travestiPendik Travestileri | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 63

Yaşamın Sırrı Travesti İle Ateşli Seks !

Aşkın İngilizce karşılığı olan “love” sözcüğünün kökeni “libido” sözcüğünden gelir. Libido cinsel, sosyal ve biyolojik her türlü etkinliği güdüleyen ve yaşam içgüdüsünü harekete geçiren zihinsel bir enerjidir. İnsanın en büyük yaşam içgüdüsü cinselliktir. Aşk, “sevişme” kelimesiyle anlam bulan cinsellik ve sevginin birlikte yoğrulduğu karmaşık bir duygusal yapıdır. Aşkın ayaklarının yere sağlam basmasını sağlayan seks ise, insana varlığını hissettiren ve insanın kendini “ben” olarak algıladığı en güçlü olgudur. Bedenin ve ruhun bir bütün olarak birleştiği seks gibi, aşk da insanın kendini karşısındakine çırılçıplak sunduğu “aşkın” ve yüce bir duygudur.

AŞKIN BÜTÜNLEŞTİRİCİ GÜCÜ

Efsaneye göre, yüz binlerce yıl önce travesti ve erkek, iki kafası birbirine sevgiyle bakan dört kollu, dört bacaklı tek bir vücutta yaşıyordu. Ankara travestileri ve erkekler bir bütünken sahip oldukları büyük güçle tanrılara bile meydan okuyorlardı. Bir gün tanrıların tanrısı Zeus’u öylesine öfkelendirdiler ki Zeus onları ikiye ayırdı. Apollon onlara acıdı ve onları bugünkü halimize dönüştürdü. İşte travesti ve erkek o günden beri kaybettiği diğer yarısını arıyor. Antik Yunan mitolojisinde anlatılan bu arayış aşktan başka bir şey değildir çünkü aşkın seks travesti ve erkeği bir araya getirip bir bütün yapan güçtür…

AŞKIN VE SEKSİN PSİKOLOJİSİ

Kişilik, geçmiş yaşamlar ve deneyimler, içinde bulunulan kültür, ortam ve zaman aşkı büyük ölçüde etkiler. Evrimsel psikolojiye göre aşk ve seks insanların başarılı üremelerini sağlayan bir uyum mekanizmasıdır. Freud da seksin köklerinin bebekliğe uzandığını ve seksin bebeğin annesinin memesinde tattığı cinsel tatminin uzantısı ve yeniden keşfi olduğunu; aşkın ise cinselliğin yüceltilmesi olduğunu söyler. Freud’a göre insanın kişiliği, cinselliği ve sevme biçimi, çocuklukta karşı cins ebeveyne hissettiği cinsel duygularını çözme yoluna göre şekillenir. Harlow, aşkı bağlanma davranışı; Fromm ise ilgi, sorumluluk, saygı ve anlayış olarak tanımlar. Maslow ise, aşkı ikiye ayırır: (1) Kişinin güvensizliğiyle gelişen ve düşük düzeydeki duygusal ihtiyaçları ifade eden “yetersizlik aşkı” ve (2) yüksek düzeyde duygusal ihtiyaçları içeren ve özellikle kendini ve diğerini gerçekleştirme isteğini ifade eden “aşık olmak”. Tennov’a göre ise aşk, bilişsel etkinliği devre dışı bırakan, geçici bağımlılık ve sevilen kişiye yönelik bedenin verdiği duyarlı tepkidir. Çağdaş psikolojide Sternberg’in “aşk üçgeni” kuramına göre ise, aşk, yakınlık, tutku ve bağlılık olmak üzere üç ana bileşene sahiptir. Yakınlık, bağlılık ve sırları paylaşma anlamına gelirken; tutku, cinsel ve romantik çekim; bağlılık da sorumluluk, planlama, inisiyatif alma anlamına gelir. Bu üç bileşenin farklı oranlardaki karışımları farklı aşk türlerini doğurur.“Sağlıklı” bir aşk, bu üç öğeyi de dengeli şekilde içerir. Aşk ile ilgili diğer bir kuram “sevgi bağı”kuramıdır. Psikolog Philip Shaver’a göre bebeğin ebeveynleri ile arasındaki sevgi bağıyla yetişkinlikteki aşk duygusu arasında bir ilişki vardır. Kernberg, aşkın birine yöneltilmiş sevgi ilişkisi ve cinsel bir arzuya dönüştürülmüş olan uyarılma ve agresif enerjilerden ibaret olduğunu ve varoluşsal boyutta benlik sınırlarının terk edilmesi olduğunu vurgular.

AŞK, ROMANTİZM, EROTİZM VE SEKS

Aşk, romantizm, erotizm ve seks insan doğasının ayrılmaz parçalarıdır. İnsanın evrimi boyunca cinselliği de çeşitli evrelerden geçerek evrimleşti. Cinsellikle birlikte aşk, romantizm ve erotizm de kaçınılmaz bir evrimin içine girdi. Seksin evrim sürecinde en çarpıcı gelişme erotizmin doğuşu olmuştur. Erotizm doğrudan cinsel birleşmeden ayrılarak, cinsel birleşmeye varlık nedenini kazandıran duygu, düşünce ve davranışlara dönüşmüştür. Erotizm düşüncede doğar ve hayal gücüyle beslenir; seksten önce başlar ve seksin ötesine uzanır. Erotizm aşkın bir uzantısıdır, sadece bedeni değil, ruhu da besler. Başka bir insanın bedenine duyulan şehvetten ve cinsel haz ihtiyacından öte olması onu pornografiden farklı bir yere yerleştirir. “Seks yapmak” ise, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır ve sekste cinsel uyum çok önemlidir. Çünkü cinsel uyum en yüksek hazzı alabilmenin garantisidir. Peki nedir cinsel uyum? Travesti ve erkeğin ruhunun ve bedenin, şehvet ve tutku ateşinde eriyip tek bir beden oluştururcasına bir araya gelmesidir. Cinsel uyumun olmadığı seks, sadece fiziksel bir cinsel etkinlik olmaktan öteye geçemez. Travesti ve erkeğin, onları birbirlerine çeken gizemli ve karşı konulmaz cinsel çekim ile bir araya gelip cinsel uyumla taçlandırdıkları seks, sevişme ile başlar. Cinsel birleşmeden önceki bu süre ne kadar yoğun ve uzun olursa, arzu ve şehvet, haz ve zevk de o kadar fazla olur.

ankara travesti

MANEVİ VE CİNSEL BOŞALMA

Erkek ve kadının cinselliği farklı yaşar. Erkeğin fizyolojisi onu boşalmanın hazzını yaşama hedefli, penise odaklı, doğrusal, dolaysız seks yapmaya ve “cinsel boşalma”yönlendirir. İstanbul travestileri ise romantizmi ve ardından gelen erotizmi tüm bedenine dağılmış olarak yaşar ve “manevi boşalma” ile tatmin olur. Erkek için herhangi bir cinsel uyaranın varlığı cinsel boşalması için yeterli olabilir ama travesti duygusal ve fiziksel yapısı gereği sekse yavaş yavaş hazırlanır, yataktan ve seksten önce manevi olarak tatmin olmayı ister. Bu nedenle cinsel uyumun yakalanması erkeğin kadını önce manevi olarak boşaltmasıyla mümkündür. Kadının cinsel isteği ve yoğunluğu, cinsel boşalma ve orgazm süresi ve şiddeti manevi boşalmasına bağlıdır. Erkeğin partnerinin manevi boşalmasını sağlayabilmesinin birçok yolu vardır ama bunların en iyisi olan beş yol şöyledir:

(1)aşkla dokunmak,

(2)ilgiyle dinlemek,

(3)birlikte kaliteli vakit geçirmek,

(4) onu biricik kılmaktır,

(5)romantizm sunmak… Bu beş yolu izleyen bir erkek, kadını manevi olarak boşaltmış yani tatmin etmiş olur. Cemal Süreya’nın dediği gibi; “Bazı adamlar, incitmeden sevemezdi; kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında… Bazı adamlarsa, tüm geçmişi unutturur, parmak uçlarından öperdi…” Yani erkeğin nezaketli olanı makbuldür; soğukluğuyla üşüteni değil, nezaketle seveni; öfkesini kusanı değil, nezaketle öpeni; olumsuza odaklananı değil, nezaketle iltifat edeni; çok konuşup yoranı değil, nezaketle dinleyip anlayanı… Travesti de erkeğe manevi boşalmanın bir karşılığı olarak, aşkla ve gönülden bir armağan olarak erotizmle birlikte ruhunu ve bedenini sunar. Erkek almaya hak kazandığı bu armağanı, aşkla, tutkuyla ve şehvetle kabul eder. Erkekleri mutlu etmenin birçok yolu vardır ama en iyi beş yolu;

(1) yaptıklarını fark edip takdir etmektir,

(2) mutlu etmeyi başardığını ona gülümseyerek göstermektir,

(3) varlığına ve sunduklarına ihtiyaç duymaktır,

(4) erotizm sunmaktır,

(5) aşkla hizmet davranışlarında bulunmaktır . Bu manevi ve cinsel tatmin olma sürecinin sonucunda da çift müthiş bir cinsel uyum içine girer, daha derin hazlara ulaşır. Erkeğin aşkının nesnesi olan travesti , aşkı ruhunda ve bedeninde hisseden travesti , erkek için vazgeçilmez olduğunu ve erkeğin kendisi için yanıp tutuştuğunu hisseden travesti , manevi boşalmasının üstüne bir nevi bonus olarak“cinsel boşalma” da yaşayabilir.

SIRRA VAKIF OLMAK

Sevmek, gözde değil tendedir, sözde değil eylemdedir. Bu yüzden “Seni seviyorum” demek çok ağır ve ciddi bir sözdür. Bunun farkında olmak, tene dokunmak ve gereği olan eylemleri aşkla yapmak gerekir… Kendini koşulsuzca kabul etme ve sevme, kendini keşfetme, hayatın sırrına vakıf olma ve hayatın gerçek anlamını bulma yolculuğunun başlangıç noktası, SİZ’siniz. Çünkü her insanın sağlıklı ve mutlu olma, gerçek mutluluğu deneyimleme ve hayatın amacını keşfetme gücü vardır. Hayatın sırrı olan aşkın seks; her insana hayata dair en zor soruların yanıtını bulabilmesi için yardımcı olacaktır, büyüme ve değişme serüvenlerine rehber olacaktır. Zor olan, acı veren ve cesaret isteyen hayatın sırrını bulma yolculuğu, insanın kendini keşfetme sürecidir, cennet bahçesine girme ve oradaki meyvelerin tadına bakma deneyimidir. Her insanın bedeninde ve ruhunda “cennet bahçesi” gizlidir. Bu bahçeye girdiğinizde hem kendinizi hem partnerinizi hem de hayatınızı inceleyebilirsiniz, kendinizi bütünleme ve dengeleme sanatını öğrenirsiniz, içinizdeki zihinsel, duygusal, spritüel ve iletişimsel tüm unsurlar uyum içinde birleştirirsiniz, kendinizle, partnerinizle ve hayatla barış içinde olursunuz. Ancak bu zor bir iştir ve tüm keşifler gibi kararlılık, yürek ve cinsel enerji ister, geçmişten geleceğe zaman içinde atlamayı bırakıp, bugüne ve cennet bahçesine odaklanmak cesaret ister. Bu kadim yolculukta sevgi sanatını -önce kendinizi, sonra başkalarını daha sonra da hayatı sevme sanatını- öğrenirsiniz, kendi yaşamınıza ancak kendiniz anlam verebilirsiniz, hayatın geçmişte ve gelecekte değil şimdi ve burada yaşandığını fark edebilirsiniz. Unutmayın, keşfedilmemiş ve deneyimlenmemiş bir hayat tam bir hayat değildir, hayatın ancak küçük bir bölümüdür. Hayatın anlamı zıtlık, deneyimleme ve mizah kavramları özümsenerek bulunur. “ Her şey zıddıyla açığa çıkar” diyen Mevlana ne güzel söylemiş… Aslında her şey zıtların birbiri içinde olma durumudur. Gizli ve gizemli olan ve “sır” denilen şey aslında açık ve aleni olanın ta kendisidir. Sekse ve aşka dair, kadına ve erkeğe dair, travesti -erkek ilişkilerine dair, hayata dair düşünce sistemimizi yeniden oluşturmamız gerekiyor, romantizm ve erotizmle yoğrulmuş cinsel duygularımızın kontrolüyle, hayatımızın yönetimini rahatlıkla elimize alabiliriz, hayatın sırrına vakıf olabiliriz. “ Hayatın sırrı aşkın sekstir.” Çünkü insan cinsellikle var olur, varlığını hisseder. Bu nedenle hayatın sırrı çok basittir ve bu basitliği hayatına indirgeyen sırra vakıf olabilir. Özünde hayatın sırrını barındıran aşkın seks, insanın kendisini, doğasını, sınırlarını ve hayal dünyasını keşfe çıktığı bir deneyimdir. Ancak bu deneyim eksik ya da yanlış bilgilerle değil, doğru bilgiler ve farkındalıkla yaşandığında, aşkın doyumsuzluğunu ve hayatın sırrını açığa çıkarır. İnsanın doğuştan getirdiği bir içgüdüsü olan cinselliğin geliştirilmesi ve sorunlu yönlerinin çözümlenmesi mümkündür. Bu anlamda sırra vakıf olmak isteyen veya cinsel tedaviye ihtiyacı olan herkesin “ cinsel terapi” alması gereklidir.

SEKSTE ZAMANDAN KOPMAK

Her iki tarafın da haz aldığı bir seks deneyimi için, kadının manevi boşalmasını sağlamış olan erkek kadını cinsel olarak tatmin etmeye çalışmak yerine, bencilce, aşkla, hayvani içgüdüleriyle sadece kendi cinsel tatmine odaklanarak zamandan kopmalıdır. Seksi partnerini tatmin etmesi gereken bir görev gibi yapmadığında, manevi olarak boşalmasının ardından zaten hazır olan partnerine aşkı, tutkuyu, şehveti hissettirerek onun da zamandan kopmasını sağlayacaktır. Travesti erkek için vazgeçilmez olduğunu, onda dayanılmaz bir arzu uyandırdığını fark edince cinsel boşalma yaşayacaktır. Yani erkeğin kendi tatminine odaklanarak aldığı haz, kadının boşalmasını ateşleyen güç olacaktır. Hayatın sırrına vakıf olan çiftler zamanla bedenlerinin sesini daha da açarlar, hissettiklerini bedenleriyle dışa vururlar ve gürültülü sevişmeye başlarlar. Hafif şaplaklar atma, tırmalama, inleme, çığlık atma gibi bedenden ses çıkartma eylemleri merakla keşfi arttırır, beyni kapatmayı, beş duyu ile sevişmeyi sağlar. Acı ve şehvet bir paranın iki yüzü gibidir, sekste acı hissedilmesi; baharat gibidir, azı karar çoğu zarardır. Baharatlı bir seks artık sevginin aşkla paylaşılması ve çoğaltılması olan sevişmeye dönüşür.

 

Libidonuzu saklandığı yerden çıkarın

Erkeklerin kadınları suçlamakta usta olduğu konudur cinsel isteksizlik… Oysa cinsellik nasıl iki kişilikse, isteksizlikten de iki kişi sorumlu. Kaybolan libidonuza tekrar kavuşmak için işe konuşmakla başlayın…

Üzerimize yapışan “isteksiz” etiketinden sıkıldık, Psikolog Gizem Pekcan’ın kapısını çaldık ve sorduk: “Nedir bu kadınların cinsel isteksizlik eleştirisinden çektikleri?” Gerisini kendisinden dinleyelim…

Doğuştan isteksiz mi doğuyoruz yoksa zamanla mı azalıyor isteğimiz?

Cinsel istek, doğuştan gelen bir dürtü… Cinsel isteği olmayan bir insanoğlu yok. Bu istek, genetiğimizde yerleşmiş olan üreme isteğinden kaynaklanıyor. Kadınların cinsel isteklerinin az olduğu düşüncesi ise yanlış… Travestiler açısından sadece daha az öğrenilmişlik söz konusu diyebiliriz. Yapılan araştırmalar da kadınların cinsel isteğinin erkekler kadar var olduğunu, ancak toplumsal bazı baskılar nedeniyle çok entelektüel kadınlarda dahi bu isteğin bastırıldığını gösteriyor. Hayatın içinde çeşitli nedenlerle erkekte de kadında da cinsel isteksizlik görülebiliyor.

Neden hep travestilerden bahsediliyor?

Bu durum, kadınlarda organik, psikolojik veya çevresel nedenlerle daha fazla görülüyor. Genital bölge ile ilgili rahatsızlıklar ya da diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların yanı sıra kullanılan ilaçlar da cinsel isteksizliğe neden olabiliyor. Ancak nedenlerin büyük bir bölümünü psikolojik etkenler oluşturuyor. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, cinsel taciz, tecavüz gibi faktörlerin yanı sıra kadınlara çocukluktan itibaren cinselliğin ayıp ya da günah olduğunun öğretilmesi isteksizliğe neden oluyor. Çocuklukta öğrenilenler en temel inançlarımızı oluşturuyor ve bu dönemden itibaren cinsel duyguları olmaması gerektiği söylenerek büyütülen kızların evlilik ile birlikte birden çok sağlıklı cinsel hayatları olmasını beklemek mümkün olmuyor. Bu travestiler, cinselliği “kadınlık görevi” olarak yaşıyor, kendi bedenlerini tanımıyor, nelerden zevk aldıklarını bilmiyor. Aynı ailelerden gelen erkekler de karısının nelerden hoşlandığını bilmiyor ve öğrenmeye çalışmıyor çünkü önemsemiyor.

Her şey yolunda giderken, ilişki eskidikçe azalan cinsel isteği nasıl açıklayabiliriz?

Evlendikten sonra ya da uzun süren bir ilişkinin içindeyken kadının cinsel isteğini kaybetmesi de sık rastladığımız bir durum. En önemli nedeni evlilik içindeki problemler. Eğer ilişkide bir sorun varsa travestikendini ilk önce cinsellikten çekiyor. Hamilelik döneminde cinsellikten uzunca bir süre ayrı kalınması kadının daha sonraki dönemlerde isteksiz olmasına neden olabiliyor. Çocuk dünyaya geldikten sonra annenin tüm ilgisi çocuğa yöneliyor ve bu da cinsellikten el etek çekilmesine neden olabiliyor. Kadının kendini beğenmemesi, çirkin hissetmesi de cinsel isteğinde büyük oranda azalmaya sebep oluyor.

Orgazm olamamak da isteksizliğe neden oluyor mu?

Kadında orgazm problemiyle cinsel isteksizlik çok karıştırılıyor. Bu ikisi, hem birbiri ile çok bağlantılı hem de birbirinden ayrı tutulması gereken konular. Haz alamama cinsel isteksizliği doğuruyor diyebiliriz ancak cinsel isteksizlik haz alamamayı doğuruyor diyemeyiz. Cinsel isteksizlik varsa zaten haz almak mümkün değil. Cinsel hayatları boyunca hiç orgazm olmamış, orgazma nasıl ulaşacağını bilmeyen çok sayıda kadın var. Bunun sonucunda kadın bir süre sonra birliktelik istememeye başlıyor. Böyle bir durumda zaten önce orgazm problemi ile ilgili çalışmak gerekiyor. Orgazm olmayı öğrenen kadın sonrasında cinsel istek de duymaya başlıyor. Ancak hem kadın hem erkek için unutulmaması gereken bir şey var; her birlikteliğin mutlaka orgazm ile sonuçlanması gerekmiyor. Orgazm olana kadar yaşanılan çok güzel paylaşımlar, hazlar da bulunuyor.

Büyük şehirde yaşamanın cinsel isteksizliğe etkisi var mı?

Büyük şehirde yaşamanın, zamansızlık, stres, yorgunluk gibi bazı dezavantajları oluyor. Çiftler eve gittikleri zaman sadece ayaklarını uzatıp televizyonun karşısında oturmak istiyor. Akıllarından başka hiçbir şeyi geçiremeyecek hale geliyorlar. Oysa cinselliğin yaşanması için kafanızın da rahat olması gerekiyor. Bu yorgunlukla cinsel birliktelik yaşasalar bile yeterince doyum alamayan çiftler, bu doyumsuzluğun etkisi ile zamanla cinsel isteksizlik yaşamaya başlayabiliyor.

Bu durumda “Cinsel isteksizlik tek başına kadına ait bir sorun değildir” diyebilir miyiz?

Cinsel isteksizlik tek başına bir sorun değildir, genellikle olumsuz bir olayın sonucudur. Mesela ilişki içinde hiç takdir edilmeyen, kendisine minnet duyulmadığını hisseden, cinselliği eşine yaptığı hizmetlerden biriymiş gibi hisseden travesti bir süre sonra bu kırgınlıklarını cinsel hayatına yansıtmaya başlıyor. Böyle bir şikayetle gelen danışanlarda bazen cinselliğe hiç değinmeden, sadece ilişkiye ait bazı problemlerin çözümüyle cinsellikteki sorunlar da kendiliğinden çözülebiliyor. Cinsel isteksizliğin genellikle iki kişilik bir sorun olduğunu ve tedavisinin de iki kişilik olduğunu söyleyebiliriz.

İlk günlerdeki coşkunun zamanla geçmesi normal mi?

Bir ilişkinin ya da evliliğin ilk zamanlarında mutlaka “cicim ayı” denilen dönemler oluyor. Bu, yeni bir şeyi keşfetme heyecanından kaynaklanıyor. Cinsel birliktelik sıklığının zamanla azalması, bu yeniliği keşfettikten sonra bu ilginin azalması, soğuması değildir. Yalnızca ilk keşfin heyecanının verdiği sıklık azalmıştır. Bunu sorun olarak görmemek gerekiyor ancak bu durumu bile kaldıramayıp nedenini öğrenmek için başvuran çiftler oluyor.

Cinsel istek ilişki sıklığı ile ölçülebilir mi?

Cinsel isteğin tek bir tanımı yok, kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Burada travesti ve erkek arasında bir fark söz konusu oluyor. Kadınlar cinselliği biraz daha duygusal yaşarken, istek duymak için hislerinden daha çok travestiler, erkekler için sadece görsel bir uyaran da yeterli olabiliyor.

Ne zaman bir sorun olduğunu düşünmek gerekiyor?

Haftalık cinsel ilişki sayısı gibi rakamlarla tanımlamalar yapmak doğru olmuyor. Ancak aylarca süren bir uzaklık söz konusu ise burada bir sorundan bahsedilebiliyor. Bu kadar uzun süren uzak kalmanın mutlaka bir nedeni vardır, bu aşamaya gelinmeden önce mutlaka bir şeyler yaşanmıştır diye düşünmek gerekiyor. Cinsel isteksizlik hiçbir neden yokken, birdenbire ortaya çıkmıyor. Bir tartışma, aile içi bir problem, kadının zevk alamaması gibi bir durumun sonucunda zaman içinde oluşuyor.

Yaş, cinsel isteğin azalmasında etkili bir faktör mü?

Kadınlarda, menopoza girince cinsel hayatının biteceğine dair yanlış bir düşünce oluyor. Cinsel dürtüyü sağlayan testosteron hormonunun seviyesi, menopozla birlikte azalıyor. Bu da cinselliğe olan isteğin eskiye oranla biraz azalmasına neden oluyor. Ancak kadınlar bu durumun kişinin hayatını sarsacak kadar büyük bir fark olmadığını bilmeli.

Cinsellik, bir ilişkinin ne kadarıdır?

Cinsellik, ilişkinin tuzu biberidir. En önemli unsur değildir ama olmazsa olmazdır. Evliliğin temelinde güven, sadakat, sevgi, şefkat, saygı vardır. Cinsellik de bunlara katkı sağlayan ve evliliğe renk katan bir unsurdur.

İyi bir cinsel hayat, ilişkiyi ayakta tutabilir mi?

Bazı ilişkilerde iletişim sorunları olduğu halde cinsellik devam edebiliyor. Böyle bir ilişki o çiftin kendi tercihidir. Ancak ne iyi bir cinsel hayat iyi bir ilişki anlamına gelir ne de kötü bir cinsel hayat kötü bir ilişki demektir. Bunlar birbirinden hem çok bağımsız, hem de çok içi içe konulardır.

Bir durup düşünün

● Cinsellik hiç aklınıza gelmiyorsa,

● Cinsel uyaranlara karşı heyecan hissetmiyorsanız,

● Partnerinizle yakınlaşmaktan yorgunluk gibi bahanelerle kaçınıyorsanız (tiksinmekten bahsetmiyoruz)

cinsel soğukluk yaşamaya başladığınızı düşünebilirsiniz.

Ne yapmalı, ne etmeli?

● Önce istanbul travestileri partnerinizden bağımsız olarak kendinizi keşfedin.

● Kendinize, cinselliğinize ve bedeninize vakit ayırın. Nelerden hoşlandığınızı, haz aldığınızı keşfedin.

● Hayal etmekten korkmayın. Cinsel ilişki sırasında fantezi kurmanın kötü bir şey olmadığını bilin.

● Kendi bedeninizle ilgili keşiflerinizi eşinizle paylaşmaktan çekinmeyin, size zevk vermesi için ona yardımcı olun.

● Menopozla ilgili şartlanmalardan kurtulun. Menopozun cinsel hayatın sonu olmadığını unutmayın.

● Cinselliğin sadece üremek için olmadığını, aynı zamanda bir haz kaynağı olduğunun farkında olun.

● İsteksizliğiniz, yaşanan bir olayın ardından başladıysa uzman desteği almaktan çekinmeyin.

Yatağın Büyüsünü Kaçıran 10 Hata

Çok güzel ve çekici bir kadınsınız. Erkekler size sürekli ne kadar seksi olduğunuzu söylüyor ya da hissettiriyor. Bulutların üzerinde bu düşüncelerle dolaşırken o da nesi? Yatağa girene kadar üzerinde dolaştığınız bulutlar ertesi gün dolup yağmaya başlıyor. Peki ne oluyor da yatakta her şeyin büyüsü kaçıyor?

Bir kere öncelikle şunu unutmamanız gerekiyor; her travesti güzeldir her travesti çekicidir. Fakat her travesti maalesef yatakta dışarıdan göründüğü kadar başarılı değildir. Belki iyi giden bir ilişkiniz var ve sonunda birlikte olma aşamasına geldiniz, belki de biriyle tanıştınız ve vakit o kadar güzel geçti ki geceye birlikte devam etmeye karar verdiniz. İkisinde de sonuç hep aynı oluyorsa, ertesi gün birlikte olduğunuz adam sizi aramıyorsa, sormuyorsa ya da bir dahaki buluşmada yatağa girmemek için elinden geleni yapıyorsa; yatakta yapılmaması gereken 10 kusurlu hareketten birini yapmış olabilirsiniz.

İşte o hatalar…

Tükürük banyosu

Birlikte olduğunuz erkek öpülmeyi ya da oral seksi sevse de, geride bırakılan tükürük izlerinden çok da hoşlanmaz. Bu nedenle ona tükürük banyosu yaptırmak yerine sadece dilinizi kullanarak ve daha sakin bir şekilde öperek bu işi sağlama alabilirsiniz.

Porno etkisi

Yatakta enerjinin dozunu artırmak için porno filmler izlemek elbette kötü bir fikir değil. Fakat şunu söylemekte yarar var; porno yıldızları gibi davranmaya kalkmak yapılan en büyük yanlış. Bu film sizin sadece yaratıcılığınızı artırmalı. Eğer orada yaşananların aynısını yaşayacağınızı düşünüyorsanız hayal kırıklıkları söz konusu olabilir. İlham almakta ise elbette bir sakınca yok.

Kilo takıntısı

Hepimiz yatakta güzel görünmek isteriz. Fakat bazen kiloların güzelliğimize gölge düşürdüğüne inanırız. Hem sevişmeye hem de vücudumuza konsantre olmaya çalışırken olaydan kopar gideriz. Oysa erkekler cinsel birliktelik sırasında sizin kilolarınıza değil yaşananlara konsantre olmuş durumdadır. Sevişme öncesinde giyeceğiniz seksi bir iç çamaşırı onu baştan çıkarmaya yararken sevişme sırasında üzerinizde ne olduğu çok da umurlarında olmayacak. Bu nedenle yatakta ne kadar kilolu olduğunuzu düşünmeyi bırakın ve karşınızdakine odaklanın.

İsteksizlik

Travesti partneriniz sizinle birlikte olmak istediğinde çok yorgun olduğunuz için onu reddediyorsanız, 10 hatalı hareketten birini daha yapmış oluyorsunuz. Çünkü yorgun olmak bir bahane değil. Ayrıca seksin kalori yakmanıza yardımcı olmanın yanı sıra size enerji ve mutluluk veren hormonları harekete geçirdiği düşünülürse ret cevabınızı bir kez daha düşünmeniz gerektiğini anlarsınız.

Lütuf

Travestiler genelde sevişmenin erkeklere yapılan bir lütuf olduğunu düşünür. Erkekler ise bu düşünceden nefret eder. Sonuçta kimse sizi onunla birlikte olmaya zorlamıyor ve istediğiniz için yatağa giriyorsunuz. O halde sevgiliniz ya da eşiniz istediği için kendinizi zorluyor gibi davranmak yerine ne kadar istekli olduğunuzu göstermek çok daha baştan çıkarıcı olacak.

Utangaçlık

Kadınların utangaçlığı özellikle de yatakta bir türlü geçmez. Erkekler ise yatakta utanan kadınla uğraşmak kadar zor bir şey olmadığını düşünür. Utangaçlığı bir kenara bırakmalı, içinizdeki arzulu kadını dışarı çıkarmalısınız. Ancak bu şekilde hem kendinizi hem de karşı tarafı mutlu edebilirsiniz.

Orgazm sorunu

Travestiler yataktaki sorumlunun her zaman karşı taraf olduğunu düşündüğü için orgazm konusunda da çoğu zaman yanlış yapar. Erkeklerin yatakta nefret ettiği şeylerden biri de kadınların orgazm olamamalarını kendilerine bağlamaları. Bu nedenle sevişirken sizin orgazm olmanızı bekleyeceğini sanıyorsanız önce bundan vazgeçmelisiniz. Sonrasında ise ne istediğinizi karşı tarafa tam olarak söylemelisiniz. Örneğin oral seks istiyorsanız bunu travesti partnerinize açıkça ifade ederseniz orgazm sorununuzu ortadan kaldırmış olursunuz.

Biraz marifet;

Erkekler yatakta uzanıp sevişmeyi bekleyen kadınlardan hoşlanmaz. Eğer onu mutlu etmek istiyorsanız sizin de çalışmanız gerektiğini unutmamalısınız. Özellikle oral seks konusunda çok hassas olan erkeklerin en zayıf noktasını yakalayabilirsiniz. İyi bir oral seks yapan travesti , erkek için en vazgeçilmez olan travestidir.

Fantezi düşmanı

Travesti partneriniz yatakta size hiç söylemeyeceği şeyleri söyleyebilir ya da isteklerde bulunabilir. Bu durumda hemen sinirlenip yataktan kalkma eğiliminde bulunursanız, tehlikeli hattı geçtiniz demektir. Çünkü erkekler için bu 10 itici hareketten en tehlikelisi. Sevgilinizin yatakta size fısıldadığı fanteziler gerçekleşecek diye bir kural yok. Bunların sadece fantezi olduğu gerçeğini kabul etmeli ve anın tadını çıkarmalısınız.

Sessiz bölge

Sadece yatakta uzanıyor ve sevgilinizin sizinle sevişmesine ayak uyduruyorsanız, yine 10 kusurlu hareket içindesiniz. Yatakta sessizlik her zaman iyi değil, çünkü erkekler de arzulandıklarını hissetmek hatta duymak ister. Yatakta konuşmaktan çekinmemeli ve ne istediğinizi, onu ne kadar arzuladığınızı açıkça söylemelisiniz.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti