travestiistanbul travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 25

Travestiler İle Cinsel Tiksinmeden Kurtulun!

Dünya genelinde daha çok geleneksel ve muhafazakâr toplumlardaki travestiler de görülen cinsel tiksinti bozukluğu, evlilik ve ilişki sorunlarına ve zamanla cinsel isteksizliğe neden olan önemli bir sorundur. Erkeklerde çok nadir görülüyor olsa da, bu sorunu partnerlerinin yaşamasıyla, erkekler de cinsel yaşamlarında cinsel tiksinti bozukluğundan olumsuz etkilenir. Tedavi edilmediği takdirde cinsel tiksinti bozukluğu travesti erkek ilişkilerini sürdürülemez hale getiren ciddi bir sorun haline gelebilir. Aslında uygun tedavi ve terapi teknikleriyle cinsel tiksinti bozukluğunun şaşırtıcı bir biçimde kısa sürede üstesinden gelinebilir.

NEDEN TİKSİNİYORLAR?

Cinsel tiksinti bozukluğu çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan çok özel bir cinsel işlev bozukluğudur. Aslında cinselliğin tiksinç bir yanı yoktur ve erkek için de travesti için de son derece doğal, olağan, keyifli, ağrı ve acı içermeyen, bulantı ve iğrenmenin olmadığı ruhsal ve bedensel bir ihtiyaç ve şehvet dolu bir süreçtir. Cinsel tiksinti bozukluğunun en temel nedenleri, çocuklukta ve ergenlikte yaşanan cinsel istismar, ensestiyöz ve homoseksüel deneyimler, ruhsal, bedensel ve cinsel travmalar ve bunlara bağlı suçluluk ve günahkarlık duygularıdır. Ayrıca cinsellikle ilgili toplumsal, ahlaki ve hurafelere dayalı dini baskılar, yasaklar, değer yargıları ya da kişinin bunları yanlış yorumlamış ve algılamış olması, cinsellikle ilgili yanlış, eksik bilgi ve inanışlar da diğer nedenler arasında yer alır.

Travmatik bir cinsel deneyim yaşayan istanbul travesti, bunun onda bıraktığı utanma, aşağılanma, acı çekme, iğrenme gibi izleri genelleyerek cinselliği bu olumsuz duygularla algılamaya başlar ve cinsellikten tiksinebilir. Bazı kadınlarda disparoni adını verdiğimiz ağrılı cinsel ilişki sorunu cinsel tiksinti bozukluğuna yol açabilir. Kadın cinsel ilişki sırasında hissettiği ağrı nedeniyle duyduğu endişe ve korku yüzünden cinselliğe ve cinsel uyaranlara karşı tiksinti duymaya başlayabilir. Bazen cinsel tiksinti ile birlikte vajinismus da görülebilir. Cinsel tiksinti, obsesif kompulsif bozukluk, ansiyete ve fobik bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu gibi, bazı psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte de görülebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülür. Kızlık zarı, bekâret ve namus kavramları ile cinsellikleri baskılanan istanbul travestileri, çocukluklarından itibaren cinselliği erkekler gibi yaşayarak, cinsellikten haz almaları ve doyuma ulaşmalarının ayıp, yasak, günah ya da suç olduğunu algılarlar. Bunun sonucunda da günah, suçluluk, utanama ve aşağılanma duygularını cinsellikle ilişkilendiren kadınlar cinselliğe ya da cinselliğin herhangi bir unsuruna karşı tiksinti duyabilirler. Bu tiksinti bilinçli veya bilinçdışı bir tehdit algısına karşı bir savunma mekanizması olabileceği gibi, suçluluk ve günahkarlık duygularına bağlı bir kendi kendine bir ceza verme veya kendi kendine ödetilen bir kefaret durumu da olabilir.

CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUĞU NEDİR?

Cinsel tiksinti bozukluğu, sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel ilişkiye ya da cinsellikle ilgili her şeye ya da bazı şeylere karşı şiddetli bir iğrenme duygusuyla rahatsızlık duyulması ve bunlardan kaçınılması olarak tanımlanabilir. Cinsellikten tiksinen kişi cinsel ilişki söz konusu olduğunda bulantı, endişe ve korku duyar. Yani cinsel ilişki olasılığı belirdiğinde bu kişiler yoğun anksiyete belirtileri gösterirler. Kimi zaman buna bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişiler, genellikle cinsellikten kaçınırlar, cinsel istek duymazlar, daha çok partnerleri istediği için ‘karanlıkta, yorgan altında, prezervatifle ve çoğu zaman iç çamaşırları çıkartılmadan’ cinsel etkinlikte bulunmaya çalışırlar. Tiksinti genel olarak cinsellikle ilgili her şeye karşı olabilir. Cinsel birleşmenin kendisine ya da herhangi bir yönüne, cinsel organlara, genital sıvılara, öpüşmeye, dokunmaya ya da cinsel uyaranlara karşı da bu tiksinti meydana gelebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişide bu durumun süreklilik göstermesi nedeniyle kişinin ve partnerinin hem ruhsal dünyaları hem evlilik ve ilişkileri hem de cinsel yaşamları olumsuz etkilenir ve çoğu zaman sürdürülemez hale gelebilir.

TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Cinsel istek bozuklukları arasında yer alan cinsel tiksinti bozukluğu tamamen psikolojik temellidir ve tedavisi de cinsel terapi ile mümkündür. Cinsel terapide, önce kişinin cinsellikle ilgili yanlış, önyargılı ya da eksik bilgileri düzeltilir. Terapide, cinsellik ve cinsel organlar hakkında doğru bilgilendirme yapılır. Sonra da kişinin cinsellikle ilgili tiksinti duyduğu duruma yönelik duygu odaklı terapi teknikleri, bilişsel yeniden yapılandırma ve sistematik duyarsızlaştırma tedavisi uygulanır. Sorun hemen birkaç seansta çözülemeyecek kapsamda olduğundan kişinin göstereceği sabır ve işbirliği tedavinin başarısı açısından önemlidir. Kimi durumlarda evlilik ve ilişki terapisi teknikleriyle daha etkili sonuçlar almak mümkündür. İleri aşamadaki vakalarda psikodinamik yaklaşımlar, EFT yani duygusal özgürleştirme teknikleri ve hipnoterapi de uygulanabilir. Ancak burada çok önemli bir konu var ki, cinsel tiksinti bozukluğu spesifik bir durum olması nedeniyle sadece bu konuda eğitimli ve deneyimli cinsel terapistler tarafından tedavi edilebilir.

 

Ankara Travestileri İçin Doğal Saç Uzatma Yöntemleri

Saç uzatma yöntemleri uygulamalarından bahsetmeden önce belirtmeliyiz ki saçlara sadece dışarıdan bakım yapmak yeterli değil. Bu anlamda saçları içeriden beslemek yani yediğimiz ve içtiğimiz gıdalara dikkat ederek özellikle asitli içeceklerden, aşırı yağlı yiyeceklerden ve aşırı şekerli gıdalardan uzak durarak saçlarınız için önemli bir adım atmış olacaksınız.

Bunun dışında bol su içmek hem saç sağlığı hem de saçların hızlı uzaması için oldukça önemlidir. Saç uzatma yöntemleri için doğal yağlardan faydalanacağız. Her yöntem için gerekli olan bakım yağı ve diğer malzemeleri dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz.

Hindistan cevizi yağı ve keten tohumu yağı
Organik olan hindistan cevizi yağı katı kıvamlı olduğu için bir yemek kaşığı kadar alın ve oda sıcaklığından yüksek bir sıcaklıkta, mümkünse mikrodalga fırında eritin. İçerisinde iki çay kaşığı kadar keten tohumu yağı ekleyin ve karıştırarak saç köklerinden itibaren uçlarına kadar uygulayın. Bu sayede yalnızca saç kökleriniz değil boyları ve uçlarına da bakım yapmış olacaksınız. Ankara travestileri saçlarınız uzarken aynı zamanda sağlıkla parlamaya da devam edecek.

Yumurta ve zeytinyağı
Bir adet yumurtayı mikser yardımı ile iyice karıştırın ve içerisine bir yemek kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bu bakımı saçlarınız yağlı iken yaparsanız etkisinin daha fazla olduğunu zamanla anlayacaksınız. Saç köklerinden başlayarak tıpkı saçı boyuyormuş gibi saç uçlarına kadar uygulayın ve streç film ile saçlarınızı sarın. Saçlarda mümkünse varsa 3-4 saat bekletin. Kokusu biraz ağır olsa da çok etkili ve faydalı bir travesti saç uzatma yöntemi olduğu için katlanmanızı tavsiye ediyoruz.

Elma sirkesi

Saçlarınızı ne sıklıkta yıkıyor olursanız olun elma sirkesini kullanın. Fakat bahsettiğimiz elma sirkesi marketlerde satılan ve doğal olmayan elma sirkesi değil. Mutlaka organik veya ev yapımı olmalıdır. Duş sırasında bir kova su hazırlayın ve içerisine bir çay bardağının yarısı kadar elma sirkesi ekleyin. Son durulama suyu olarak yalnızca saçlarınızı bu su ile durulayın. Saçlar hem kepeksiz hem parlak hem de çok çabuk uzamaya başlayacaktır.

ankara travestileri

Üzüm çekirdeği yağı ve çörekotu yağı
Saçlarınızı uyumadan önce mutlaka tarıyorsunuzdur. Zira bu saç uzatma yöntemleri istanbul travestileri için oldukça önemli bir uygulamadır. Saçlarınızı her gece taradıktan sonra sadece diplerine birer çay kaşığı üzüm çekirdeği yağı ve çörekotu yağını ekleyerek uygulayın. Bu şekilde sabaha kadar yağlar saç köklerinizde kalmalı ve etki etmelidir. Sabah uyandığınızda duş alıp saçlarınızın son durulama suyuna elma sirkesi ekleyerek durulayın. Bu saç uzatma yöntemini gün aşırı denemenizi tavsiye ediyoruz.

Soğan suyu kürü
Soğan yalnızca yemeklerde kullanılmıyor. Saç uzatma yöntemleri başında yer alan soğan suyu kürü oldukça faydalıdır. Bir adet soğanı 4’e bölüp (kabukları ile birlikte) 2 su bardağı su ile kaynatın. Soğanlar içerisinde iken soğumaya bırakın ve ılımaya başladığında soğanları avucunuza alarak içerisinde kalan suyu sıkıp kalan su ile saçlarınızı yıkayın.

Saçlarınızın ıslak kalması çok önemlidir. Saç köklerinizde karıncalanma hissetmeye başlıyorsanız etki ediyor demektir biraz dişinizi sıkın. Bu sayede saçlarınız hayal edemeyeceğiniz kadar hızlı uzamaya başlayacak. Bu yöntemi her sıklıkta kullanabilirsiniz. Son derece ekonomik olan bu saç uzatma yöntemi hemen hemen herkeste etkilidir.

Tatlı badem yağı ve sarımsak
Sarımsağın saç köklerini canlandırarak beslediğini eminiz ki pek çok kaynaktan okumuşsunuzdur. Hem yeni saç oluşumunu destekliyor hem de saçların dökülmesini engelliyor. Bu sayede saçlar daha hızlı uzarken yıpranmalar da ortadan kalkmış oluyor. Saç uzatma yöntemleri konusunda ilk olan bu yöntem için bir diş sarımsak ve iki tatlı kaşığı tatlı badem yağı gerekiyor. Sarımsağı iyice ezin ve iki tatlı kaşığı tatlı badem yağına ekleyin.

Bu karışımı mümkünse 2 saat kadar oda sıcaklığında bekletin. Bu sayede sarımsağın özü badem yağına iyice karışsın. Sonrasında saç köklerinize sürün. Saçlarınızı hava almayacak şekilde streç film ile sarın ve bekleyebildiğiniz kadar uzun süre bekleyin. Eğer zamanınız yoksa saç kurutma makinesi ile beş dakika boyunca kürün saç diplerinizde çalışması için ısı uygulayın. Bu yöntemi her hafta 2 defa olmak şartı ile uygulayın.

İstanbul Travestileri Cilt Güzelliği İçin Öneriler

Pürüzsüz ve parıltılı bir cilde sahip olmak genler ile alakalı olsa da cilt bakımı da istanbul travestileri için oldukça önemli olmalıdır. Sizlere cilt bakımınız ile ilgili uzmanlardan önerileri bu makalede topladık.

Güneş kremi kullanımı
“Ne kadar yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanırsam o kadar iyi korunmuş olurum” diye düşünebilirsiniz ancak bu çok yanlış bir yaklaşım. 15 koruma faktörlü bir güneş kremi UVB ışınlarından yüzde 94 oranında koruma sağlarken SPF 30 bu oranı yüzde 98’e kadar arttırır. 50 koruma faktörlü kremleri inceleyecek olursak fazladan sadece yüzde bir oranında koruma sağladıklarını görürsünüz.

Uyumadan önce bakım yapın
Her gün düzenli olarak şekerleme yapıyorsanız cildinde hasarlar meydana gelmeye başlar. Uyku sırasında salgılanan hormonlar, yağ içeren salgıları arttırır ve 14 saatin sonunda bronz bir heykel gibi parlıyor olursunuz. Yağlı cilt tipine sahip olanlar yatmadan önce uygulayacakları gece bakımı sayesinde akne ve yağ çizgileriyle savaşabilir.

Sigarayı bırakın
İçtiğiniz sigara miktarı arttıkça cildinde oluşacak değişiklik üzerine işte yeni bir bilgi daha: 2007 yılında yapılan bir araştırmada sigara içmek vücudun güneş görmeyen yerlerini dahi ciddi şekilde yaşlandırıyor. Sigara içen istanbul travestileri içmeyenlere oranla kolların iç kısımları gibi UV ışınlarına maruz kalmayan yerlerinde daha fazla belirgin kırışıklığa sahip olduğu kanıtlanmış. “Görünen o ki sigara içmek yaşlanmayı hızlandırıyor” diyor bu konudaki araştırmalara öncülük eden Mischigan Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Doçent Rosi Helfrich.

Çikolata tüketin
Yapılan araştırmalara göre birkaç parça siyah çikolata (sütlü olanları çok fazla seker ve yağ içeriyor) tüketmek, içeriğindeki flavonoller, UV ışınlarını emen ve ciltteki kan akışını hızlandıran koruyucu bileşen yardımıyla cildi koruyor. Bir araştırmada, 12 hafta boyunca her gün flavonoid bakımından zenginleştirilmiş kakao tüketen travestilerin ciltlerinin daha yumuşak ve güneşe karşı yüzde 25 oranında daha az hassas duruma geldiği gözlemlenmiş.

Kızartmalardan uzak durun
Bir grup araştırmacı, 12 hafta boyunca akneli cilde sahip 23 kişiyi yüksek protein-düşük glisemik indeks diyetine tabi tuttu. Sonucu tahmin edin bakalım. Ciltlerindeki akne sorunu çok daha iyiye gitti. Deneklerin yüzde 22’sinde daha az lekelenme görüldü. Yüksek-karbonhidrat diyeti uygulayanlarda ise bu oran yüzde 14’te kaldı (Bonus: Düşük-karbonhidrat diyeti uygulayanların hepsi kilo verdi!). Araştırmacılar kilo kaybının mı yoksa diyetsel değişikliğin mi buna yardımcı olduğunu kesin söyleyemese de, görünen o ki beslenme, cilt yapısında çok önemli bir rol oynuyor. Yağsız proteinden bol bol tüketirken, yüksek glisemik indeksli besinleri azaltın (örneğin nişastalı kızartmalar ve şekerlemeler).

Duş alın
“Terlediğimiz zaman vücut daha fazla sebum (yağlı gözenek-tıkayıcı salgı) üretir”, diyor Dermatoloji Uzmanı Audrey Kunin. Öğle vakti yapılan bir antrenmandan sonra sakın duştan kaçmaya çalışmayın. Bakteriler ter ve yağdan beslenmeye bayılır. Eğer duş almazsanız onlara eşsiz bir ziyafet sunmuş olursunuz. Terlemeye neden olan her etkinlikten sonra kendinizi soğuk su ve yağ temizleyici glikolik ya da salisilik asit içeren bir duş jeline teslim edin.

Pahalı diye almayın
Mükemmel Cildin Yeni Bilimi kitabının yazarı Fotobiyoloji Uzmanı Daniel B.Yarosh’a göre: “Süslü püslü bileşenlerden oluşan pahalı yüz temizleyicilerine servet harcamaya gerek yok. Onlar bir dakikadan daha az süre cildinde kalıyor ve bu kadar kısa süre içinde doğru düzgün çalışmaları mümkün değil.” Bazı fiyatı yüksek temizleyiciler, cilt yüzeyinde tahrişe neden olabiliyor. İşe ucuz yüz temizleyicilerini deneyerek başlayın. Her ikisinin de kir, yağ ve ölü deri hücrelerini cildin doğal yağ dengesini bozmadan temizlediğini göreceksiniz.

istanbul travestileri

Doktorunuzu iyi seçin
Güvendiğiniz doktorunuza kusur bulmaya çalışmıyoruz ama dermatoloji uzmanları hangi tümörlerin zararsız hangilerinin ise endişe verici olduğunu bulma konusunda çok iyiler. Journal of General Internal Medicine’de yayımlanan bir habere göre, dermatoloji uzmanlarının aile hekimlerine göre anormal cilt tümörlerini belirleme konusunda belirgin biçimde daha doğru saptamalar yaptıkları bulunmuş. Aslında, dermatoloji cerrahlarının yüzde 90’ından fazlası geçtiğimiz sene içinde dermatoloji uzmanı olmayan doktorlar tarafından gözden kaçmış veya yanlış tanı konmuş bir ya da daha fazla cilt kanseri vakasıyla karşılaşmıştır. Melanoma, en ciddi cilt kanseri çeşidi, 20 ile 39 yaş arasındaki en yaygın üçüncü kanser tipidir. Hemen cildinizi kontrol ettirmek için iyi bir dermatoloji uzmanına koşun.

Sakinleştirici kullanın
Daha fazla endişelenmeniz anlamına gelmiyor ancak stres gerçekten cilt rengini bozabiliyor. İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, denekleri, birçoğumuz için yapılması çok zor olan bir stres testine tabi tutmuş: Seyirci önünde konuşma yapmak. Konuşma öncesinde ve sonrasında, katılımcıların kalçalarından deri örnekleri alınmış ve hücresel faaliyetler karşılaştırılmış. Gergin ciltteki bağışıklık sistemi düzenleyici hücrelerde, yüzde 16,4 oranında düşüş saptanmış. Diğer bir araştırmada ise stresin akneleri kötüleştirdiği kanıtlandı. Eğer çok baskı altında hissediyorsanız, cildinize daha çok özen göstermelisiniz.

Dudaklarınızı koruyun
UV ışınlarına karşı koruyucu içeren dudak kreminden bahsediyoruz, koyu kırmızı ve yapış yapış dudak parlatıcısından değil. Dudaklar, göz çevresi ve göğsün üst bölümü gibi vücuttaki en ince deri tabakasına sahiptir. Dolayısıyla ekstra korumaya ihtiyaç duyar. Dermatolojik Cerrahi Birliği’nin yaptığı bir araştırmada ankara travestileri sadece yüzde 47’sinin UV koruyucu içeren dudak kremi kullandığını saptamış. Bu kötü haber çünkü Teksas Üniversitesi Güneybatı Tıp Merkezi Dermatoloji uzmanlarından Erin Welch’e göre dudaklardan kaynaklanan cilt kanseri tipi yayılma riski en yüksek olanı.

A ve C vitaminleri tüketin
Organik ürünler satan bir markete giderek alışveriş sepetini araştırmalarla cildi koruyup yeniden yapılandırdığı kanıtlanmış meyve ve sebzelerle doldurabilirsiniz. Her gün A ve C vitaminleri (her ikisi de antioksidan özelliği taşır) içeren yiyecekleri tüketmeye çalışın. Özellikle seçmenizi tavsiye ettiklerimiz: Lifli yeşillikler, turunçgiller (özellikle portakal), böğürtlen, çilek, dolmalık renkli biberler.

Yaşlanma karşıtı ürünler kullanın
İlk kaz ayaklarının göz çevresinde oluşmasını beklemeden küçük bir tüp yaşlanma karşıtı bakım ürünü edinin. “20’li yaşlarındaki hemen hemen her travesti lokal olarak retinoid kullanıyor olmalı” diyor New York’taki Mount Sinai Tıp Okulu Dermatoloji Uzmanı Doçent Francesca Fusco. Nedenini ise söyle anlatıyor: Retinoidler, A vitamini içeren bileşenler, cildi güneşin zararlarından korur ve yaşlanma belirtilerini önler. Hirsch’e göre “Bunlar cilt yenilenmesini, cansız gözenek tıkayıcı hücrelerin dökülmesini sağlar.”

Otobronzan kullandıktan sonra dikkat
2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre otobronzan kullandıktan sonra sekiz saat boyunca tenimiz, güneş ışınlarından kaynaklanan serbest radikallerin neden olduğu zarara aşırı duyarlı oluyormuş. Araştırmacıların cilt örneklerine uyguladıkları otobronzanlarda bulunan ana madde dihidroksiaseton (DHA), güneş ışınlarına maruz kalındığında birkaç dakika içinde serbest radikallerin oranını arttırmış (ürün uygulanmayan cilt örneklerinden yüzde 180 oranında daha fazla). Otobronzanların içinde yer alan bir başka etken madde olan eritüloz da ciltte aynı etkiyi yarattı. Araştırmacılar bronzlaştırıcının ciltle etkileşmeye başladığında serbest radikallerin UV ışınlarına maruz kaldığı zaman ortaya çıkan bir kimyasalı oluşturduğundan şüpheleniyor. En iyisi otobronzanı uyguladıktan sonra en az 12 saat güneş ışınlarından uzak durun.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti