyanmama korkusuna sahip olmana gerek kalmasın. İlave olarak sizin otomatikman uyanabilmeniz için biri sizin yanınızda olmalı yada başka bir kişi hipnotik durum esnasında size gereklidir. Bunun için sağ elinin başparmağını avuç içine, diğer dört parmağını da onun üzerine kapatıp hafif bir yumruk yapacaksın. Bu esnada gözlerini kapatacaksın ve sorunun hakkında kendi kendine telkin vereceksin. Artık kendi kendinin hipnozitörü oldun. Gerektiği hallerde ve yerde ototelkini kullanıp rahatlayabilirsin. Ancak bu kendi talebin ile ilgili hazırladığın telkinler doğrultusunda uygulayabileceksin. Onun dışında kullanmayacaksın. Ortalama tedavi süren 3-5 seans arasındadır- telikinini veririz. Otohipnozu başarmak için kullanılan daha az yaygın yollar veya metodlar da vardır. Bunlar, kasetçalar ile hastayı hipnotize ederek tedavi etmek, tedavi edici öneriler veya telkinler ve kendi yönteminizle uyanmak gibi çeşitli metodları içerisine alır. Hipnoz sonrasında hasta kaset çalacak ve daha sonraki hayali durumlarda hasta kendi kendine hipnotik duruma girebilecektir. Yazılı telkinlerle ve aynı yolun uygulanmasıyla bu başarılmıştır.

VAJİNİSMUS ve ERKEN BOŞALMAYA HİPNOZLA ÇARE

Hipnozla cinsel sorunların tedavisinde hastalığın öznelliğine ve hastanın durumuna göre seansların uzayabilir. Hipnozla en kolay tedavi edilen cinsel sorunların başında erken boşalma ve vajinismus, en zor tedavi edilenlerin başında ise cinsel kimlik bozuklukları gelmektedir. Hipnoz cinsel yaşamın renklendirilmesinde de büyük yarar sağlayabilir. Cinsel isteksizlik duyanlar, korku nedeniyle ve acı nedeniyle ilişki kuramayan vajinismuslu kadınlar, erken boşalıp partnerini tatmin edemediği için suçluluk duyan erkekler, hipnozun etkisiyle normale dönebilirler. Ayrıca hipnoz iktidarsızlığın cinsel terapisinde çok yoğun olarak tercih edilmektedir.

TRAVESTİLERDE CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEME – VAJİNİSMUSTA HİPNOZ

Travesti de cinsel ilişkinin olduğu anatomik bölgeye vajen adı verilir. Vajenin etrafındaki kasların kasılması, tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku ve panik hali, travestinin bacaklarını sıkıca kapatması ve elleriyle eşini itmesine yol açan, istemsiz bir şekilde yani travestinin kontrolü dışındaki bilinçdışı vajinal kasılmalara vajinismus denir. Halk arasında evli bakireler, tamamlanmamış evlilik veya cinsel fobi, tıp literatüründe cinsel işlev bozuklukları sınıflamasında ise cinsel ağrı bozukluğu da denilir ve hipnoz destekli cinsel terapi ile %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır.

HİPNOZUN YAN ETKİSİ YOK

Hipnoz insanlık tarihi kadar eski ve güvenilir bir yöntemdir, bir şifa, huzur ve başarı aracıdır. Bilimsel bir yöntemdir. Ancak yine de farklı bir varoluşla kişinin kendisi hakkında bilinmeyenleri öğrenmesinin bir yolu olan hipnozun ehil ve deneyimli kişilerce yapılması gerekir. Çünkü biz hipnozu insanları uyutmak için değil aksine gizli gerçeklere yandırmak için kullanırız. Hipnoz öze dönüştür. İçsel ve öz kaynaklarımızın eczaneniz olarak kullanılmasıdır.

CİNSEL SAĞLIK, MUTLULUK VE BAŞARI İÇTEN KAYNAKLANIR

Ankara travestileri hipnoz sanılanın aksine başkalarının davranışlarını yönetmek ya da kendi iradelerine aykırı bir biçimde davranmalarını sağlamak amacı ile kullanılmaz. Hipnoz herkesin en olumlu yanları ile isteklerini gerçekleştirmesine izin veren öz benliğimizi idrak etmemizde ve doğal ahengi engelleyen duygusal sınırlarımızı yok etmede etkili olur. Cinsel birçok sorun ve rahatsızlık içsel kavram ve inançlarımızın bir sonucudur ve bir çözüm bulma girişimidir. Eğer en içsel duygularımızı ve inançlarımızı tanımaya, kabul etmeye ve değiştirmeye gönüllüysek, cinsel sorunlarımıza daha yapıcı çözümler bulabilir ve rahatsızlıktan tamamen kurtulabiliriz. Cinsel sağlık, mutluluk ve başarı daima içten kaynaklanır. Düzenli bir şekilde içsel kaynaklarımızla bağlantı kurduğumuzda iç benliğimizin dikkatimizi çekebilmesi için bizi hasta etmesine gerek kalmaz. Bu bakımdan hipnoz aslında hastalığı doğrudan tedavi etmez, hastanın telkin alma ve kabul etme yetisini arttırır. Ayrıca cinsel hastalıkların altında yatan faktörleri belirlememize yardımcı olur. Çünkü bilinçaltına atılan bir olay, hipnoz seansı sırasında birden akla gelebilir. Bu da özellikle insanın doğal dengelerini yeniden kurmasını sağlayarak, cinsel sorunların çözümüne katkıda bulunur.

 

Travesti İle Cinsel Fantezi Her Zaman Sağlıklı Değildir!

Cinsel fanteziler sağlıklı bir cinsel yaşamın göstergesi. Ancak, bazen cinsel bir sapkınlığın işareti de olabiliyor.

Cinsel fantezi kurmayan insan yoktur

Çoğu çift cinsel fantezileri hakkında konuşmak yerine ankara travestileri mutsuz bir cinsel hayatı yaşamaya mahkûm olmayı tercih ediyor. Cinsel fantezi kurdurma, cinsel sorunları ortadan kaldırmak için cinsel terapistlerin en çok verdiği ev ödevleri arasında yer almaktadır. Özellikle çiftin cinsel istek ve performansı bozan bazı aksamalar, problemler varsa, cinsel hayatı canlandırmak ve çiftin mutluluğunu arttırmak için, cinsel fantezi kurmak veya uygulamak bir tedavi biçimi olarak kabul edilebilir. Çünkü cinsel fanteziler; kişilerin üzerindeki bir takım baskıları azaltabilir, günlük hayatlarını normal olarak sürdürmelerine ve cinsel yaşamdaki heyecanı yoğunlaştırarak daha kolay doyuma ulaşmalarına yardımcı olabilir, kişinin kendisini tehlikeye atmadan veya ret edilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumlar keşfetmesini mümkün kılabilir, cinsel isteği, cinsel duyarlılığı ve cinsel yaşantıdan alınan hazzı arttırabilir, kişinin cinsel birleşme sırasında havaya girmesine ve kendi kendini erotize etmesine yardımcı olabilir, duyguları canlı tutabilir, cinsel yaşantıyı monotonluktan, sıradanlıktan uzaklaştırıp, renklendirebilir, zenginleştirebilir.

Cinsel fantezi kurmayan insan yoktur. İnsanlar; özellikle yaşları ilerledikçe veya ilişkileri olgunlaştıkça, cinsel isteklerinin o kadar çabuk uyanmadığını görebilirler. Bu dönemlerde travestiler ile fanteziler cinsel isteğin arttırılmasında yardımcı olmaktadır. Çünkü her açıdan insanın kendi denetimi altında kurulan cinsel fanteziler, kişinin kendisini tehlikeye atmadan ya da reddedilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumları keşfetmesini mümkün kılabiliyor. Ayrıca cinsel fanteziler; herhangi bir cinsel sapkınlığın baş göstermesini önleyebiliyor veya evliliklerde yıllar geçip ilişki olgunlaştığında boşanma ve aldatma ihtimallerini azaltabiliyor.

Cinsel fanteziler her zaman masun ve zararsız olmayabilir

Cinsel yaşantıyı renklendirmek için kurulan cinsel fantezilerin kişileri suçluluk duygusuna itmemesi gerekir. Cinsel yaşamın dört silahşoru olan merak, ayıp, günah ve yasaklar cinselliğin doya doya yaşanmasına engel olmaktadır. İnsanlar yaşamlarının diğer alanlarında sınırsız bir şekilde hayal kurabiliyor, bunlardan suçluluk duymak akıllarına bile gelmiyor, bu hayallerin gerçeğe uygun olmasını da beklemiyorlar. Ama iş cinselliğe geldiğinde yetişme çağlarından itibaren aşılanan cinsel değer yargılarıyla insanlar cinsel davranışlarını sınırlamaya yöneltiliyor. Bırakın cinsel davranışları gerçekleştirmeyi; bunları hayal etmek dahi zorlaşıyor. Oysa cinsel fanteziler insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel kurmak kolaydır, ucuzdur, güvenlidir, kişinin kimseye ihtiyacı yoktur. Senaryoyu kişi kendisi yazar, istediği oyuncuları kendisi seçer ve onları istediği gibi oynatır. Bu açılardan bakıldığında cinsel fanteziler; insanların deneme-yanılma yönteminin risklerine maruz kalmamaları için sahip oldukları bir yetenektir, bir çeşit simülasyondur, gerçeklerin tatmin edilemediği noktada beynin pansuman için ürettiği yararlı sanrılardır.

Fanteziler hayal dünyasında kaldığı ve kişinin kendisine, partnerine ya da topluma zarar vermediği sürece sorun yaratmaz. Cinsel fanteziler, cinsel uyarılmayı sağlamak, haz duymak ve orgazm olabilmek için mutlaka zorunlu hale gelmişse, cinsel sapkınlıktan söz edilebilir. Yani herhangi bir durum, nesne ya da fantezinin sapkınlık olarak kabul edilmesi için, tekrarlayıcı, sabit ve cinsel uyarılma sağlamak için zorunlu olması gerekir. Cinsel fanteziler her zaman masun ve zararsız olmayabilir. Cinsel fantezi kurmak her zaman doğru ve sağlıklı bir şey değildir. Örneğin birçok kişi meme, kalça, bacak, ayak gibi bedenin çeşitli bölümlerinden cinsel olarak uyarılır ve bunlara fantezilerinde de yer verir, bu bir sapkınlık değildir; sadece bir cinsel uyaran çeşitliliğidir. Ancak bir kişi için tek cinsel uyaran örneğin ayak ise, başka hiçbir şey aynı cinsel uyarı sağlamıyorsa, o zaman fetişizm dediğimiz bir sağlıksız durum söz konusudur. Ya da bir cinsel fantezi sado-mazoşist eğilimlere yönelmişse, yaşanan cinsel ilişki fiziksel ve duygusal şiddet içermeye başlamışsa bu normal değildir. Çünkü cinsel ilişki esnasında acı çekme veya acı çektirme çiftlere haz vermesi doğal kabul edilen bir durum değildir. Cinsel ilişki esnasında romantizmin ve duysallığın yerini şiddet içeren eylemler almaya başlamışsa burada sağlıklı bir cinsellikten bahsedilemez.

travesti

Travesti Yemek Bozuklukları Ve Cinsel Sorunlar

Toplumdaki yaygın “ideal vücut ölçülerine kavuşma” isteği ve diyet yapan insan oranındaki artış, yeme bozukluklarının yaygınlaşmasını neden olmaktadır. Daha çok genç kızlarda görülmekle birlikte aktör, manken, hostes veya dansöz gibi dış görüntüsü ön planda olan mesleklerde sıkça görülen “yeme bozuklukları” arasında “anoreksiya nevroza veya açlık hastalığı”, “bulimia nevroza veya tanırcasına yemek yeme ve kusma hastalığı”, “fazla ve kontrolsüz yemek yeme” ve “kontrolsüz aşırı gece yemek yeme” olmak üzere 4 rahatsızlık bulunmaktadır.

Yeme bozuklukları genellikle yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görülür

Yeme bozuklukları daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkan ve ergen gelişimini olumsuz etkileyen bir süreçtir. Kimlik edinilmeye çalışılan ergenlik dönemi, cinsel kimlik oluşumu ve cinselliğin tanındığı önemli bir dönemdir. Bu dönemde ergen değişen vücut şekline uyum sağlamaya çalışmakta, bir yandan da cinsel olgunlaşma sürecine girmektedir. Bu dönemde yaşanan yeme bozuklukları, ergenin psikososyal ve cinsel gelişimi sürecini geciktirmekle kalmayıp, erişkinliğinde yaşayacağı cinselliğe yönelik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu noktada bir çocuğun kişilik özelliklerinin temelini oluşturan 0–7 yaş dönemi ve ana-baba etkisinin çok büyük olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü çocuğun dünyaya gelişi ile birlikte çocuklarına en iyiyi vermeye çalışan ana-babalar, sıklıkla farkında olmadan hatalar yapabilmektedirler. Bu doğrultuda davranan ana babaların yetiştirdiği çocuklar doğru olanı yapmaya çalışır ve mükemmel bir çocuk olmaya güdülenirler, ancak bağımsız bir yetişkin olmakta güçlük çekerler. Bu nedenle ergenlik döneminde ebeveynlerin çocuklara karşı aşırı koruyucu olmaktan, yüksek beklentiler geliştirmekten, aşırı düşkünlükten ve katı davranmaktan kaçınmaları ve onların bağımsızlaşmalarına izin vermeleri gerekiyor. Çünkü yeme bozukluklarının tedavisi zordur. Mümkün olduğunca çabuk profesyonel yardım alınmalıdır. En iyi tedavi yöntemi tıbbi, psikoterapi ve beslenme konsültasyonunu içeren kombine bir çalışma ile gerçekleşmektedir. Yeme bozukluğu olan kişiler tehlikede olmadıkları fantezisiyle yardıma gerek duymadıklarına inanırlar veya sorunun farkındadırlar ama tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemezler. Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Psikoterapide hastanın yeme, kusma veya yememe davranışlarıyla duygularını ifade etmesinin yerine duygularını uygun bir şekilde sözle ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır.

Kilo ve beden görünümüyle ilgili aşırı ve gerçekçi olmayan algılamalar cinsel sorunlara yol açabiliyor

Yeme bozuklukları çoğu zaman travestilere özgü bir hastalık olarak kabul edilir. Yeme bozukluklarında temel sorun az veya çok yeme değil, kilo ve beden görünümüyle ilgili aşırı ve gerçekçi olmayan algılamalardır. Yeme bozukluğu yaşayanların en büyük sıkıntılarından biri cinselliğe yönelik tüm beden algılarını kapatmaları ve dolayısıyla cinselliklerini rahatça yaşayamamalarıdır. Yeme bozukluğu yaşayan istanbul travestileri dokunma ve dokunmanın getirdiği uyarılmaya karşı bedenlerini kapatmakta ve her şeyden önce cinsel uyarılma sorunları yaşamaktadırlar.

Cinsellikten korkma ve uzaklaşma, kendi cinselliği ve aşk ilişkisindeki rolü hakkında uygun beklentiler geliştirememe, cinselliğini yok etmeye çalışma ya da abartma yeme bozukluklarında sık görülmektedir. Cinsel soruna eşlik eden yeme bozukluklarının temelinde her ne kadar fiziksel, sosyal, kültürel faktörler rol oynasa da psikolojik etkenlerin fazlalığı göze çarpmaktadır. Anne-baba tutum ve davranışlarının yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında etkin role sahip olduğu söylenebilir. Yeme bozukluğu yaşayan kişilerin mukayese edilmenin yaygın olduğu, anne-baba ve travesti-erkek rollerinin karıştırıldığı, aile içi şiddetin yaşandığı, fiziksel ve duygusal kötüye kullanımın var olduğu çatışmalı aile ortamlarında büyüdükleri görülmektedir. Yeme bozuklukları çeken bireylerin anneleri hükmedici, duruma hep egemen olmak isteyen ve soğuk yapıdayken; babalarının ise daha sevecen gibi algılansalar da sorumsuz, etkisiz ya da edilgen kişilik özellikleri gösterdikleri tespit edilmiştir. Yeme bozukluğu yaşayanların patolojik aile işlevselliği üzerinde sağlayamadıkları kontrolü bir “kendini yeniden düzenleme”, “bedenle konuşma” veya “yeme ve kusma davranışlarıyla duygularını kontrol etme” gibi davranışlarına girerek sağlamaya çalıştıkları görülmektedir.

Anne-çocuk ilişkisinde aşırı denetleyici anneden, onaylayıcı ve güven verici tepkiler alamayan çocuk, sağlıklı bir kendilik duygusu geliştirememekte, kendini ayrı, özerk bir varlık olarak algılamak yerine annenin uzantısı gibi algılamaktadır. Bu durum çocuk için bir yandan anneyle birleşme, onun içinde kaybolma ve “yenip yutulma”, diğer yandan da “terk edilme tehdidi” anlamına gelmektedir. Yeme bozukluğu yaşayanların içe aldıkları ve ayrı bir nesne gibi yaşattıkları anne imgesini, yeme, kusma veya diyet yapma yoluyla denetim altında tutmaya çalıştıkları, hem onun tarafından ele geçirilmeye hem de terk edilmeye karşı bu yolla başa çıkmaya çalıştıkları ileri sürülebilir. Kendini aç bırakma ya da aşırı yeme sonucunda bedenlerinin kadınlaşmasını engellemeye çalışmaları da anneleriyle olan bu karmaşık ve iki değerli özdeşimi azaltma girişimi olarak yorumlanabilir.

Ruhsal çatışmalar ve düzensizlikler yaşayan bu kişiler, kendilerinden çok annelerine aitmiş gibi algıladıkları bedenlerini, hem içsel hem de dışsal yaşantıları üzerinde denetim kurmak için kullanmakta, daha doğrusu annelerine benzeyen bedenlerini ve cinselliklerini ret etmekte gibidirler. Ayrıca cinsellikte önemli olan dokunma eylemine karşı kendilerini kapatan bu kişilerin dokunmama veya dokunulmasına izin vermeme ve cinsel dokunuşlara kendini kapatmakla sanki içe alma ve terk edilme tehlikesine karşı önlem aldıkları görülmektedir. Sonuç olarak cinsellikten ve kadınlıktan soğuma, kendi bedeninden ve cinsel ilişkiden iğrenme, tiksinti duyma ya da kaçınmaya yol açan bu duyguların beden imgesiyle aşırı uğraşma ve yeme davranışı bozukluklarıyla sonuçlandığı görülmektedir. Ayrıca yeme bozukluğu olan kişilerde cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm olamama, cinsel soğukluk, homoseksüellik, aseksüellik, depresyon, anksiyete, kişilik bozuklukları ya da uyuşturucu madde kullanımı daha sık görülmektedir. Yeme bozuklukları genellikle yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görülüyor.

Travestiler İle Hazzı Artıran Egzersizler

Cinsel egzersizler cinsel işlev bozukluklarında kullanıldığı gibi, cinsel sorunu olmayan ancak cinsel hayatına farklılık getirmek isteyen çiftler de uygulayabilir. Biz cinsel egzersizler yerine “aşk oyunları” demeyi tercih ediyoruz.

Cinsellikten daha fazla haz almak için hiçbir zaman geç değildir. Cinsel beraberliklerinizde ve partnerinizle iletişiminizde şimdiye kadar hiç tatmadığınız zevkleri tadabilmek, hiç eğlenmediğiniz kadar eğlenmek ve hiç yakınlaşmadığınız kadar yakınlaşmak için aşk oyunlarına başvurabilirsiniz.

Cinsellikten daha fazla haz almak için öncelikle konuşmak gereklidir. Çoğu çiftin cinselliği konuşmadıklarını görüyoruz. Çünkü erkekler cinsel güçle erkekliği özdeşleştirdikleri ve eşlerini tatmin etmeyi bir erkeklik meselesi olarak gördükleri için cinsel konularda eşleriyle konuşmuyorlar. İstanbul travestileri ise ya fazla istekli görünmemek için ya da toplumda yaygın olan “yatakta her şeyi erkek yapmalıdır” düşüncesi yüzünden konuşmuyorlar. İki taraf da konuşmayınca birbirilerinin istek, arzu, beklentilerinden de haberdar olamıyorlar. Oysaki cinsellik travestiler ve erkekler arasında paylaşılan özel bir durumdur ve her iki taraf da duygu ve düşüncelerini ne kadar açık ve samimi bir biçimde dile getirirse o kadar güzel bir cinsel yaşantı olacaktır. Konuşmada önemli olan, vereceğiniz mesajların yanlış anlaşılmamasına dikkat etmektir. “Hep kendini düşünüyorsun, benimle ilgilenmiyorsun, benim cinsel haz almam senin için önemli değil” demek yerine, “Ön sevişmeyi uzun tutarsak, yatakta birlikte daha fazla vakit geçirebiliriz, böylece seni daha çok hissedebilirim” diyebilirsiniz. Konuşurken düşüncelerinizi bu şekilde ifade ederseniz, partneriniz bu düşüncelerinizi söylenme olarak algılamayacaktır. Üstelik kendine eleştiride yapılmış olarak da hissetmez ve sizi rahatsız eden davranışlarını yeniden gözden geçirmeyi kabul eder.

Keyifli ve haz dolu bir cinsellik için ideal ortamı oluşturmak da çok önemlidir. Sevişmek için çiftin rahatsız edilmeyeceği, rahat olacağı, ısının, ışığın yeterli olduğu bir ortam gereklidir. Tabi ki ortam çiftin özel istek ve beğenilerine göre de düzenlenebilir. Tatlı konuşmalar, yumuşak yastıklar, dinlendirici bir müzik çiftlerin cinsel enerjisini artıracak ideal bir ortamdır. Yemek yedikten sonra sevişmeyin. Sevişmeden önce soğuk içeceklerden, dondurmadan ya da buzdan kaçının. Çükü hazımsızlık veya soğuk yiyecekler cinsel enerjiyi azaltabilir. Yorgun, aç ve kızgınken de cinsel ilişkiden kaçının. Çünkü bu da cinsel enerjinizde dengesizliğe neden olabilir. Sevişmeden yarım saat önde tuvalet ihtiyaçlarınızı giderin. Dolu idrar torbasıyla cinsel ilişkiye girmek sıkıntı vericidir. Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarda sevişmek elektromanyetik alanda dengesizliğe yol açabilir. Sevişmeden önce ve sonra çok çalışmayın. Kaslar gevşediğinden enerji toparlamak zorlaşabilir.

Cinselliğin %90’ı okşamak, sevişmek, öpmek, dokunarak haz alıp vermektir. Geri kalan %10 ise penisin vajina içindeki hareketleridir, aslına bakılırsa o da bir sürtünme ve dolaylı dokunma eylemidir. Dokunmak çiftin arasındaki yakınlığın ve rahatlığın gelişmesi açısından çok önemlidir. Cinsel mutluluğun sırrı çiftlerin birbirini çok iyi tanımalarında yatar. Partnerinin vücudunu iyi tanımak için dudaklar, yüz, göğüs bölgesi, eller, kalça, bacaklardan ayak parmaklarına kadar cinsel haz alarak ve cinsel haz vererek sevgiyle dokunmak şarttır. Böylece partnerinizin gizemini dokundukça keşfedecek, karşınıza çıkacak yeni duygular hoşunuza gidecek ve her ikiniz de oldukça heyecanlı ve zevkli anlar yaşayacaksınız. Biz çiftlere birbirilerine erotik masaj yapmalarını öneriyoruz. Cinsel organlara ve göğüslere dokunmadan, önce erkek travestiye, sonra da travesti erkeğe bebe yağı ile yumuşak dokunuşlarla erotik masaj yapabilir. Burada önemli olan anın tadını çıkarmak, dokunan tarafın dokunurken parmak uçlarında hissettiklerine odaklanması, dokunulanın da partnerinin dokunuşlarına ve dokunulmaktan aldığı haza odaklanmasıdır.

Cinsellikte o ana odaklanmak, yapılan eylemden başka bir şeyi düşünmemek gereklidir. Böylece çift birbirine daha da yakınlaşır, samimiyet ve güven duygusu artar. Bu oyunu çift kendi isteklerine göre düzenleyebilir. Bebe yağı yerine hoş kokulu bir krem ya da masaj yanı kullanılabilir. Masaja dinlendirici bir müzik de eşlik edebilir. Çift birbirilerini nasıl dokunmaları konusunda sözle ya da hareketlerle yönlendirebilir. Ne yapacakları aslında çiftin hayal gücüne kalmış bir şeydir. Yeterli bir ön sevişme her iki tarafı da hazza götürecektir. Daha uzun, duyarlı ve keyifli bir cinsellik yaşamak, erkeklerde boşalmanın denetim altına alınması, kadınlarda ise daha kolay orgazma ulaşılması için son derece gerekli olan ön sevişme, cinsellikten alınan hazzın arttırılması ve cinsel uyumsuzlukların daha az görülmesi için de gereklidir. Bu nedenle ön sevişmeye yeteri kadar zaman ayıran çiftler sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olurlar. Ön sevişmede kadının klitorisinin uyarılması, hem daha fazla haz almasını hem de orgazma daha kolay ulaşmasını sağlar.

travestiler

Aşk oyunlarını en önemli parçası olan cinsel yaratıcılık ise daha önceden planlanması gereken ve bir rutini olmayan cinsel yaramazlıklardır.

-Oral aşk oyunları,

-Seks-shop oyuncaklarından faydalanma,

-Partnerle birlikte köpüklü bir banyo yapma,

-Partnere sevgi ve şehvet dolu küçük notlar bırakma,

-Farklı mekanlarda sevişme,

-Erotik sürprizler yapma,

-Erotik masaj yapma,

-Birlikte erotik film seyretme,

-Mum ışığında şarap içip dans etme,

-Küçük hediyeler alıp partneri şımartma,

-Partneri şaşırtma,

-Cinsel fantezileri paylaşma,

-Birbirine gün içinde erotik mesajlar gönderme,

-Erotik giysilerle oynama,

-Kışkırtıcı soyunma,

-Boyalarla oynama,

-Duyularla oynamak,

-Farklı rollere bürünme,

-Partnerlerin birbirlerini yeniden tavlamaları için barda randevulaşma,

-Partnerle nasıl tanışıldığını, O’na nasıl âşık olduğunu anlatan bir hikaye yazma,

-Makatın veya prostat bezinin uyarılması,

-Partnere O’na daima sevildiğini hareketlerle ve sözlerle gösterme,

-Yüksek sesle ayıp sözler söyleme vb. aşk oyunlarını deneyebilirsiniz.

-Birlikte güneşin batışını ya da doğuşunu izlemek gibi partnerin birbirinie daha da yakınlaştıracak romantik ortamlara gitme ve romantizmi arttırma,

Cinsel hayatınızda cesur olun, hayal bile edemeyeceğiniz kadar usta bir oyuncu olmaya çalışın, zengin bir cinsel aşk oyunları repertuarı oluşturun.

Kegel egzersizleri de hem istanbul travestileri için hem de erkek için faydalı egzersizlerdir. Biz bu egzersizlere aşk kası egzersizleri adını veriyoruz. Kegel egzersizleri danışanlara tarif edilirken, her gün bir ya da iki kez aşk kaslarını kasması söylenir. Ankara travestileri aşk kaslarını bulmakta güçlük çekerler. Egzersizler esnasında aşk kaslarının yerine karın ya da uyluk kaslarını çalıştırırlar. Danışanlar aşk kaslarından haberdar değilse, karın ve kalça kaslarının gevşek olmasına dikkat etmek kaydıyla, kendisine sık sık idrar yapmaya başlaması ve hemen ardından durdurması söylenir. İdrar akışını durdururken kasılan kaslar aşk kaslarıdır. Bu alıştırma danışanlara zor gelirse vajinanın içine işaret ve orta parmaklarını yerleştirip, parmaklarını sıkıştırmaya çalışması önerilir. Bu alıştırma esnasında çalışan kasları kegel egzersizleri esnasında çalıştırılacak kaslardır. Erkekler de yine makat kaslarını sıkıp gevşeterek kegel egzersizlerini yapabilirler.

Kegel egzersizlerinde başarı, uygun teknik kullanmaya ve düzenli egzersiz programına uymayla doğru orantılıdır. Kegel egzersizlerinde her birim egzersiz için kasların -10 saniye kasılması ve bu kadar bir sürede ara verilmesi gerekir. Kasılma ve bekleme arka arkaya 5 -10 kez uygulanmalıdır. Egzersizler esnasında normal nefes alıp verme ve yalnızca aşk kaslarının çalışıyor olmasına dikkat edilmelidir. Bu birim egzersizin günde en az 5-10 kez yapılması gerekmektedir. Bazı uzmanlar egzersizlerde aşırıya kaçmanın ve idrar yaparken bu egzersizleri uygulamanın kişilere sıkıntı verebileceğini iddia etse de yeterlilikte kriter kasıklarda ağrı hissedilmesidir. Aşk kasları egzersizleri kadınlarda daha kolay orgazm olmaya, erkeklerde de erken boşalmayı kontrol etmeye yardımcı olmaktadır. İlişkiden önce gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak da çifti rahatlatıp alacakları hazzı arttıracaktır. Yoga, pilates gibi egzersizler de pelvik bölge kan akışını hızlandırdığı için cinsellikten alınan haz artacaktır.

 

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti