Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti

İstanbul Travestileri İçin Saç Canlandırıcı Yöntemler

5 Ocak 2017 Yazarı: pedro

Saçların güzelliğini artıran yeni yöntemleri mercek altına aldık. İşte saçlarınızı canlandıracak yöntemler:

Saçları canlandıran maske
Saçınızın kalitesini artırmak ve onu canlandırmak için evde uygulayabileceğiniz bir maskeden yararlanabilirsiniz. Yaş maya, badem ve avokado yağıyla yapılan bu maske, saç kalitesini artırıyor.

Vitamin desteği
Sık kullanılan yöntemlerden bir diğeri ise mezoterapi. Bu işlemde; çok ince uçlu bir iğneyle deriye vitamin, kan dolaşım düzenleyiciler, elastin, kolajen tetikleyiciler ve keratin yapı elemanlarından oluşan bir kokteyl enjekte ediliyor. Mezoterapi; saç dökülmesi, saç derisi ve cansız saç problemleri için kullanılabiliyor. Dermastamp ise; enjeksiyon uygulamalarına alternatif olarak gösterilen yeni bir yöntem. Sağlıksız saç derisinin ihtiyacı olan büyüme faktörleri, bitkisel kök hücre ekstreleri, vitaminler, mineraller ve hyalüronik asit Dermastamp kalemi ile deriye enjekte ediliyor ve bu sayede direkt içeriden etki etmeleri sağlanıyor.

Detoks
Saçın dökülmesini engellemek ve sağlıklı bir yapıya ulaşması için yapılan saç detoksu; travesti saçını kirden arındırırken, vitamin takviyesi de yapıyor. Üç aşamadan oluşan bu sistem; deriyi derinlemesine temizleyerek kaşıntı, kepeklenme ve dönemsel saç dökülmesi gibi sorunları yok ediyor. Ayrıca saça parlaklık kazandırarak, matlık ve kuruluk şikayetlerini azaltıyor. Ozon uygulaması, gözenekleri derinin doğal yağının kirlerle birleşmesinden oluşan tıkaçlardan arındırıyor. Temizleme işlemi sırasında açılan gözeneklere mezoterapi kokteyli uygulanıyor. Deriye doğal vitamin desteği sağlanıyor ve lazerle kan dolaşımı hızlandırılıyor.

PRP yöntemi
Sağlıklı saçlar için en çok tercih edilen ve doğal bir yöntem olan PRP; istanbul travestileri kendi kanından elde edilen bir çeşit biyolojik ilaç. Özellikle ani seyreden dökülmelerde hızla sonuç veriyor. Bu yöntemde kişinin kendi kanı ayrıştırılıyor, bu sayede elde edilen novitamin, dolaşımı canlandıran ve zenginleştiren yapı taşları tekrar saç köklerine enjekte ediliyor. Tedavinin etkisiyse, üç ay sonra en yüksek düzeyde kendini gösteriyor.

Taze hücre yöntemi
Saçlara sağlığını geri kazandırmanın bir başla yolu da Taze Hücre Yöntemi. Bu yeni yöntem, saç kökleri zayıflamış ve yıpranmış bölgeyi taze hücreyle yeniliyor. Bu işlem için karın bölgesinden yağ alınıyor. Özel laboratuvarlarda işlemden geçirilen yağdan taze hücreler ayrıştırılıyor ve bu hücreler saçın güçsüz olduğu bölgelere veriliyor. Uygulandığı bölgenin doku kalitesini artıyor. Tedaviden sonra uygulama yapılan deri, bağ dokusu anlamında zengin hale geliyor ve en ince tüyler bile canlanıyor.

Lazer yöntemi
Regave lazer yöntemi, istanbul travesti partnerlerin incelmiş saçlara uygulanan bir işlem. Güçlü ancak düşük seviyede lazer enerjisi kullanılarak uygulanan lazer ışınları, kafa derisindeki saç foliküllerini uyararak enerji üretiminin artırılmasına ve protein bloke edici enzimlerin etkilerinin azaltılmasına, dolayısıyla saç dolgunluğunun ve yoğunluğunun artırılmasına yardımcı oluyor. Düşük seviyeli bu lazer tedavisi, bilimsel fotobiyoterapi prensibine dayanıyor. Fotobiyoterapi, hücreler tarafından emilen lazer ışını hücre metabolizmasını uyardığında ve kan akımını artırdığında gerçekleşiyor. Saça gençliğini geri kazandıran bu yöntem, Amerikan sağlık kuruluşu olan FDA tarafından onay alan ilk lazer uygulaması.

Nasıl hazırlanır?

Yarım paket yaş maya
1 çorba kaşığı ılık süt
1 yemek kaşığı badem yağı
1 yemek kaşığı avokado yağı

Nasıl uygulanır?

Yaş maya, sütle ezilir. Avokado yağı ve badem yağı maskenin içine katılarak karıştırılır. Saçın her tarafına yedirilir. Saç daha sonra streç filmle kapatılarak bir saat beklenir. Sürenin sonunda mümkünse doğal bir sabunla yıkanarak durulanır.

Travesti Fondöteni Nasıl Kullanmalıdır?

4 Ocak 2017 Yazarı: pedro

Doğru rengi seçmek ve doğru araçla uygulamak oldıkça önemlidir. Böylece cildinizi daha doğal ve sağlıklı gösterebilirsiniz. Fondöteni uygulamadan önce nasıl bir görünüm istediğinize karar vermek en önemlisidir. Tam kapatıcılık mı yoksa orta kapatıcılık mı istiyorsunuz? Saten bir bitiş mi, yoksa mat bir bitiş mi tercih ediyorsunuz? Bu etkilerin ortaya çıkmasında fondötenin kendisi kadar, kullandığınız araç da oldukça etkilidir.

İşte fondöteni doğru uygulamanın püf noktaları ve birkaç fırça alternatifi…

Stippling fırçalar: Çok yoğun kapatıcılık istemeyenlere daha uygun olan fırçalardır. Özellikle likit fondötenleri uygulama konusunda daha başarılıdır. Kılları seyrektir. Fondöteni yüzünüze dairesel hareketlerle yayabilirsiniz. Klasik fondöten fırçaları gibi stippling fırçalarda da fırça izi kalma riski yüksektir bu nedenle uygulamadan sonra yine yüzünüzü güneş ışığında kontrol etmenizde fayda var. Fondötenlerde doğal bir bitiş sağlar.

Buffing fırçalar: Geniş bir uca ve sık kıllara sahiptir. Uygulama stippling fırçada olduğu gibi yumuşak ve dairesel hareketlerle yapılmalıdır. Geniş bir uca sahip olması uygulamanın hızlı olmasını sağlar. Fondötenin kapatıcılığını arttırır ve doğal bir bitiş sağlar.

Makyaj süngerleri: Şekilleri genellikle yumurtaya benzer. Kullanmadan önce ıslatırsanız çok ürün kaybı yaşamazsınız. Orta kapatıcılık sağlar ve genellikle ıslak kullanıldığı için saten bir bitiş elde edersiniz. Elinizde rahatça şekil alabildiğinden ince yerlere de kolayca girer. Tampon hareketlerle uygulamak ürünü cildinize yerleştirmenizi kolaylaştırır.

Not: Fırça ve süngerlerin yanında ellerinizi de rahatça kullanabilirsiniz. Ürün elinizin ısısıyla yumuşar ve uygulamanız kolaylaşır. Travesti parmaklarla uygulama ortadan tam kapatıcılığa doğru bir sonuç ortaya çıkarır. Ancak uygulama sonrasında gün ışığında kontrol etmenizi öneririz çünkü fırçalar veya süngerler gibi eşit bir dağılım sağlamak parmaklarla uygulamada daha zordur.

Kabuki fırçalar: Eğer yoğun bir kapatıcılık istiyorsanız fondöteninizi kabuki bir fırçayla uygulamanız istediğiniz sonucu elde etmenizi sağlayacaktır. Kabuki fırçalar genelde ışıltılı bir fondöten dahi uygulasanız mat sonuçlar elde etmenize neden olabilir. O nedenle eğer saten bitiş tercih ediyorsanız kabuki fırçalar sizi çok da tatmin etmeyebilir. Oldukça büyük bir fırça olduğundan ince yerlere girmeniz biraz zor olabilir.

Klasik fondöten fırçaları: Yassı bir görünüme sahiptir ve uygulama esnasında yüzünüze badana uygulaması yaptığınızı hissedebilirsiniz. Yine tam kapatıcılık isteyenlerin tercih edebileceği bir fırça türüdür. Yalnız uygularken sürekli aşağı hareketlerle uygulanması gerekir, yukarı doğru uyguladığınızda yüzünüzdeki küçük kılları da yukarı doğru kaldıracağından ışıkta kötü sürprizlerle karşılaşmanız söz konusu olabilir. Ayrıca istanbul travestileri uygulama sonrasında bir aynayla gün ışığında yüzünüze bakmanızda fayda var çizgi izleri bırakma ihtimali çok yüksektir. Uygulaması biraz pratik ve profesyonellik gerektirebilir ve ayrıca fırça çok büyük olmadığından uygulama zamanınızı alabilir.

Fondöteninizi Evinizde Hazırlayabilirsiniz!

Fondöten kullanmayı seven biriyseniz artık evinizde kendi fondötenizi hazırlamanın vakti geldi! Fondötenin içinde bulunan malzemelerin tamamı aslında mutfağınızda kullandığınız ürünler. Bunun sebepten dolayı rahatlıkla tercih edebilirsiniz.

İşte evde fondöten yapımı…

İhtiyacınız olan malzemeler:

4 tatlı kaşığı kakao tozu
1/4 su bardağı ararot unu veya mısır nişastası
1/4 çay kaşığı hindistan cevizi veya zencefil veya zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tarçın
2 tatlı kaşığı bentonit kil
E vitamini 10 damla
Lavanta esansiyel yağı 12 damla

Nasıl yapılır?

Malzemeleri metalik olmayan bir kase içinde biraraya getirin (bentonit kil metal ile temas etmemelidir). Her maddeyi kullanma miktarı büyük ölçüde cildinize bağlıdır.

İlk olarak kasenin içine ararot ununu ekleyerek başlayın. Ardından tüm malzemeleri ekleyin Hepsini iyice karıştırın. Toz kıvamına gelince rengini belirlemek için cildiniz üzerinde testler yapın. İstediğiniz rengi tutturuncaya kadar bu çalışmayı sürdürün.

Rengini koyulaştırmak için tarçın ve kakao dan bir miktar daha ilave edebilirsiniz ya da rengini açmak istiyorsanız ararot ununu kullanabilirsiniz. İstediğiniz rengi oluşturunca fondöteninizi ağzı kapalı bir kaba aktarın. Kullanacağınız zaman ise sünger veya fırça kullanın.

İstanbul Travestileri Cilt Lekelerini Önemsemeli

4 Ocak 2017 Yazarı: pedro

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, cilt lekelerinin birer uyarı olduğunu söyleyerek oluşabilecek sorunların önüne geçilebilmesi için önerilerde bulundu.

Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Özellikle son baharda kliniklerimize güneş lekeleri için başvuran hastalarımızın ve ayrıca cildinin yaz mevsimi sonrasında form kaybettiğini söyleyen hastalarımızın ortak hatası, güneşten ciltlerini korumamaları oluyor. Cildin toparlanması veya lekeler için uygulamalar yapıyoruz ama en önemlisi sorunlar ortaya çıkmadan, önlemler almak çok daha doğrudur” diye konuştu.

Cilt lekeleri bir uyarıdır
“Cilt lekeleri bir uyarıdır, ileri seviyelere ulaşan sorunlar ise, istanbul travestileri için cilt kanserini tetikleyebilir. Bu sebeple tüm yaz mevsimi boyunca cildi içten ve dıştan korumak ve beslemek gerekiyor. Şemsiyeler, pamuklu ince giysiler, yüksek koruma faktörlü kremler, geniş şapkalar ve doğru zamanlarda alınan güneş banyosu, cildinizin sağlığını korumaya yardımcı olacaktır” açıklamasında bulunan Op. Dr. Cihantimur, bol su içmenin ve cildi kaliteli nemlendiricilerle nemlendirmenin de son derece faydalı olduğunu belirtti.

Korumasız güneş banyosu zararlı
“Ülkemiz Nisan ayından Ekim ayına kadar güneşi yaşayabilen şanslı ülkelerden bir tanesi. Bağışıklık sistemi ve kemik sağlığına etkisi olan D vitamini gibi son derece mühim bir vitaminden bu şekilde faydalanabiliyoruz. Ortalama 15-20 dakika sabah saatlerinde alınan güneş, bedenin günlük D vitamini ihtiyacını karşılar. Fakat istanbul travesti mutlaka cildi korumak gerekiyor. Güneşin zararlı ışınları, cildin yıkıma uğramasına ve erken yaşlanma belirtileri dediğimiz sürecin tetiklenmesine neden oluyor” ifadelerini kullanan Op. Dr. Cihantimur, sabah 10 ila öğleden sonra 16 arasında korumasız bir şekilde yapılan güneş banyosunun, faydadan çok zararının olduğunu söyledi.

Erken yaşlanma belirtilerine karşı
“Güneş ışığına kontrolsüz bir şekilde maruz kalan cilt kısa ve uzun vadede pek çok sorun yaşar. Öğle saatlerinde yapılan güneş banyosu, cildin tepki göstererek kızarmasına, yanmasına, nemini yitirmesine ve özellikle cilt alt yapısında tahribata sebep olur, bu da erken yaşlanma belirtilerinin görülmesiyle sonuçlanır. Sadece yüz için üretilmiş, SPF güneş kremleri bu yıkımın önüne geçebilir ama en doğrusu, yüz bölgesini güneş ışığına maruz bırakmamaktır. Ayrıca sabah akşam yine aksatmadan Örümcek Ağı kremi uygulamasını öneriyorum” diyen Op. Dr. Cihantimur, bu şekilde güneş lekelerinden de korunabileceğinin altını çizdi. Yine de güneş lekesi oluşmuşsa, kliniklerinde yaz sonrası için pek çok güneş lekesi tedavi seçeneğinin olduğunu söyledi.

Travesti Göz Altı Morluklarının Oluşma Sebepleri

Adana Estelite Güzellik Merkezi’nin kurucularından Dr. Gizem Toktaş Geylani, göz altı morluklarının çoklu faktörlerle oluşan bir süreç olduğunu vurguladı. Dr. Geylani, yapılan araştırmaların her iki travesti partnerden birinin göz altı morluklarından şikayetçi olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.

Dr. Geylani, göz altı morlukların 7 nedenini şöyle sıraladı:

Genetik: Genetik morluğu olan bireylerdeki problem, kılcal damarların daha yüzeyde olması. Tabii ki genetik morluk tek başına suçlu değil.

Alerji: Gözlerin kaşınmasına ve sulanmasına neden olan tüm durumlar göz altı morluğunu artırıyor.

Güneş: Güneş koruyucu kullanmamak, hiperpigmentasyon dediğimiz morluğun dışında ayrıca lekelenmeye neden olup, görüntüyü daha belirgin hale getirebiliyor.

İlaç kullanımı: Bazı insanların şeker ilacı gibi uzun süre ilaç kullanımı, göz altındaki damarların genişlemesine ve bu bölgenin çok daha koyu renkli görünmesine neden olabiliyor.

Dış faktörler: Uykusuzluk, yorgunluk, alkol tüketimi, stres gibi faktörler göz altı morluklarını arttırıcı etkiye sahip.

K vitamini: Doğru beslenme, vücudun her yerini etkilediği gibi etkisini göz altlarında da ciddi şekilde gösteriyor. Yeterli mineral ve vitamin alınmaması nedeniyle morluklarda artış olabiliyor.

Altta yatan hastalıklar: Kansızlık, troid problemleri, ileri seviyedeki kalp ve böbrek hastalıkları vb. rahatsızlıklar göz altı morluklarını derinleştiriyor.

Göz altı morluklarından kurtulabilirsiniz
Göz altı morluklarından kurtulmanın mümkün olduğunu ifade eden Dr. Geylani, tedaviye başlamadan önce ilk olarak risk faktörlerinin belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Dr. Geylani, “Altta yatan bir hastalık varsa tedavi edilmeli, K vitaminli ürünler kullanılmalı, dış faktörler ortadan kaldırılmalı, alerji ve ilaç kullanımı sorgulanmalı ve göz altı mor değil, kahverengi ise hiperpigmentasyondan şüphelenip leke tedavisine başlanmalı. O yüzden tedavi şekli ve sonucu hastadan hastaya çok değişkendir” şeklinde konuştu.