travestiPendik Travestileri | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 54

İstanbul Travestileri Volümetrik Yüz Germeyle Daha Genç Görünüyor

Senelere yenik düşmek istemeyenler için ise doğru yöntemle yapılan yüz germe ameliyatları kurtarıcı oluyor. Volümetrik yüz germe ameliyatlarıyla ‘germe’ ve ‘dolgu’ birlikte yapılarak, yüzün gençleşmesi sağlanıyor.

Yaşlanan yüzleri gençleştirmede temel hedefin, yüzün dolgunluğunu dengeli bir şekilde yeniden restore etmek olduğunu vurgulayan, yüz yaşlanmasının nedenlerini ve çözüm yollarını anlattı:

· Akıp giden yılların izi: Yüz yaşlanmasıyla birlikte ortaya birtakım görünüm değişiklikleri çıkıyor. Yüzün dolgunluğunun azalması, ilerleyici kemik hacmi kaybı, doku elastikiyetinin kaybı ve yer çekiminin etkisiyle yüzde yaşlı yüz görünümü kendini belli etmeye başlıyor. Her ne kadar yüz bir bütün olarak ele alınsa da, ortaya çıkan yapısal değişiklikler ve uygulanacak girişimlerdeki farklılıklar dolayısıyla yüzü üç bölümde değerlendirmek gerekiyor:

· Şakaklara kar yağmasın: 1. Üst Yüz: Alın, kaş, şakak ve üst göz kapaklarında cilt altı dolgunluğun kaybı, üst yüzdeki yaşlanmanın ilk belirleyicisi. Özellikle göz çukurlarının üst ve alt kemik kenarlarının belirginleşmesiyle ve uzun süreli kaş çatmaya bağlı dikey ve yatay alın çizgilenmeleri, kırışıklıkları artıyor. Şakaklarda ve kaşların dış kenarlarındaki destek dokusu kaybıyla kaşlarda düşüklük meydana geliyor. Üst göz kapağı destek dokularının incelmesi ve cilt elastikiyetinin azalmasıyla üst göz kapağı kırışıklıkları, katlantıları ve torbalanmaları belirginleşiyor.

· Yer çekiminin oyunu: Yüz yaşlanması; üstteki derinin kırışıklıkları ve alttaki destekleyici yumuşak dokular (yağ, kas ve fasya) ile iskelet yapısının (kemikler ve dişler) üç boyutlu değişiklikleri sonucunda kendini gösterir. Yüz yaşlanmasında etkili olan en önemli faktörler; yer çekimi, iskelet değişiklikleri, cilt altındaki yağ dokusunun yer değiştirmesi ve kaybı, hormonal düzensizlikler(menopoz), kronik güneş ışığına maruz kalma ve sigara gibi alışkanlıklar. Diğer etkili olan faktörler ise; stres, beslenme bozuklukları, iş alışkanlıkları, ilaç alışkanlıkları ve kronik süreğen hastalıklar.

· Gözer yaşın aynasıdır: 2. Orta Yüz: Yanakların çıkıntılığının kaybı, yanaklardaki dolgunluğun azalması, alt göz kapaklarındaki yumuşak doku desteğinin zayıflaması, kas dinamiğinin artmasıyla kazayağı ‘crow’s feet’ deformitesi belirginleşiyor. Ankara travestileri alt göz kapağındaki hacim kaybı, gözyaşı oluğunun ‘tear-through’ derinleşmesine, alt göz kapağında torbalanmaya ve göz çevresi cildinde koyulaşmaya yol açıyor. Burunda kıkırdaklar arasındaki bağ dokusu desteğinin azalmasıyla, burun uzunluğunda artış görünümü ve burun ucunda basıklık gelişiyor. Böylece alın ile burun kökü arasındaki dolgunluğun kaybı çok belirginleşiyor.

· Kuğu gibi boyun mazi olmasın: 3. Alt Yüz: Alt yüzde derinin gevşekliğinin artışı, ağız çevresi ve yanaklardaki yağ dokularının azalması, alt çene kemiğinde hacim kaybının etkisiyle alt çene konturunun bozulmasına yol açıyor. Yanak yağ yastıkçıklarının destek dokusunu kaybetmesiyle ve alt çene kenarlarına kadar inmesiyle yanak torbaları ‘jowl’ oluşuyor. Çene altı tükürük bezlerinin sarkıklığı da bu deformitenin belirginleşmesine yol açıyor. Ayrıca çene altı yağ yastığının artışı ve sarkıklığı ile boyun platizma kasının alt yüz dokularını aşağı çekmesiyle ‘hindi boynu’ görünümü belirgin hale geliyor. Gırtlak yapılarının sarkıklığı buna eşlik ettiğinde çene-boyun açısı düzleşiyor.

Dengeli yüz germe ile yıllara meydan okuyun

· Hindi boynundan kurtulun: İstanbul travestileri boyundaki yaşlanmayı gidermek için çene altında platizma kasına yönelik girişimler, ilerlemiş olgularda ise boyun germe ameliyatı girişime dahil edilebiliyor.

· Germe ve dolgu birlikte: Yüzde yaşlanmanın etkilerinin giderilmesinde güncel ve en akılcı yaklaşım, yüzün üst, orta ve alt bölgelerine aynı anda bölgesel farklılıkları gözeterek uygulanan, germe ‘lifting’ ve dolgu ‘filling’ şeklindeki Volümetrik Yüz Germe ameliyatı.

· Yağ fazlalığı da işe yarar: Volümetrik yüz germe ameliyatlarında, derin SMAS lift ile yer değiştiren anatomik yapıların eski yerlerine taşınması ve buna bağlı oluşan deformitelerin kalıcı olarak giderilmesi hedefleniyor. Ayrıca, vücudun yağ fazlası olan bölgelerinden elde edilen yağ greftleriyle hacim kaybı olan bölgelerin restorasyonu ve kontur düzensizliklerinin giderilmesi ile üst ve alt göz kapaklarına yönelik girişimler de eş zamanlı gerçekleştiriliyor.

· Yağ yoksa dolgu var: Yağ grefti alınması mümkün olmayan olgularda, geçici/kalıcı dolgu maddeleri ile hacim kayıpları giderilebiliyor. Özellikle iskelet yetersizliği belirgin olan durumlarda, yanak-elmacık bölgesi ile üst ve alt çeneye protezlerle kontur düzeltme girişimleri eş zamanlı uygulanabiliyor.

· Torbalarla vedalaşın: Travesti yüz germe ameliyatı ile birlikte özellikle çene altındaki, yanaklardaki aşırı yağlanma veya torbalanmayı gidermek mümkün. Aynı zamanda yüz bölgesinde anormal yağ dağılımını düzeltmek amacıyla çok ince kanüller yardımıyla yağ alma (microliposuction) işlemi yapılarak yüze üç boyutlu yeni bir görünüm de kazandırılabiliyor.

· Doğru yöntemle gerdirin: Yüz gençleştirmede temel hedef, yüzün dolgunluğunun dengeli bir şekilde yeniden restore edilmesi. Geleneksel yüz germe ameliyatları; genellikle cildin elastikiyet kaybı ile ortaya çıkan cilt sarkıklığı ve torbalanmalarına odaklanırken, yüzde yaşlanmayla ortaya çıkan yumuşak doku kaybı, kontur düzensizlikleri ve dolgunluk kaybının giderilmesi mümkün olmuyor. Güncel yaklaşımlar, cildi germek ve fazla deriyi çıkarmaktan ziyade, derin yumuşak dokulara müdahale ederek, yer değiştiren yapıların anatomik olarak restorasyonu, hacim kayıplarının giderilmesi, kas dinamiğine modifikasyonlar uygulamak şeklinde gerçekleşiyor.

Yüz yaşlanmasına karşı neler yapabilirsiniz?

· Yaşla beraber, çenelerde diş kayıpları, menopoz ve andropoz etkisiyle yüz iskeletinde ortaya çıkabilecek hacim kayıplarını önlemek için dişlerin korunması ve erken implant/prostetik restorasyonu, hormon, vitamin ve eser elementlerin replesmanı da önem taşıyor.

· Yeryüzünde hiçbir şey yer çekiminin etkisinden bağımsız değil, dolayısıyla yüz ve boyunda sarkıklığa yol açabilecek aşırı kilo alma ve yağlanmadan korunmak için dengeli beslenme ve egzersiz çok önemli.

· Yüz cildinde en önemli değişiklik ve hasara yol açan güneş ışığından UVA-UVB koruyucu (tercihen SPF 30+) kremlerle korunmanın hayat boyu uygulanması ve alışkanlık haline getirilmesi, cildin kurumasına karşın (pahalı kozmetiklerden kaçınarak) sadece nemlendirici kremler yeterli oluyor.

Ayrıca yüz mimik kaslarının dinamizmini etkileyen stresten uzak durmak gerekiyor. (yılda 6 ay aralıklarla 1-2 defa Botulinum toksin uygulamaları bunda oldukça etkili), sigara ve alkol gibi alışkanlıkların terk edilmesi ve varsa kronik süreğen hastalıkların da tedavi edilmesi gerekiyor.

istanbul travestileri

Çene Estetiği İle Daha İyi Bir Profile Sahip Olabilirsiniz

Çene bölgesi, çene ucu total yüz bütünlüğüne katkı sağlayan bir alandır. Zamana bağlı gelişebilecek deformasyonlarda veya doğuştan gelen yapısal çene görüntüsü sorunlarında yağ transferi uygulaması yaparak, bir düzeltme işlemi yapabiliyoruz. Kullandığımız teknik içerisinde yoğun olarak kendi kendini yenileyebilen kök hücre barındırdığı için, hasta ömür boyu güvenli bir şekilde bu görüntüsünü koruyabiliyor”

Çene ucu estetiğini kimler tercih edebilir?
“Hastanın çenesi çok girift olabilir, çok geniş, çok dar, çok sivri ya da çok yayvan olabilir. Hazırladığımız bu zengin kök hücreli yağı, çene bölgesine enjekte ediyoruz. Enjeksiyon şekil vererek yapılıyor. Bir nevi heykeltıraş gibi, hastaya yeniden çene oluşturuyoruz ama elbette bu oluşturulan yapı yağ ile yapılıyor. Kesim yapılmıyor, noktasal girişlerle uygulanıyor. Hasta sosyal hayatından kopmuyor ve en önemlisi kök hücreden zengin bir yağ transferi olduğu için, hasta ömür boyu güvenle yeni görüntüsünü koruyabiliyor” diyen Op. Dr. Cihantimur, diğer tüm operasyonlarda olduğu gibi, çene ucu estetiğinde de konuya total olarak bakılması gerektiğini ve eğer gerekiyorsa, genel harmoniyi sağlamak adına, aynı seans içerisinde, yüz bölgesinde başka alanlara da müdahale edilebileceğini ifade etti.

Çene implatlarından çok daha fazla konforlu
“Kullandığımız teknik, hastanın kendi yağından elde edilen ve kök hücreden zengin hale getirip sorunlu bölgeye transfer edilen bir nevi dolgu uygulaması. Kendi geliştirdiğim Cihantimur Yağ Transferi uygulamasıyla yapıyoruz. Bu yağı hastanın gıdı bölgesinde varsa fazlalık yağdan ya da bedeninin herhangi bir bölgesinden alacağımız yağdan elde ediyoruz. Yapay çene implatlarından çok daha fazla konforlu bir uygulama, hastaya ömür boyu ve en önemlisi doğal bir sonuç veriyor” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, kemiğe müdahale edilmediğini de belirtti.

Ankara Travestileri Burun Estetiği Yaptırmadan Önce Bunlar Dikkat Edin!

“Burun estetiğine karar vermek zorlu bir süreçtir. Ünlü birinin fotoğrafına bakıp, beğenip fakat kedine uygun olup olmadığını hiç düşünmeden kliniklerimize gelen hastalarımızın sayısı çok fazla.”

Her zaman şunu söylüyorum, eğer şanslı bir insansanız, doktorunuz size izah eder, bunun size uygun olmadığını anlatır ve sizin tüm yüz hattınıza uyum sağlayan bir burun estetiği yapabilir. Eğer değilseniz, burnunuz elinizdeki resmin aynısı ama size yakışmayan olacaktır.

Hayat konforunuzu düşünün
Burun estetiği yaptırmak isteyen istanbul travestileri için önerilerde bulunan Op. Dr. Bülent Cihantimur: “Hayat konforunuzu düşünmelisiniz. Gerçek anlamda radikal bir burun estetiği yaptırmak istiyorsanız, belirttiğim maddeleri tekrar tekrar kendinize sorunuz. Burun hiçbir zaman gözler, cilt, saçlar ve dudaklar kadar ön planda olan bir organ değildir. Sadece ve sadece özgüven kaybı yaşadığınız noktada ve sağlık problemlerini hissettiğiniz anda burun estetiğini düşünmelisiniz” dedi ve diğer kontür düzeltmelerinde ise Basit Burun estetiğinin bir çözüm olabileceğini söyledi.

Hangi koşullarda burun estetiği yaptırılmalı?
Burun estetiği olmak isteyenlerin öncelikle şu 3 konuyu derinlemesine incelemesi gerektiğini söyleyen Cihantimur, “Eğer burnunuz kemerli ya da yamuk olmasına rağmen tüm yüzünüzle uyum içerisindeyse, burnunuz solunum veya farklı bir problem yaratmıyorsa ve en önemlisi siz bu durumdan dolayı bir özgüven kaybı yaşamıyorsanız, gerçek anlamda burun estetiğine hiç gerek yok!” dedi ve kliniklerine gelen hastalarına da aynı şekilde yönlendirme yaptıklarının altını çizdi.

Burun zaman içinde düşen bir organdır
Basit Burun Estetiğinin ne olduğunu anlatan Cihantimur: “Tıpkı yer çekimine karşı koyamayan cilt yapısı gibi burun zaman içinde düşen bir organdır. Burun ucu düşüklüğü yüz güzelliğine estetik açıdan darbe vurabilir. Bunun kontrolünü eski resimlerinize bakarak yapabilirsiniz. Basit burun estetiği radikal bir değişim yaşatmaz sadece total yüz güzelliğinize kalıcı bir burun pudrası gibidir. Medikal iplerle burun ucu askıya alınır, tamponsuzdur, alçısızdır, sadece noktasal girişlerle uygulanır ve dolayısıyla uygulama sonrası iyileşme süreciniz son derece konforlu, acısız ve sosyal hayattan kopmadan geçer. Basit burun estetiğinde eğer gerçekten sizi rahatsız eden ufak bir kemeriniz varsa, o da törpülenebilir ama dediğim gibi, kesinlikle sizi doğallıktan çıkaran, bambaşka birisi haline dönüştüren bir uygulama değildir” ifadesini kullandı.

Ankara Travestileri Karın Yağlarıyla Kalçalarınızı Şekillendirebilirsiniz

Yağ transferi ile bu ideal görüntüyü verebildiklerini söyleyen Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur: “Burada yapılan işlem, hem düz bir karına, hem de ince bir belle orantılandırılmış yuvarlak kalçalara sahip olmanızı sağlıyor. Çoğu zaman egzersiz ve uygulanan diyet programından bıkan travesti ve hatta ne kadar spor yaparsa yapsın, vücut anatomisinden ötürü istediği beden formuna kavuşamayanlar, estetik cerrahiden faydalanabilirler” dedi.

Karın ve kalçaların ideal bir şekilde biçimlenmesi için diyet ve egzersiz yapan çok fazla insan var. Fakat uygulanan bu program çoğu zaman istikrarlı bir şekilde devam ettirilemediği için ve özellikle bu bölgelerdeki yağların oldukça inatçı bir yapıda olması, çoğu insanın estetik cerrahiden yardım almasıyla sonuçlanıyor.

Karın bölgesinde çok fazla yağ varsa
” Eğer hastanın karın bölgesinde çok fazla yağ varsa, yapacağımız liposcupture operasyonu sonrasında deride gevşeme yaşanabilir. Bu tarz durumlarda izlediğimiz yol ise, aldığımız yağ ile popo büyütme yaptıktan sonra, en son olarak içi boşalan deri fazlalığını uzaklaştırmak olacaktır. Bunun için hastaya karın germe de yapıyoruz. Tüm bu uygulamalar sonrasında hastanın yıllarca spor ve diyetle başaramadığı, muazzam gergin bir karın, orantılı, ince bir bel bölgesi ve kıvrımlı kalçalara sahip olması sağlanıyor” diyen Cihantimur, tüm bu uygulamaların tek seans altında yapılabildiğini de belirtti.

Sadece yağların yeri değişiyor ve şekilleniyor
“Beden şekillendirme uygulamasının içinde 2 farklı operasyonu bir arada yapıyoruz. Öncelikle liposcupture tekniği ile bel ve karın bölgesinden fazlalık yağları alıyoruz. Fakat bu yağ alımını kendi geliştirdiğim Cihantimur Yağ Transfer sistemi ile yapılıyor. Amaç yağları hava almadan, daha fazla, yaşayan ve sağlıklı kök hücre ile transferini sağlamak. Çünkü transfer edeceğimiz yağın içindeki kök hücreleri canlı bir şekilde transfer edersek, bunlar nakledildikleri yerde yaşamaya devam edereler. Ardından bu toparlanan yağ, popo bölgesine transfer edilir. Popo şekillendirilir ve operasyon tamamlanır” ifadesinde bulunan Cihantimur, kök hücrenin ayrıca transfer edildiği bölgenin cilt dokusunu da pürüzsüz hale getirdiğini ve zaman içinde erimeden hayatına devam ettiğini de açıkladı.

ankara travestileri

Ünlülerin Yeni Gözdesi: Coolaser

Coolaser, gelişmiş bir lazer teknolojisi olup amacı deriyi yakmadan üst tabakanın uzaklaştırılmasıdır. Bu işlem sonrasında alttan yeni, genç daha parlak ve pürüzsüz bir cilt gelişimi meydana gelir. Lazerin derin tabakalara yaptığı etki ise kollajen üretiminde artıştır. Kısaca Coolaser üst tabakayı yenilerken altta da yıllar içinde azalan kollajen dokunun yerine konulmasını sağlar.

Hollywood yıldızlarının yeni gözdesi Coolaser’ı René Clinic Estetik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Reha Yavuzer anlattı.

Coolaser kimler için uygun

– Parlaklığını kaybetmiş derilerde

– Deri yüzeyi pürüzlü bir görüntüye sahipse veya daha pürüzsüz bir cilt hedefleniyorsa

– Geniş porları olan derilerde

– Eski sivilce izleri olanlarda

– Hafif çatlaklarda

– Hafif deri lekelenmelerinde

– Yukarıdaki sorunlar olmadan yaşlanmayı geciktirici olarak 35 yaş sonrasında

– Deri yenilenmesini ve nemlenmesini artırmak için

Değerlendirmeyi takiben yapılacak bilgisayarlı analiz ile uygun bir aday olup olmadığına karar verilerek tedavi planlanır. Uygulama kadınlarda olduğu erkeklerde de en çok tercih edilen uygulamalardandır.

Coolaser hangi bölgelere uygulanır?

– Yüz gençleştirme ve cilt canlandırmada için kullanılan bu tedavi programı en çok yüz ve el için tercih edilmektedir.

– Yüz

– El sırtı

– Dekolte bölgesi

– Karın ve bacak bölgesi çatlaklar için

– Tüm vücut deri pürüzsüzlüğü için

Coolaser kimlere yapılmaz?

Uygulama bölgesinde aktif enfeksiyon varlığında, hamilelerde, keloid gelişimi olanlarda, yara iyileşmesini bozan ağır kronik rahatsızlıklarda (kontrol dışı diyabet,yüksek doz steroid kullanımı gerektiren rahatsızlıklar), yoğun sigara içicilerde uygulama tercih edilmez.

Coolaser öncesi neler yapılmalı?

Her birey öncelikle klinik olarak değerlendirilir, ardından bilgisayarlı analiz ile uygulamanın uygun olup olmadığına ve kaç seansa ihtiyaç olduğuna karar verilir. Sigara içenlerde uygulamadan iki hafta önce sigaranın bırakılması gerekir.

Coolaser kaç seans olmalı?

Uygulama seans sayısı 1-6 arasında değişir. Seans sayısı yapılan değerlendirmeye göre karar verilir. Çoğu hasta 2 veya 4 seanslık protokole uygundur. Seans aralıkları 20 ile 40 gün arasında değişir. Seans aralığına takipler sırasında kişinin gösterdiği iyileşme özelliklerine göre karar verilir. Her seans ortalama 45-60 dk sürer.

Coolaser sonrası neler yapılmamalı?

Uygulama sonrası verilen kremlerin ve verildiyse eğer ilaçların tarif edildiği şekilde kullanılması iyileşmenin hızı ve kalitesi açısından büyük önem taşır. Uygulama sonrasında en az 30 gün süreyle solaryum veya güneşlenme yapılmamalıdır. Sigara kullananlarda uygulama sonrası ilk 20 gün sigara içmemeleri tavsiye edilir.

Coolaser uygulama sonrası iyileşme süresi

Uygulama sonrası 1-3 gün boyunca kızarıklık ve ilk günlerde daha fazla olmak üzere 7 güne kadar soyulma ve pullanma meydana gelir. Özellikle bu dönemde size verilen bakım kitini kullanmanız çok önemlidir. Seanslarda uygulanacak enerji düzeyleri, atış sayıları ve kullanılacak paternlere göre bu süre daha kısa veya daha uzun olabilir. Çalışan bireyler için sıklıkla cuma günü yapılan uygulama sonrası salı günü işe gidebilmek mümkün olur. Şayet daha kısa sürede iyileşmek isteniliyorsa bu takdirde her bir uygulamadaki enerji düzeyi düşürülür ancak total seans sayısı artırılır. İyileşme boyunca güneşten ve ultraviyoleden sakınılması gerekir.

Madonna’nın Güzellik Sırrı

Madonna’nın gençlik sırrını ise, zamanında alınan önemlere bağladı: ”Yaşlanma olması gereken ve yaşanması gereken bir süreç. “Yaşlanmayı Reddet” isimli kitabımda aslında tam da Madonna gibi davranılması gerektiğini anlatıyorum. Siz ne kadar çabuk ve gereken önlemleri alırsanız, buna ek olarak kaybolanların, eksilenleri yerine takviye kuvvetler eklerseniz, Madonna gibi 58’inde 28 gösterir ve yaşlanmayı reddedersiniz.”

Herkesin bir güzellik koruyucusu olmalı
Op. Dr. Cihantimur, “Madonna gibi olmak mümkün. Bunu ancak bir estetik cerrahtan yani güzellik koruyucusundan yardım alarak başarabilirsiniz. Profesyonelliğine ve estetik bakış açısına güvendiğiniz birisiyle Madonna gibi yaşlanmayı reddedebilirsiniz. Günümüzün teknolojisi, ameliyatsız uygulamalar ve estetik cerrahi ile yaşınızın iyisi hatta çok çok daha iyisi olabilirsiniz. Herkes kendine bakmalı, tıpkı orta sehpanın tozunu almak gibi bir şey bu aslında. Ankara travestileri evlerine baktıkları kadar kendilerine baksalar, dikkat etseler, bu işi zaten başarırlar” açıklamasında bulundu ve ayrıca bakım konusunda yeni neslin çok daha iyi olduğunu, kendilerine dikkat ettiklerini, bakımlarını eksiksiz yaptırdıklarını söyledi.

Madonna’nın gençlik iksiri
“Madonna’nın gençlik iksiri tam manasıyla ameliyatsız uygulamalardan geçiyor. Eminim kendisinin, ona yön veren bir estetik cerrah danışmanı vardır. Ben bu danışmana güzellik koruyucusu diyorum işte. Madonna’yı o kadar iyi yönlendirmiş ki, bugün yaşının çok çok iyisi bir yüz ve bedenle karşı karşıyayız. Madonna’nın dolgu, botoks, ultherapy, prp, mezoterapi, ozon terapi gibi ameliyatsız gençleştirme tedavilerine başvurduğu çok açık. Bu işlemler sosyal hayatı etkilemeyen, çabucak etkisi gözlemlenen ve en önemlisi koruyucu tedavilerdir. Kırışıklıkların yer etmemesini sağlar, azalan yağ ve kemik dokusuna takviye yapılmasını sağlarlar. Elbette Madonna, diyetine en önemlisi tabii ki egzersizine de önem veren bir star olduğu için, işte bugün yaşlanmayı reddedenler kervanına o da girmiş bulunuyor” açıklamasında bulunan Op. Dr. Bülent Cihantimur, bunu herkesin yapabileceğini de söyledi.

İstanbul Travestileri Açıklıyor: Boy Mu İşlev Mi?

Bir yanda penis boyunu uzatacak ilaçlar veya kremler satmaya çalışan bir sektörün yarattığı algı, diğer yanda pornografik filmlerle özendirilen uzun penis boyu, insanların zihnindeki yanlış algıyı pekiştiriyor.

Penisinin kısa olduğunu düşünen erkeklerin yaşadığı özgüven kaybı, performans kaygısına dönüşerek dünyalarını karartıyor, onarı seksten soğutuyor. Uzun penis boyu takıntısı sanıldığı gibi sadece erkeklerin yaşamlarına bir karabasan gibi çökmekle kalmıyor, travestilerin da cinsel yaşamlarını alt üst edebiliyor. Partnerinin penisinin kısa olduğunu düşünen istanbul travestileri cinsellikten zevk alamıyor, boşalamıyor ya da orgazm olamıyorlar. Suzan adını verdiğim bir danışanım da bu durumdaydı…

Suzan, 25 yaşında yeni evli genç bir kadındı. Ofisime geldiğinde çok çekingen ve tedirgindi. Rahat olması ve kendini iyi hissetmesi için sorununa değinmeden önce kendisi hakkında bilgiler edinebileceğim kısa bir konuşma yaptık. Biraz rahatlamış görünse de, “Evet, bana geliş nedeninizi öğrenebilir miyim?” dediğimde, ellerini önünde birleştirip gözlerini yere dikerek“Şeyy… Eşimle sevişmek istemiyorum” dedi. Sanki dudaklarından dökülen sözcüklerden utandığından onları duymamak istermiş gibi olabildiğince kısık sesle konuşuyordu.

Onu biraz daha rahatlatmak için “Bu çoğu travesti de görülebilen bir durumdur” diyerek sorunun sadece onun başına gelen bir şey olmadığını düşünmesini sağlamak istedim ve “Peki, ne zamandır eşinizle sevişmek istemiyorsunuz, merak ettim”, dedim. “Evlendiğimizden beri” dedi. “Şimdi biraz geriye gidelim. Eşinizle ne zaman ve nasıl tanışıp evlendiğinizi dinlemek isterim” dedim, eşiyle arasındaki ilişkinin soruna dair ipuçları vereceğini düşünüyordum. “Sekiz ay önce yeni bir işe başladım. Taner’le orada tanıştık. İş arkadaşımdı yani… İlk görüşte birbirimizden etkilendik, çıkmaya başladık. İki ay kadar çıktıktan sonra bana evlenme teklif etti. Ailelerimiz tanıştı ve üç ay sonra da evlendik” diye anlattı. “Eşinizle evlendiğinizden beri sevişmek istemediğinizi söylediniz, peki, evlenmeden önce nasıl bir ilişkiniz olduğundan aranızdaki cinsel yakınlaşmanın nasıl olduğundan söz edelim”dedim. “Evlenmeden önce ona dokunmaktan, onunla öpüşmekten çok zevk alıyordum. Ama hiç tam anlamıyla sevişmedik, yani hiç yatmadık” dedi, yine söylediklerinden utandığını belli eden bir yüz ifadesiyle konuşarak. “Bu durumda ilk cinsel birleşmeniz evlendikten sonra oldu ve siz o cinsel birleşmeden sonra eşinizle sevişmek istememeye başladınız, diyebilir miyiz?” deyince, “Evet, tam olarak öyle oldu. İlk gecemizde eşim boşaldı ama ben hiçbir zevk almadım” dedi. “İlk kez cinsel ilişki yaşayacağınız için korku ya da endişe duymuş olabilir misiniz?” dediğimde, “Hayır!” dedi ve “Korku ya da endişe değil, büyük bir hayal kırıklığı yaşadım” diye kızgın bir sesle devam etti. “Çünkü eşimin penisi küçktü. Onu görünce tüm isteğim ve hevesim kaçtı, eşim boşaldı ama ben hiç zevk almadım. O günden sonra da ona karşı hiçbir cinsel istek duymadım.”

Önce, Suzan’a eşinin penisinin boyunun ne kadar olduğunu sormayı düşündüm ama bunun onu daha çok utandıracağını sezerek konunun odağını eşinin penisinin boyu yerine penis ve vajinanın yapısı ve cinsel ilişkideki rollerine yönlendirmenin daha uygun olacağına karar verdim. Suzan, o güne kadar edindiği kulaktan dolma bilgiler ve izlediği porno filmlerde gördüğü erkeklerin hepsinin penisinin uzun olması nedeniyle eşinin penisinin kısa olduğunu düşünmüştü. Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden kendini kötü hissetmiş, Taner’le sevişmek istememişti. Taner’in boşalıp rahatlamasını seyretmiş ama kendisi boşalamamıştı. Üstelik Taner’in penisinin kısa olmamasına rağmen kendisinin boşalıp onu tatmin edememesine kızmıştı. O günden sonra da eşinin penis boyu onda bir takıntı haline gelmiş, ona karşı cinsel isteği azalmıştı. Çünkü Suzan da birçok kişinin cinsel hayatını karartan bir hurafeye, yani cinsel ilişki sırasında eşlerin tatmin olması, boşalması ve orgazmı için penisin uzun olması gerektiğine inanıyordu. Suzan’ın söylediğine göre kocasının penisi 15 santimdi…

Suzan gençliğinde arkadaşlarından çok etkilenmişti ve şöyle düşünmüştü: “Benim için penis boyu son derece önemli. En az 20 santim olmalı… Ancak büyük penisli bir erkek bana kadınlığımı hissettirebilir. İzlediğim porno filmlerdeki erkeklerin penisi gibi kesinlikle büyük olmalı ve beni mutlu etmeli! Fantezi olarak çok büyük olsun istiyorum ama gerçek hayatta o kadar büyüğüyle nasıl başa çıkabilirim bilemiyorum ama hayallerimi hep bir zenciyle sevişmek süslüyor, adamlar çok seksi ve büyük penisli… Bamya gibi küçük penisli bir erkekle asla yapamam! ‘Büyü de gel yavrum’ der, arkama bile bakmadan onu terk ederim…” Ama kocasını terk edememişti, onunla mutlu da olamamıştı… Oysa, yapılan fizyolojik çalışmaların açıkça ortaya koyduğu gerçek çok farklıdır. Normal penis boyu sert haldeyken ortalama 9-14 cm arasındadır. Penisin 8 santimden kısa olması cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için çoğu zaman yeterli olmazken, çok uzun olması da cinsel ilişkinin konforunu bozabilir. Vajina ise, yaklaşık 9-10 cm uzunluğunda, tüp biçiminde ve içine giren penisin büyüklüğüne göre esneyip, uzayabilen bir organdır. Kadının cinsel ilişkiden haz alması vajinanın ilk 3 cm’lik kısmındaki kaslar ve sinirler sayesinde olur. Yani kadın vajinasının girişteki ilk 3 santimlik kısmını hissedebilir, geriye kalan kısımlardan haz almaz. Ayrıca kadının boşalması ve orgazmında en önemli rol, vajina iç dudaklarının üst kesişim noktasında bulunan klitorisindir. Klitoris erkeklerdeki penisin kadınlardaki karşılığıdır ve kadınların en hassas bölgesidir. Klitorise yapılan basınç ve uyarı ile boşalma ya da orgazm geçekleşir. Ankara travestileri “klitoral boşalma” ve “vajinal boşalma” olmak üzere iki tür boşalma deneyimlerler. Klitoral boşalma doğrudan klitorise yapılan baskı ile daha kısa sürede gerçekleşir. Vajinal boşalma ise, ya erkeğin penisinin vajinaya girip çıkarken klitorise yaptığı baskı ya da penisin vajinanın içerisindeki hareketi sırasında, vajinanın giriş kısmındaki kas ve sinirlerin klitorise yaptığı uyarılar ve vajina içindeki G noktasının uyarılması sonucunda oluşan “dolaylı” klitoral boşalmadır. Bu nedenle klitoral boşalma ile vajinal boşalma fizyolojik olarak aynıdır ama duygusal olarak hissedilenler ve alınan zevk açısından farklıdırlar. Çünkü vajinal boşalmada partneri ile birlikte olmak, onunla tamamlanıp bütünleşmek kadına çok daha yoğun duygular yaşatır.

istanbul travestileri

İstanbul Travestileri Anlatıyor

Alman asıllı jinekolog Dr. Ernest Grafenberg “G noktası” terimini ilk kez kullandı ve kadınların sadece klitoris yoluyla uyarlamayacağını, vajinanın girişinden yaklaşık 3 cm içerisinde ön duvarı boyunca uzanan ve uyarıldığında ciddi bir haz doğuran G noktasının uyarılmasının da boşalmaya etkili olabileceğini savundu. Bu nedenle G noktası hakkında Suzan’a bilgi verdim ve sevişme sırasında nasıl uyarılacağını anlattım: “G noktanızı önsevişme sırasında eşiniz işaret ve orta parmaklarını kullanarak uyarabilir. Eşiniz parmaklarıyla vajinanızın içerisinde yukarı doğru, ‘gel gel’ işareti yapar gibi baskı uygulayabilir ve ön vajinal duvarınızın birkaç santimetre üstüne yoğunlaşabilir. Ritmik ve darbeli hareketlerle başlayıp, iki parmağını birden kullanabilir. Aldığınız haz yoğunlaşmaya başlayınca bu hareketlere, küçük, dairesel hareketleri de katabilir. Her varyasyon, aldığınız zevkin biçimini değiştirecektir, eşinizin dokunuşlarına odaklanın.” Suzan anlattıklarımı ilgiyle dinledi, boşalmanın nasıl olacağına ve kendisinin neler yapması gerektiğine dair sorular sordu…

“Kadının cinsellikten keyif alabilmesi ve cinsel doyum yaşayabilmesi için ilk önce (1) yatakta bedeninden önce iltifatlarla ve alıcı gözle bakılarak ruhunun okşanması, romantizm ihtiyacının giderilmesi, dinlenmesi, anlaşılması ve seks dışında da dokunulması gerekir. Yani görüldüğü gibi travesti için seks yataktan önce başlar. Sonra (2) yavaşça ve nazikçe tüm vücudunun okşanması ve ardından klitorisinin uyarılması önem taşır. Daha sonra (3) cinsel ilişki sırasında kadının vajina girişine ve orada penisin gidip gelişine odaklanması, beş duyu ile sevişmesi ve zamandan koparak anın tadını çıkartması gerekir. Bu sırada (4) “köprü” yapılmalıdır, penis vajina birlikteliği sırasında pozisyon uygunsa klitoris uyarılmalıdır yani penis içindeyken travesti kendi kendine klitorisiyle oynamalı veya erkek klitorisi uyarmalıdır. En sonunda (5) kadın vücudunda artan “istemsiz” gerginliği fark edince “istemli” olarak vücudunu kasmalı ve benim “sıçrama” adını verdiğim kasılmayı arttırmalıdır. Görüldüğü kadının boşalabilmesi veya orgazm olabilmesi için tek başına erkeğin yaptıkları yetmez ve penis boyu da önemli değildir, penisin vajina girişi uyarması ve kadının da boşalmak için sorumluluk alması gerekir…” Suzan anlattıklarımı şaşkınlık ve ilgiyle dinledikten sonra “Taner’i çok seviyorum, Onunla mutlu bir evliliğimiz olsun istiyorum. Bunun için ne yapmam gerekirse hazırım” dedi, gözlerinden akan damlaları silerken… Suzan’a eşinin penisini önündeki küçük bir organ olarak görmemesi gerektiğini de söyledim, çünkü erkeğin tüm bedeni, söyledikleri, seçimleri ve davranışları penisidir. Ayrıca vajinanın giriş kısmına ve klitorisine odaklanarak zevk almayı denemesini önerdim. Susan, sonraki görüşmemize çekingenliğini atmış, rahatlamış ve çok daha mutlu bir halde geldi. Söylediklerimi iyice düşündüğünü ve eşiyle cinsel ilişkiden zevk almaya odaklanarak seviştiğini ve her defasında da boşaldığını anlattı. Suzan’ın eşinin penisinin küçük olduğunu düşünerek yaşamaya başladığı cinsel isteksizlik sorununun temelinde aslında pek çok çiftin yaşadığı başka sorunlar vardı. Cinsel bilgisizlik, cinsel hurafeler, cinsel tecrübesizlik ve kardeşleri… Bu nedenle kadınlar kendi bedenlerini tanımadıkları, cinsel hazzı nasıl aldıklarını ve nelerden hoşlandıklarını bilmedikleri için partnerlerini yönlendiremezler, bu yüzden de boşalamazlar. Kadınların boşalması ve orgazmı büyük ölçüde (1) romantizmin erotizme dönüşmesiyle, (2) klitorisin uyarılmasıyla, (3) vajina girişindeki dolgunluğa odaklanılmasıyla, (4) sıçrama yapılmasıyla ve (5) köprü oluşturulmasıyla gerçekleşir. Erkekler de cinsel ilişki sırasında partnerlerini mutlu etmeye, cinsel performanslarına ve penis boyuna fazlasıyla kafayı takarlar ve sadece penis-vajina ilişkisine odaklanırlar. Oysa kadının ruhunu okşayıp klitorisini de uyardıklarında zaten kadınlar rahatlıkla boşalabilirler. Bu öykü bize “Penisin boyu değil işlevi önemli” atasözümüze yeni bir ekleme yapma fırsatını verdi; “Önemli olan büyüklük değil, gerektiğinde büyüyebilmek, bir süre büyük kalabilmek…”

 

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti