travestiPendik Travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 48

Travesti İle Sekste Özgüven

Bir travestiyi veya erkeği çekici kılan en önemli etkenlerden biri özgüvendir. Çünkü özgüven kişiye cinsel güç verir, cinsel enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir, cinsel haz için ilham kaynağıdır, kişinin kendisiyle gurur duymasını, hem bedeninden hem de partnerinin bedeninden keyif almasını sağlar.

Özgüven için kişisel sorumluluk almak şart. Travesti kendinin, yakınlarının ve hayatının sorumluluğunu alabildiği sürece, özgüveninin farkına varabilir.

Cinsel işlev bozukluklarının kökeninde özgüvenin farkına varılmaması yatıyor olabilir. Özgüven dünyadaki en güçlü afrodizyaklardan biridir.

Peki, özgüven cinsel hayatı nasıl etkiliyor

Özgüven cinsellik için de oldukça önemli. Kişisel gelişimini tamamlamış, hayattan ne istediğini bilen, gelecekte ne yapacağını planlayan bir kişinin, hayatına hâkim olması, yaptıklarının sorumluluğunu alması ve farkına varması özgüvenin ta kendisidir. Sadece cinselliği değil eş ilişkisini yönlendirmek de özgüven sayesinde olur. Cinsellik dışında partnerle iletişim iyi ise, birbirlerine her sıkıntılarını rahatlıkla söyleyebiliyorlarsa, kendilerine ve birbirlerine zaman ayırabiliyorlarsa bu çiftin özgüveni yerinde demektir.

ÖNCE İLETİŞİM

İddialı bir ifade vardır: Cinsel işlev sorunu yoktur. İki kişinin iletişim sorunu vardır. İşte biz bu görüşe dayanarak diyoruz ki, iletişim sorunlarının ardından cinsel sorunlar gelebilir. Tedavide de ilk basamak ilişkideki iletişimi geliştirebilmektir. Böylece çift birbirlerine dertlerini anlatır hale gelebilir. Bu cinsel sorunları çözmek adına çok değerlidir ve aslında cinsel terapi süreci, özgüvenin farkına varılmasını da sağlar. Özgüven önemli bir kişisel güçtür, kişinin yaşamla baş etmesini ve cinsel sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele etmesini sağlar ve zorluklara dayanmasını kolaylaştırır. Çünkü özgüven cinsel yaşamın önemli zorlukları ile başa çıkma gücüne sahip ve mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir.

TRAVESTİ İLE SEKSTE ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ CİNSEL SORUNLARIN KAYNAĞINDA VAR

Özgüveni yerinde olan çiftler, birbirlerinin ne istediklerini bilirler. Nelerden hoşlandıklarının farkındadırlar ve bunları birbirlerinden talep ederler. Birbirlerine karşı utanç duygusunu yoğun yaşamazlar. Cinsel işlev bozukluklarının kayağında özgüven eksikliği vardır. “Partnerimden şunu istesem beni nasıl anlar?”, “Beni seviyor mu?”, “Ya onu tatmin edemezsem?”, “beni terk eder mi?”, “Penisimin boyu yeterli mi?”, “Acaba vücudumu beğeniyor mu?” gibi sorular akıllarında dolaşan ve cinsel isteklerini birbirleriyle paylaşamayan çiftlerin özgüveni eksiktir. Özgüven yoksa cinsellikte tatmin azalır ve bu da ilişkiye zarar verir. Özgüvenin farkına varılmaması cinselliğin olumlu yaşanması önünde engellerden biridir. Performans anksiyetesi yani başaramama korkusu özellikle özgüveninin farkında olmayan, cinsel bilgi ve deneyimi yeterli olmayan kişilerde yaşanan cinsel sorunun ardından ortaya çıkabilen bir durumdur.

İstanbul travestileri, her seferinde yine başarısız olacağı ya da o an için başarılı olsa da bunu sürdüremeyeceği, yetersiz algılanacağı ve eşinin tatmin olmayacağı gibi cinsel takıntılarla meşgul hale gelir. Hatta daha cinselliği düşünmeye başladığı anda bile zevk almaya veya cinsel doyuma ulaşmaya değil performansına odaklanmaya başlar ve kendi kendine yaptığı olumsuz değerlendirmelerle başarıya ulaşmak o kişi için imkânsız bir hale gelir. Özgüvenin farkında olmayan ankara travestileri başta cinsel organları olmak üzere bedenin çeşitli bölümlerine yönelik yetersizlik ya da çirkinlik üzerine odaklı cinsel takıntılara da kapılabilir. Başaramama korkusu, utanma, aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duygular genellikle cinsel hayattaki kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkarlar. Örneğin kişi cinsel yaşamına sağlıklı ve destekleyici bir ortamda başlamamış olabilir, partneri kendisine çok eleştirel, talepkar veya aşırı koruyucu davranmış ta olabilir. Sonuç olarak, kişi bu nedenlerle kendisi hakkında olumsuz düşünmeye başlar.

travesti

ÖZGÜVEN SAKLI BİR CEVHERDİR

Özgüven; kişinin kendisi ve yetenekleri hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olması ve kendisi iyi hissetmesi anlamına gelir. Başka bir deyişle kişi kendisi olmaktan memnundur ve bunun sonucu olarak kendisiyle ve çevresiyle barışıktır. Kısaca; özgüvene sevilebilir ve becerebilir olma duygusu diyebiliriz. Yaşayarak öğrenmek, içgörüyü meydana getirirken okumak da farkındalığı meydana getirir. Kişinin kendini iyi bilmesinde yatan özgüven için sonuç değil süreç önemlidir. İnsanın yarım ve yalnız olduğunu kabul etmesi gerekir. Ölmeden ölmek, terk edilmeden terk edilmenin ne olduğunu bilmek özgüveni getirir. Özgüven, okumak, yaşamak ve tecrübe etmektir.

Özgüven ne azalır ne artar. Her zaman kişinin içinde bir yerde saklıdır ve kişinin onu bulmasını bekler. Özgüven kişinin içinde saklı bir cevherdir. Güç ve özgüven dışarıda aramamalıdır, onlar insanın hep içinden gelir ve her zaman oradadırlar. Nasıl ki ulaşmak için kazmak, cevheri yaratmaz ama ona ulaştırırsa, kişi de içindeki özgüveni ortaya çıkarabilir. Cevherin üstünü kişi kendisi örtmemiştir ama açacak olan da kendisidir. Kazmak ve ona ulaşmak kişinin kendi elindedir, bu kişin bir seçimi olacaktır. Bu nedenle özgüven eksikliği tabiri doğru bir tabir değildir. Doğuştan var olan ve kişi var oldukça var olacak olan özgüven, hiç eksilmez, sadece kişi farkında olmadan kendisini kandırır. Bu kandırmaca ise; kişinin kendisinden şüphe duyması, pasif olması, boyun eğmesi, aşırı uyum göstermesi, kendini yalnızlığa mahkûm etmesi, eleştirilere karşı hassas olması, güvensizlik hissetmesi, depresyona girmesi, aşağılık duygusunu ve sevilmediğini hissetmesi gibi kavramlarla tanımlanabilir.

İşte özgüvenin farkına varılması için önemli tavsiyelerimiz:

Cinsel sorunlardan sonra yaşanan çaresizlik aslında öğrenilmiştir, keyifli ve sağlıklı bir cinsel yaşam da öğrenilebilir. Başkaları yapabildiyse siz de yapabilirsiniz. İçinizde sandığınızdan daha fazlası var. Her şey sizinle başlar. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur. Kişi kendisini hiç aldatmadıkları için tanımadıklarına güven duyma eğilimi gösterir ama kendisini aldatmaya devam eder. Bu nedenle önce kendinizi aldatmaktan vazgeçin ve kendinizi sevin. Başkalarına karşı beslediğimiz güvenin en büyük kısmını doğuran, kendinize olan güveninizdir, bu nedenle kendiniz hakkında olumlu düşünün. Kendinizi iyi tanıyın, kendinize açık hedefler koyun ve hep pozitif düşünün. Bir şey başardığınızda kendinizle gurur duyun ve kendinizi ödüllendirin. Çünkü insanın kendisine yapabileceği en büyük fenalıklardan biri kendisinde hep var olan özgüvenini yok farz etmesidir.

Cinsel başarısızlıkların birer ders olduğunu ya da başarı yolunda küçük molalar olduğunu düşünün. Fikirlerinizi savunun, partnerinizin haklarını ihlal etmeden, kendi duygularınızı, düşüncelerinizi, inançlarınızı, ihtiyaçlarınızı, dürüst ve net bir şekilde ifade etmeyi öğrenin. Her zaman sizi üzecek birileri olacaktır, yapmanız gereken önce kendinize güvenmeye devam etmektir. Haklarınıza sahip çıkmayı öğrenin ve sizin için makul olmayan isteklere gerektiğinde “hayır” deyin. Çünkü kişinin kendisine olan güveni bir kuş kadar çekingendir, kişi onu bir kez kovdu mu, tekrar bulması uzun zamana bağlıdır. Cinsel yaşamınızda önemli olduğuna inandığınız cinsel sorunların bir listesini çıkartın ve daha sonra okuduğunuz doğru bilimsel kaynaklardan elde ettiğiniz bilgilerle bunları iyileştirmenin veya değiştirmenin yollarını yazın. Son olarak yaşamınızdaki başarılarınızı hatırlayın, sahip olduğunuz tüm yeteneklerinizi, iyi kullandığınız becerilerinizi aklınıza getirin ve güvenli davranarak kazançlı çıktığınız zamanları hatırlayın, işe yarayacaktır.

 

İstanbul Travestileri İle Seksin Püf Noktaları

Travesti ve erkek çift olmaya başladığı andan itibaren büyük tutkular ve cinsel tatminler yaşamaya başlar ve bu şehvet duygusuyla doyumsuz seksin kapıları ardına kadar açılır.

Her şey güzel ve anlamlı giderken, ilerleyen zamanla birlikte çift kendi bedenlerini ve dolayısıyla istek ve arzularını da keşfetmeye başlar. Bu keşif bazen sancılı olabilir ve cinsel beklentilerden doğan anlaşmazlıklar yaşanabilir. Peki, daha iyi bir seks hayatı elde etmenin püf noktaları nelerdir?

– Kadının erkeğe yaptıkları, aslında kendisine yapılmasını istedikleridir, erkeğin bunu anlaması gerekir. Her travesti erojen bölgelerinin keşfedilmesine yönelik erkeği yönlendirmek istemez ya da bunu yapamaz. Çekingen olan bir kadının bunu ifade edebilme yolu %87 oranında “Yaptığımı yap!” şeklindedir. Bu nedenle erkek, seks sırasında kadının ne yaptığına odaklanarak, asıl istediği şeyin ne olduğunu keşfedebilir.

– Cinsel birleşme sırasında, öpüşme ve dokunuşlarda, özellikle klitoral dokunuşlarda yavaş hareket edilmesi önemli bir ayrıntıdır. Erkek haz almaya başladığı noktada daha da sertleşirler ve kadının bu sertlikten hoşlanacağını düşünür fakat bu her daim böyle değildir. Özellikle erkek klitoral dokunuşlarda yavaşladığı takdirde, kadın çok daha fazla mutlu olur. Bu nedenle, erkek yavaş hareket etmeli ve kadının bedeninin sesini dinlemelidir.

İstanbul travestileri cinsel arzularını ne kadar hissederse ve istekleri ne kadar karşılık bulursa cinsel ilişkiden ve partnerinden o kadar zevk alır. Erkek uyarıldıktan hemen sonra testosteron hormon seviyesini düşürmek için boşalmayı hedefler, ancak kadının hormonları ancak bu seviyede çalışmaya başlar. Kadının cinselliği erkeğe göre geç ve tahrik olunca başlar ve erkeğin tersine kadın gerginliğini doyuma ulaşabilmek adına muhafaza eder. Bu gerginliğin muhafıza edilebilmesi için uyarıların yüksek olması, klitoral uyarının sevişme ve cinsel bileşme süresinde devam ettirilmesi gerekir.

– Kadının cinsel yoldan doyuma ulaşabilmesi için duygusal yönden sevildiğine, değerli olduğuna ve arzulandığına inanması gerekir. Bu erkeğin gözlerinde, sözlerinde, davranışların ve dokunuşlarında fark etmek ister. Erkek sevdiğini ve sevildiğini cinsel ilişkiyle fark edebilirken, kadın da cinsel ilişkiden haz alarak ve partnerine bu hazzı yaşatarak duygusal ihtiyaçlarını fark eder.

– Erkeğin kadının cinsel ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlaması gerekir. Çünkü bir kadına haz yaşatmak ve bu haz sonunda doyuma ulaştırmak tümüyle farklı bir konudur. Sanılanın aksine, erkeği mutlu eden her şey kadını da mutlu etmeyebilir. Bu nedenle, erkeğin partnerinin bedenini tanıması ve nasıl uyarıldığını bilmesi ve zamanla keşfetmesi gerekir. Kadının da bu keşfe yardımcı olması esastır.

Ankara travestileri cinsel arzularını daha derinden hissedebilme peşinde olur. Bu da cinsel ilişki süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması anlamına gelir. Ön sevişme sırasında yapılması gereken dokunuşlar, öpüşmeler, mimikler ve hislerin dile gelmesi söz konusu olunca, karşılıklı olarak hissedebilme yeteneği de kendiliğinden yükselir. Aslında bu sadece kadın için değil erkek için de eşsiz bir zevk, sevgi ve huzur kaynağıdır. Sonuç olarak, boşalmanın verdiği hazzı birlikte yaşamak, sevgi, zevk ve huzurun daha coşkulu bir şekilde ortaya çıktığını görmek, erkek açısından erkekliğinin onaylanması ve takdir edilmesidir, kadın açısından ise sevildiğinin ve değerli olduğunun ortaya çıktığı duygusal bir paylaşımdır.

istanbul travestileri

Sertleşme Sorunu İçin İstanbul Travestileri

Çok yanlış bir şekilde kadınların bedensel yapılarından dolayı cinsel birleşmeye özel bir hazırlık yapmalarına gerek olmadığı düşünülürken, yine çok yanlış bir şekilde cinselliği başlatan, yöneten ve bitiren taraf olması istenilen erkeklerin ilişkiyi sürdürebilecek halde olmaları yani penislerinin sertleşmesi ve bu sertliklerini sürdürmeleri beklenir. Aksi takdirde erkeklerin erkeklik görevlerini yeterince yerine getirememiş oldukları varsayılır. Oysa sertleşme sorunları yani iktidarsızlık, sürekli yineleyici bir şekilde cinsel bir ilişkiyi başlatacak ölçüde bir sertliği oluşturamama veya ilişkinin devamını sağlayacak kadar sertliği sürdürememektir. Günümüzde sertleşme sorunu aslında halk arasında iktidarsızlık olarak biliniyor. İktidarsızlık, çoğu zaman erkeğin ruhunda yarattığı psikolojik bir travmadır. Yani iktidarsızlık erkeklerin ruhunda çok derin yaralar açabiliyor. Bu sorunla her erkeğin, her zaman ve her yerde karşılaşabilme ihtimali olabilir. Önemli olan doğru olan tedavinin yapılmasıdır çünkü erkeklere yönelik baskılar ve yanlış inanışlar nedeniyle iki kez tekrarlayan sertleşme sorunu çok daha ciddi cinsel problemlere dönüşebiliyor.

CİNSEL TERAPİ OLMADAN İKTİDAR OLMAZ

Sertleşme sorununun her ne kadar birkaç tedavi yolu bulunsa da, izlenmesi gereken en mantıklı ve etkili yol cinsel terapistlerin sertleşme problemi yaşayan danışanlarına gösterdikleri yoldur. Sertleşme sorunu yaşayan bireyin ya da çiftin atması gereken ilk adım, sorun üzerine konuşmak olmalıdır. Bunun tek başına yapılması mümkün olmadığı ve sertleşme probleminin ilk tedavi aşaması sorun üzerine konuşmak olduğu için en hızlı, kesin ve başarılı yol bir cinsel terapistle görüşmek olacaktır. Çünkü cinsel terapist sorunu değerlendirir ve gerektiğinde bedensel bir nedenin ortaya çıkartılması ve tedavisi için bir üroloji uzmanına erkeği yönlendirir. Bu nedenle iktidarsızlığın tedavisi nedenine göredir. İlaç tedavileri, cerrahi protezler, vakum pompaları veya enjeksiyon tedavileri… Her ne olursa olsun tüm bu iktidarsızlık tedavilerinin yanında cinsel terapi süreçleri de eklenmelidir. Cinsel terapi veya cinsel danışmanlık olmadan diğer tedaviler çoğu zaman bir işe yaramaz. ‘Viagra, Levitra, cialis, vb. ilaçları al bu problemden kurtul!’ demek yanlıştır. İlk başta bu ilaçlar çıktığı zaman ‘Cinsel terapiye ne gerek var?’ denildi. Hatta ‘Cinsel terapiler bitti, öldü!’ denildi. Ama artık cinsel terapinin gerekliliğini, bu tip ilaçları üreten firmalar bile kabul ediyor. O yüzden diyoruz ki, penisi kafanıza takmayın, cinsel sorunlarınız için bir cinsel terapiste başvurmaktan çekinmeyin.

SERTLEŞME SORUNU İLERLEMEDEN CİNSEL TERAPİSTE BAŞVURMAK GEREKİYOR!

Erkeklerde cinsel iktidarsızlığa neden olan sertleşme problemlerinin, stres, anksiyete ve depresyondan, prostat hastalıkları, tansiyon ve kalp hastalıklarına, penis boyutu kaygısı, erken boşalma korkusu ve partneri tatmin edememe kaygısına, aldatma ve aldatılma korkusu, kıyaslanma korkusuna kadar psikolojik ve fizyolojik (bedensel) olmak üzere pek çok nedeni vardır. Psikolojik nedenlerden dolayı sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin bu sorunu çözüme ulaştırabilme yolları bedensel nedenlerden kaynaklı problem yaşayan erkeklere göre çok daha başarılıdır. Yani psikolojik nedenlere bağlı iktidarsızlık daha kolay tedavi edilebiliyor. Yine de, sorun neden kaynaklanırsa kaynaklansın bir an önce çözümünün bulunması gerekir. Çünkü basit bir sertleşme sorunu bile kendini tekrar edebilir, gün ve gün artabilir ve çok daha fazla sorun yaratabilir. Sertleşme sorunu yaşayan erkek, kendini yetersiz hissedecek, güçsüz olduğu ve partnerini mutlu edemediği için kadınlardan uzaklaşacak, hatta sosyal ilişkilerinde ve iş hayatında başarısızlık yaşayacaktır. Bu nedenle, her ne olursa olsun, çözümünün %100 olduğu sertleşme sorunu ilerlemeden bir uzmanla görüşülmelidir.” dedi.

Ankara Travestileri İle Seksin Değiştirilemez 3 Kuralı

Anayasamızın “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddeleri olduğu gibi, cinselliğin anayasasının da oluyor. Monoton cinsel yaşamın egemenliği altına girmek istemeyen ve hazzın doruklarına ulaşmayı hedefleyen çiftlerin hayallerine doğru ilerleyebilmelerinin yolu cinselliğin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez 3 maddesini uygulamaktan geçiyor…

CİNSELLİK ANAYASASININ DEĞİŞTİRİLEMEYECEK MADDELERİ

Dünya Cinsel Sağlık Birliği (World Association for Sexual Health)’nin Cinsel Haklar Bildirgesi’nde cinsellik, her insanın kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor ve cinselliğin tam olarak gelişimi, temas, mahremiyet, duygusal ifade, zevk, şefkat, aşk gibi temel insan ihtiyaçlarının doyumuna bağlanıyor. Cinsel haklar, özgürlüğe, onura ve her bir insanoğlunun eşitliğine dayalı evrensel insan hakları kapsamında değerlendiriliyor. “Cinsel özgürlük hakkı”, “cinsel otonomi, cinsel bütünlük ve vücudunun güvenliği hakkı”, “cinsel mahremiyet hakkı”, “cinsel eşitlik hakkı”, “cinsel zevk hakkı”, “duygusal cinsel ifade hakkı”, “özgürce cinsellik içeren ilişki kurma hakkı”, “özgür ve sağduyulu üreme seçimi yapma hakkı”, “bilimsel araştırmaya dayalı cinsel bilgi edinme hakkı”, “kapsamlı cinsellik eğitimi hakkı” ve “cinsel sağlık bakımı hakkı” gibi haklara atıfta bulunuluyor. Madde 1. “İsteme hakkı vazgeçilmezdir!” Madde 2. “Herkesin reddetme hakkı vardır!” Madde 3. “Gerektiğinde kabullenmek gerekiyor!”

MADDE 1 – İSTEME HAKKI

“Cinsellikte karşılıklı rıza varsa o çift için her şey mubahtır!” sözü çok konuşulan bir genellemedir. Bu nedenle, mutlu birliktelikler yaşayabilmek için çiftlerin isteme haklarını kullanmaları, cinsellikle ilgili istek, arzu ve beklentilerini partnerlerinden açıkça talep etmeleri gerekiyor. Cinsel hayatta “istemek” her ne kadar kişinin kendi arzu, düşünce ve yapılmasını istediklerinin eyleme dökülmüş hali olarak görülse de, aslında hem aradaki tutkunun devamını sağlıyor hem de karşı cinsin cinselliğe bakış açısını keşfetmenin önünü açıyor. Partner ilişkisinde her bir partnerin cinsel isteklerini, arzularını, beklentilerini veya fantezilerini paylaşma ve bir şeylerin yapılmasını isteme hakkı olduğu biliniyor. Bu hakkı kullanan çiftler birbirlerine tutkuyla bağlanabiliyorlar. Çünkü reddedilmeyi göze alarak ifade edilen istekler cinsel tutkuyu ateşliyor. İfade edilen her istek kişiyi özgürleştiriyor ve partnerine bağlıyor. Modern çağın aşmakta güçlük çektiği bir sorun olarak devam eden cinsel mitler (hurafeler) nedeniyle pek çok çift cinselliği içlerinde bastırıyor ve cinsel hayatın getirilerini yaşamakta zorlanıyor. Hal böyle olunca, “istemek” birçok çift tarafından “sapıklık”, “kötü travesti olma” veya “seks köleliği” şeklinde algılanabiliyor. Bu nedenle hem sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama ulaşmak imkânsız oluyor hem de var olan cinsel sorunlar çözümsüz kalabiliyor.

MADDE 2 – REDDETME HAKKI

Cinsellik doğum öncesi başlayıp ömür boyu devam eden, insanların değerleri, inanışları, duyguları, kişilikleri, sevdikleri ve sevmedikleri şeyler, tutumları, davranışları, fiziksel görünümleri ve içinde yaşadıkları toplumlara göre şekillenen bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Cinsellik, yalnızca cinsel organları değil, tüm bedeni ve aklı içeriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre cinsellik; fiziksel, duygusal, entelektüel ve sosyal yönlerin kişiliği, iletişimi ve aşkı zenginleştirici etkilerinin bileşiminden oluşuyor. Yine DSÖ’ne göre cinsel sağlık sadece hastalık, fonksiyon bozukluğu veya sakatlığın olmaması değil, duygusal, zihinsel ve sosyal olarak cinsellikle ilgili iyilik hali olarak tanımlanıyor. Zorlama, ayrımcılık ve şiddetten arınmış olmayı gerektiriyor. Bu nedenle Nasrettin Hoca’nın kazan hikâyesinde olduğu gibi, kazanın doğurduğuna inanılıyorsa öldüğüne de inanılması gerekiyor, yani istemek bir haksa, reddetmenin de bir hak olduğunu kabullenmek önem taşıyor. Ancak reddetme hakkı kullanılırken, çok iyi düşünülmesi ve her isteğin reddedilmemesi kadar, reddeden kişinin partnerini suçlamaması, eleştirmemesi ve yargılamaması da gerekiyor. Çünkü talep edilen şey samimiyetin son raddesi olan cinsellikle ilgili her hangi bir fikir, düşünce, istek, arzu ya da beklenti yani çiftin bir bütün olmasını sağlayan seks olduğu için “reddetme” cümlelerinin telaffuz şekli de bir hayli önem teşkil ediyor. Bu nedenle reddetme hakkı kullanılırken, önce partnerin cinsel istek ya da talebi üzerine konuşulması, daha sonra reddetmenin nedenlerinin açıklanması ve bunu yaparken de direk “Hayır!” ifadesinin kullanılmaması gerekiyor. Çünkü reddetme nedenleri bilinçdışının kişiye oynadığı bir oyun olabileceği gibi, reddedilen şey aslında çok istenilen bir şey de olabiliyor.

MADDE 3 – KABULLENME DURUMU

Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu sanatın özü isteme ve reddetme hakkında gizlidir. Bu nedenle ilk iki madde değiştirilemeyeceği için ortak bir yol bulma arayışına gidilmesi önem taşıyor. İstenilen şey yapıldığında bunun bir armağan olarak görülmesi, mutlu olunması ve bunun ifade edilmesi gerekiyor. İstenilen şey reddedildiğinde ise, reddetme hakkına saygı gösterilerek, küsmemek ve geri çekilmemek gerekiyor. Ancak reddedilse bile, uygun bir zamanda isteğin en az 3 kez daha ifade edilmesi mümkün olabiliyor. Çünkü bir isteğin reddedilmesi kişinin o anki iç ve dış koşullarına, istenme şekline veya ortamına göre değişebiliyor. İşte tüm bu ortak yol bulma arayışlarına kabullenme adı veriliyor. Kabullenme cinsel sağlığın bozulmasını önlüyor. Cinsel sağlığın bozulması sadece fiziksel sağlığı etkilemiyor, ruhsal sağlığın, ardından aile sağlığının ve sosyal sağlığın da bozulmasına yol açabiliyor.

ankara travestileri

Uyku Bozukluğu Ankara Travestileri İle Seksin Düşmanı!

Cinsel işlev bozukluklarından depresyona, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya kadar birçok şikâyetin temelini uyku bozuklukları oluşturabiliyor.

SAĞLIKLI UYKU NEDİR?

Sağlıklı uykunun tanımının saat üzerinden yapılması yanlış bir uygulama gibi görünüyor. Çünkü bazı kişiler için 5–6 saatlik uyku yeterli olurken, bazı kişiler ise normalde 10–12 saat uyku uyuyabiliyorlar. Sağlıklı uyku etkin ve dinlendirici olan bir uyku olarak tarif ediliyor. Etkin uyuyan kişi uyandığında kendini cinsel olarak arzulu, zinde, formda ve yeni bir günü yaşamaya hazır hissedebiliyor. Bu açıdan bakıldığında her gece ortalama 8 saatlik (6 ila 9 saat arasında) bir uyku normal sınırlarda kabul ediliyor.

UYKU BOZUKLUKLARI YAYGINLAŞIYOR

Cinsel isteksizlikten ereksiyon problemlerine, trafik kazalarından iş hayatında başarısızlığa kadar yaşamın pek çok alanını olumsuz etkileyen ve dissomniya adı verilen uyku bozuklukları her geçen gün yaygınlaşıyor. Birincil uykusuzluk (insomnia), birincil hipersomnia (aşırı uyuma), narkolepsi (gündüz aşırı uykulu olma), horlama, uyku-apne sendromu (uykuda 10 saniye ve üstünde solunum durması), sirkadiyen ritm uyku bozukluğu (istenilen ve gerçekte uyunan uyku dönemleri arasındaki uyumsuzluk), gecikmeli ve değişen vardiya tipi uykusuzluk, nokturnal myoklonusta (bacakların hareketli olduğu sık uyanmalı ve dinlendirmeyen uyku), huzursuz bacak sendromu (bacak hareketlerinin uyumaya engel olması) ve kleine-levin sendromu (genç erkek hastalarda birkaç hafta süreyle aşırı uyuma, sadece aralarda oburca yemek için uyanma, aşırı cinsel etkinlik ve saldırganlık durumu) uyku bozukluklarının tipleri olarak karşımıza çıkıyor.

UYKU BOZUKLUKLARI CİNSEL SORUNLARA YOL AÇIYOR

Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu adı verdiğimiz uykuda nefes almanın kısa aralıklarla durması durumlarında; başta cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu, orgazm olamama olmak üzere cinsel işlev bozukluklarına sık rastlanıyor ve cinsel ilişkide başarıyı olumsuz etkiliyor. Ancak yumurta tavuk hikâyesinde olduğu gibi, cinsel sorunların da kafaya takılması kişide uykusuzluğa yol açabiliyor. Çünkü cinsel sorunlarla birlikte var olan uykusuzluk, bu sorunların çözümüne yönelik bir refleks mekanizması olarak karşımıza çıkıyor. Kişi kafasına takmadığını düşünse bile cinsel sorunlar, gün içinde farkında olunmadan zihni meşgul edebiliyor ve bu meşguliyet uykudan hemen önceki zamanda daha da büyüyor, sorunlar su yüzüne çıkıyor ve uykuyu olumsuz etkiliyor.

ERKEKLER UYKU SORUNLARINDAN DAHA ÇOK ETKİLENİYOR

Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu, erkekleri istanbul travestileri göre cinsel fonksiyonlar açısından daha fazla etkiliyor. Sertleşme problemi genellikle cinsel ilişkiyi imkânsız ve doyumsuz kıldığı ve erkeklerin cinsel ilişkiye aktif olarak katılımları beklendiği için, erkekler kadınlara göre daha fazla hekime başvurma ve yardım arayışına girme eğiliminde oluyorlar. Ayrıca erkeklerin kadınlara göre daha fazla vardiyalı çalışmaları da uyku düzenlerini bozan bir etken olarak karşımıza çıkıyor.

HORLAMA NEDİR?

Normalde uyku ya da uyanıklıkta soluk alıp verirken duyulabilir bir ses olmaz. Ancak bazı insanlarda, horlama adını verdiğimiz, uyku sırasında oldukça gürültülü soluk alıp verme söz konusu olabiliyor. Horlama yeni doğan bebekten ileri yaştaki insana dek herkeste olabiliyor. Ayrıca aşırı yorgunken, alkol ve sigaranın çok kullanıldığı günün gecesinde üst hava yolunda daralma artacağından, sağlıklı insanda da geçici horlama olabiliyor. Ancak kişiyi ve yakınlarını rahatsız eden, haftanın yarısından fazlasında, gecenin önemli bir kısmında olan horlama normal kabul edilmiyor ve tedavi edilmesi gerekiyor. Şişman insanlarda, çenesi küçük ya da geride olanlarda, burun kemiği eğriliğinde, geniz eti ve bademcikleri büyük olanlarda üst hava yolunun genişliği az olduğundan horlamaya daha sık rastlanıyor. Horlama sırt üstü yatarken daha fazla oluyor. Uyku apne sendromu adı verilen uykuda soluk durması; horlayan insanlarda ve özellikle erkeklerde sıklıkla birlikte görülüyor. Horlama, uykuda nefes durmasının başkaları tarafından gözlemlenmesi, cinsel işlev bozuklukları, uykudan boğulma hissi ile uyanma, gündüz uykululuk hali, dinlendirici uyku uyuyamama gibi durumlar horlama ve uyku apne sendromunu düşündüren başlıca şikâyetlerdir.

CİNSEL GÜCÜN EN BÜYÜK DÜŞMANLARINDAN BİRİ DÜZENSİZ UYKUDUR

Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu olanlarda kandaki oksijen seviyesi düşüyor. Kandaki oksijen seviyesinin düşmesi gün içinde halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk yaptığı gibi, cinsel fonksiyonların da yeterince yerine getirilememesine neden olabiliyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED – www.cised.org.tr)’nin yaptığı araştırmalar ve anket çalışmaları; uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu olanlarda dolaşımdaki testosteron miktarının azalmasıyla ve stres hormonlarından kortizol salınımının artmasıyla ilişkili olarak cinsel sorunların meydana gelebileceğini ortaya koyuyor. Bilindiği gibi testosteron hem erkeklerde ve hem de ankara travestileri cinsel istekten sorumlu olan bir hormondur ve kandaki düzeyi başka uykusuzluk, stres, anksiyete, depresyon, evlilik sorunları, iç çatışmalar gibi duygu durumdaki değişikliklerden etkileniyor. Yani cinsel gücün en büyük düşmanlarından biri düzensiz uyku olarak karşımıza çıkıyor.

YAŞLANDIKÇA UYKUSUZLUK ARTIYOR

Yaş ilerledikçe uyku bozuklukları, horlama ve uyku apne sendromu daha fazla ortaya çıkıyor. İlerleyen yaşla birlikte insanlar eskiye oranla hareketsizleşiyor, daha az yoruluyor, çocukların evden ayrılmasıyla yalnızlaşıyor ve yılların olumsuz birikimlerinden dolayı uyku saatleri kaymaya başlıyor. Yaşla birlikte, başta şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve kullanılan ilaçlardan dolayı cinsel fonksiyonlarda azalma oluyor. Bu ikisi birleştiğinde ilerleyen yaşla birlikte uykusuzluk ve beraberinde cinsel işlevlerde bozulmalar daha sık görülüyor. Ayrıca yaşlandıkça daha fazla görülmeye başlayan fazla uyuma eğilimi de cinsel fonksiyonlarda endirekt olarak bozulmalara yol açabiliyor. Çünkü fazla uyuyunca vücut stres hormonu olan kortizolu çok fazla salgılıyor. Kortizol salgısı artınca da kilo artışı oluyor, vücut hantallaşıyor ve hareketler zorlaşıyor. Bu da başta fiziksel ve zihinsel fonksiyonlar olmak üzere cinsel fonksiyonları da olumsuz yönde etkiliyor.

UYKU BOZUKLUKLARI YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR

Kişinin içinde bulunduğu suçluluk, gerginlik ve kaygı gibi yaşantılar, uykunun başlangıcında beklenen gevşemeye engel olabiliyor. CİSED’in yaptığı anket çalışmalarında ve araştırmalarında uykusuzluğu olan insanların cinsel işlevlerinde, günlük yaşamlarında ve genel sağlık alanlarında daha çok sorunları olduğunu görülüyor. Giderek yaşam kalitelerinin düştüğü ve daha çok yardım aramaya yöneldiklerini gözlemleniyor. Yani Türk halkının yaklaşık yüzde 80’i hayatının bir döneminde uyku bozukluğu problemiyle karşılaşmış, yüzde 40’ı haftanın birkaç gecesi istediği gibi uyuyamamış, yüzde 80’ı uyku bozuklukları sonrası cinsel işlevlerinde bozulmalar yaşamış, yüzde 50’i ise horluyor ve yüzde 80’i horlamayı olağan bir durum kabul ediyor.

CİNSEL TERAPİ GEREKEBİLİR

Uyku bozukluklarının tedavisinde çok yönlü yaklaşımlar esa alınıyor. Uyku bozukluklarında başta kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon bilim dallarından hekimlerin cinsel terapistlerle birlikte çalışmaları gerekiyor. Çünkü cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıktığı geçici ve kısa süreli uykusuzluklar; hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin sıkça kullanıldığı cinsel terapi uygulamaları ile düzeltilebiliyor. Uyku bozuklukları cinsel sorunlar gibidir, kişi iradesiyle üstesinden gelebileceğine inanırsa başarabiliyor, kesinlikle kader değildir.

UYKU BOZUKLUKLARI İÇİN ALTIN GİBİ ÖĞÜTLER

Uyku bozuklukları nedeniyle meydana gelen cinsel sorunlar kader değildir. Uyku bozukluklarıyla birlikte cinsel sorun yaşayanlar aşağıdaki önerilerime kulak verebilirler: Uykunuzu düzenli bir şekilde almaya çalışın. Elinizden geldiğince aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmaya çalışın. Yatmadan bir süre önce banyo yapın. Ilık bir banyo veya ılık bir süt uykuya dalmanızı kolaylaştırabilir. Yatma zamanına yakın ağır yemek yemeyin. Beslenme saatleriniz düzenli olsun, aç yatmaktansa hafif bir şeyler yiyerek uyuyun. Kahve, çay, kola uykuya dalışı zorlaştırdığından, alkol ise uykuya dalışı kolaylaştırmasına karşın kalitesini bozup sabah yorgunluğuna neden olduğundan kullanmayın. Akşamları ev içi veya dışında sosyal aktivitelere katılın ancak uyku saatinden önce gerilim yaratabilecek diyaloglardan kaçının. Yatak odasında kitap okumayın, TV seyretmeyin, yemek yemeyin, sadece dinlendirici müzik dinleyin, uyuyun, sevişin ve cinsel ilişkiye girerek rahatlayın. Ortamın ısısı, gürültü olup olmaması, yatak değişikliği gibi alışkanlıklarınıza özen gösterin. Gündüz uykularından sakının. Sabahları fiziksel egzersiz yapın ve gün içinde egzersizi arttırın ancak uyku zamanı uyarıcı egzersizden kaçının. Uyku hijyenine dikkat edin.

 

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti