travestitravestiler | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 51

İstanbul Travestileri Yorgunken Seks Yapmamalı!

Genel güçsüzlük, çabuk yorulma, konsantrasyon güçlüğü, normal aktivite sırasında ya da sonrasında tükenmişlik hissi, aktiviteye başlamak için yeterli enerji olmadığı hissi olarak ifade edilen yorgunluğun birçok sebebi olabiliyor.

Başta cinsel yaşam olmak üzere, iş performansını, aile yaşamını ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyen yorgunluğun nedenlerini ve yorgunlukla başa çıkma yollarını çok iyi bilmek gerekiyor. Yorgunluğun en sık nedenleri arasında aşırı egzersiz yapma, uyku bozuklukları, beslenme yetersizlikleri, kondisyon eksikliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, kansızlık, tiroit ve akciğer hastalıkları, ilaçlar (sakinleştiriciler, depresyon, alerji ve tansiyon ilaçları, kas gevşeticiler ve pek çok antibiyotik) viral hastalıklar, kanser ve depresyon yer alıyor. Altı aydan uzun sürmesi halinde kronik yorgunluktan bahsediliyor.

YORGUN ÇİFTLER İÇİN SEKS ÖNERİLERİ

Yorgunluğun çiftler üzerinde yıpratıcı bir etkisi olduğu tartışılmaz… Çünkü yorgunluk cinsel hayatı zora sokabiliyor ve tüm günü yorgun geçiren çiftlerin “Seks yaparak eğlenmeye halimiz kalmıyor!” veya “Bugün seks yapmak için çok yorgun hissediyorum?” yakınmaları, onların birbirlerinden uzaklaşmalarına zemin hazırlayabiliyor. Oysa hem yorgunluğu giderecek hem de seks için vücudu ateşleyecek bir takım uygulamalar ile bu sorun ortadan kaldırılabiliyor. Hızlı hareket etmek çoğu zaman enerji gerektiriyor. Bu nedenle yorgun olunduğunda ağır çekim bir gece geçirmek, güzel bir meditasyon duşu almak, sonrasında nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak, ardından erotik masaj ile günün yorgunluğunu almak, yavaşça dokunurken daha yoğun hisler yaşamak, ufak öpücükler kondurmak, daha şehvetli dokunmaya özen göstermek mümkün… Hatta yavaş çekim hareketlerle sevişirken tamamen durarak kısa aralıklar vermek ve normalde gözden kaçan birçok ayrıntı keşfetmek keyifli olabiliyor.

RAHAT POZİSYONLAR TERCİH EDİN

Ankara travestileri ne kadar yorgun olursa olsun, seks yaparak dinlenebiliyor ve hormonlarının varlığını hatırlayabiliyor. Çünkü partnerle birlikte zaman geçirmek, sarılmak ve okşamak, yorucu olmayan pozisyonları denemek, erotik masaj yapmak çok güzel bir deneyim olabiliyor. Çifti yormayan ve zorluk derecesi düşük olan birçok seks pozisyonu var… Yorgunken (1) çiftin yan yana uzanabileceği kaşık pozisyonunu, (2) travestinin yatakta uzandığı, erkeğin yatağın kenarında ayakta durduğu pozisyonu, (3) klasik misyoner pozisyonunu (erkek üstteyken ellerinden değil, dirseklerini yatağa dayamak yoluyla) veya (4) binici pozisyonunu (travesti bacaklarından destek almak yerine yatağın başına tutunarak hareket kuvvetini oradan alabilir ve sadece vajina kaslarını sıkıp bırakabilir) tercih etmek önem taşıyor.

SEKS İHTİYACI ZAMANA VE KOŞULLARA GÖRE DEĞİŞEBİLİYOR

Uzun ve yorucu bir iş gününden sonra birçok çiftin yapmak isteyeceği tek şey eve gelip koltuğa uzanıp televizyonu açmak oluyor. Bunun da tek bir anlamı var; “Bugün sevişmek istemiyorum, yorgunum!” Yorgun olmak çifti sadece cinsellikten değil genel olarak her şeyden uzaklaştırıyor. Oysa yorgunluk durumunda her çiftin seks ihtiyacı zamana ve koşullara göre değişebiliyor. Zor koşullarda çiftler seks yapma rutinlerini değiştirerek ve farklı şeyler deneyerek, daha renkli ve tutkulu bir ilişkiye sahip olabiliyor. Birbirlerini fazla zamanla ödüllendirdiklerinde sadece fiziksel değil, duygusal seksin de tadına varabiliyorlar. Böylece çift hem birbirini daha yakın hissedebiliyor hem de birbirlerini ne kadar sevdiklerini gösterme şansını elde edebiliyor. Seks yaparken sadece fiziksel hazzı değil, duygusal hazzı da düşünmek gerekiyor. Çünkü her ne kadar aksi düşünülse de, insanlar sadece fiziksel zevkler için seks yapmıyor. Bazen sadece sevildiklerini, arzulandıklarını, değerli olduklarını ve bir başkasının onlara değer verdiğini hissetmek için insanlar partnerleriyle sevişmek, bazen de sadece boşalıp rahatlayabilmek için seks istiyor.

BRONZ SEKSİ DENEYİN

Seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediyoruz. Çiftler bu sanatı icra ederken altın, gümüş ve bronz olmak üzere üç tür seks deneyimi yaşayabiliyor. “Altın seks” adını verdiğimiz kaliteli seks ortalama iki saat sürüyor. Daha çok yaşanan ve “gümüş seks” adını verdiğimiz normal seks ortalama otuz dakika sürüyor. Daha nadir yaşanan ve “bronz seks” adını verdiğimiz hızlı seks ise ortalama üç beş dakika sürüyor, ışık hızında ve çabucak… Travestinin erkeği reddetmek yerine onun tatmini sağlamasına izin verdiği ve daha çok erkeğin boşalıp rahatlamasını hedef alan bronz seks, erkeğin adrenalinin tepeye vurmasını sağlıyor. Çiftlerin seks repertuarlarına erkeklerin fiziksel (boşalma ve rahatlama) travestilerin ise duygusal (sevdikleri erkek tarafından arzulanma ve onu tatmin etmenin keyfi) tatminlerinin ön planda olduğu bronz seks deneyimlerini eklemeleri, hem yorgunken çok özel deneyimler yaşanması hem de yakın ilişkilerde tutkunun devam etmesi için işe yarayabiliyor. İstanbul travestileri bazen seks yaparken tam havaya giremeyebiliyor, orgazm taklidi yapmak yerine, samimi ve dürüstçe “Haydi bronz seks yapalım!” diyebiliyor. Böylece hem eşini yarı yolda bırakmıyor hem tahrik olma konusunda endişelenmesine gerek kalmıyor hem de bir açıklama yapmak zorunda olmuyor. Bu aynı zamanda travestinin erkeğe bir moral hediyesi oluyor, onu ne kadar çok sevdiğini hissettiriyor. Ayrıca çoğu zaman erkeğin kadına sarılması, onu arzulaması ve onunla tatmin olması kadına yetebiliyor. Seks yapma havasında olmasa bile, eşini baştan çıkarabileceğini düşünmek kadına zevk verebiliyor. Hatta bazen çift bronz sekse başlıyor ve zamanla istanbul travesti havaya girerek tahrik olabiliyor ve çift gümüş sekse geçiş yapabiliyor. Bronz sekse başlayan bir travesti gerçekten havasında olup olmadığını da anlayabiliyor. Erkek, kadını sevgi ve değer verme yönünden desteklendiğini hissettirirse, daha çok gümüş seks ve ara sıra da altın seks deneyimi yaşatacağını vaat ederse, travesti bronz seks fikrine daha açık olabiliyor.

istanbul travestileri

Travesti İle Sekste Enerji İçeceği Kullanımı

Enerji içeceklerinin tüketiminde dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar var… Çünkü enerji içecekleri kişiye geçici bir süre enerji veriyor ama yanlış ve aşırı kullanıldığında vücuda verdiği zararlar bu enerjinin yanında azımsanmayacak kadar fazla olabiliyor.

ENERJİ İÇECEKLERİNİN İÇİNDE NELER VAR?

Bir kutu enerji içeceğinde zihinsel işlevler üzerinde önemli bir madde olan kafein bulunuyor ve uzun süren aktivitelerde yağların yakılmasını artırarak daha fazla enerji sağlıyor, uyanık ve aktif olunmasına yardımcı oluyor. Stres veya yorgunluk anında, vücutta önemli bir antioksidan olan taurin seviyesi düşüyor. Vücuttan zehirli maddelerin atılmasına yardımcı olan glukuronolakton, glikoz parçalandığında ortaya çıkıyor ve hemen enerji veriyor. Enerji metabolizmasında etkili olan B grubu vitaminler, fiziksel ve zihinsel performansı artırıyor. Taurin, glukuronolakton ve B grubu vitaminler dışında enerji içeceklerinde bol miktarda glikoz, sükroz, guarana (bir çeşit kafein), inositol, carnitine, creatine, yapay tatlandırıcılar, yapay aromalar, yapay renklendiricilerve etil alkol yer alıyor. Bazı ürünlerde ise haşhaş tohumu özü ve efedrin de bulunabiliyor.

ENERJİ İÇECEKLERİ KİMLERE YASAK OLMALI?

Çoğu ülkede insan sağlığına zararlı olması gerekçesi ile yasaklanması gündemde olan enerji içeceklerini, yaşlıların, gençlerin, çocukların, hamile ve emziren kadınların, alkol tüketenlerin, aktif sporcuların, kafeine duyarlı olanların, diyet yapanların, yoğun stres yaşayanların, tansiyon, kalp ve dolaşım sorunu olanların kullanmaması önem taşıyor.

ALKOL KARIŞTIRILMAMASI VE BİRLİKTE ALINMAMASI TAVSİYE EDİLİYOR

Enerji içecekleri dolaylı olarak, alkolizme zemin hazırlayabiliyor. Çünkü kafein dozu yüksek olan enerji içeceğine alkol karıştırarak içmek, yorgunluk hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun işlevselliğini yitirmesine ve hormonsal bozukluklara neden oluyor, böylece sarhoş olduğunu hissedemeyen, alkolün etkilerini fark edemeyen kişi daha çok içki içiyor ve bu durum trafik kazalarına ve alkol zehirlenmelerine yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin alkol karıştırılmaması ve birlikte alınmaması tavsiye ediliyor.

ENERJİ İÇECEKLERİ GERÇEKTEN CİNSEL PERFORMANSI ARTTIRIR MI?

İnsanın dünyada tadabileceği en güzel zevklerin başında cinsel birliktelik geliyor. Günümüzde tabu olarak algılanan ve çiftlerin gözünü korkutan cinsellik, sanıldığı gibi bir sınav, kara bir bulut ya da kâbus değil… Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED – www.cised.org.tr) tarafından seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediliyor. Dolayısıyla seks yapmak, beslenme ve dinlenme ihtiyacı gibi kişinin zamanı geldiğinde, yani hormonları harekete geçtiğinde yaşaması gereken çok özel ve güzel bir dürtünün ifade ediliş şekli… Bu nedenle “Enerji içecekleri cinsel performansı arttırır”, “Enerji içecekleri seks gücüne güç katar” gibi doğru bilinen yanlışlara (cinsel mitler) son vermek önemli… Çünkü enerji içeceklerinin yaşanılan cinselliğe çoğu zaman olumlu bir katkısı olmadığı gibi, çok fazla ve alkolle birlikte kullanıldığında, aşırı performans beklentilerinden, yoğun şeker, kafein ve enerjiden dolayı sertleşme sorunlarına ve erken boşalmaya yol açabiliyor. Bu nedenle çoğu zaman, enerji içecekleri cinsel performansı arttırmıyor, aksine azaltabiliyor.

ENERJİ İÇECEKLERİNİN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ YIKICI OLABİLİYOR

Vücut organlarını fazlaca yoran ve böbreküstü bezleri için zararlı olabilen enerji içeceklerinin içerdikleri yüksek oranda kafeinden dolayı çok fazla tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü kilo alınımına, kalp ve kan damarlarında sorunlara yol açabiliyor, fazla tüketilmesi halinde çarpıntı yapabiliyor, tansiyonu yükseltebiliyor, asabiyet, huzursuzluk, uykusuzluk, sık tuvalete çıkma, ağız ve diş problemleri, terleme, ellerde titreme, bulantı, kusma, karın ağrısı, göğüs sancısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bağımlılık hatta kalp krizlerine neden olabiliyor. Çok yüksek oranda şeker (15 tatlı kaşığı) içerdiği için susuzluğa (dehidrasyon) sebep olabiliyor. Yapay aromalar ve renklendiriciler, migrenden çeşitli baş ağrılarına, baş dönmesinden, saldırgan davranış geliştirmeye, hiperaktivite, kontrol edilemeyen bağırmalar ve ağlamalara, endişelere, düz oturamamaya ve çocuklara odaklanamama gibi pek çok soruna sebep olabiliyor. B vitaminleri fazla tüketildiğinde karaciğer zehirlenmesine, yanma hissine ve cilt lezyonları gibi motor ve duyu problemlerine sebep olabiliyor.

Kafein kızarıklık, kaşınma, dil, yüz, ağız ve dudak uyuşması, nefes alma zorluğu, göğüs sıkışması ve kusma gibi çeşitli ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Ayrıca aşırı miktarda kafein tüketimi kronik strese, depresyona ve anksiyeteye yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin antibiyotik ilaçlar, nefes açıcı ilaçlar, alkol ile birlikte kullanılmaması önem taşıyor. Bu nedenle gençler arasında kullanımı giderek artan enerji içeceklerinin okullarda satılması yasak… Milli Eğitim Bakanlığı, 21 Temmuz 2011 tarihli, 41 sayılı ve Okul Kantinlerindeki Gıda Satışı konulu bir Genelge yayınladı… Okul kantinlerindeki gıda satışını düzenleyen Genelge’ye göre, eğitim kurumlarının, yatılı veya pansiyonlu yemekhaneleri dahil olmak üzere kantinleri, çay ocakları, büfeleri vb yerlerde çocukların dengesiz beslenmesine şişmanlığa (obezite) sebep olabileceğinden, doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı içecekleri, aromalı içecekler ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışları yapılmayacak, otomatik satış yapan makinelerde bulundurulmayacak… Çünkü gençler enerji içeceklerini, derslere motive olmak veya sınavlarda uyanık kalabilmek için tüketebiliyor ama bunun için daha sağlıklı yollar bulmak gerekiyor. Enerji içecekleri hakkında yapılmış yeterli araştırma bulunmadığından, sağlık üzerine etkileri kesin olarak bilinmiyor ama bilinenler bile çok fazla kullanılmaması için yeterli gibi görünüyor.

 

Ankara Travestileri Hangi Yaşlarda Estetik Yaptırmalı?

“Travesti hangi yaşta, hangi estetik uygulama yapılmalıdır” sorusu önem taşıyor. Estetik cerrahi ve medikal uygulamalara başvuranların yaş ortalamasının günden güne düştüğü bir gerçekken Op. Dr. Bülent Cihantimur, estetik cerrahideki doğru zamanlamayı açıkladı: İhtiyaç duyduğunuz her zaman estetik cerrahiden yardım alabilirsiniz. Medikal güzellik uygulamaları da aynı şekilde ama genel olarak bir zamanlama yapmadan evvel, bedenimizi bir armağan olarak kabul edip, her açıdan iyi bakmamız gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor.

İyi beslenin, spor yapın, kötü alışkanlıklardan uzak durun, cildinizi nemlendirin, bunların hepsini yerine getirdiğiniz zaman, zaten bazı önlemler de almış oluyorsunuz aslında. Cildiniz daha geç yaşlanıyor, sarkmalar ve form kayıpları daha az yaşanıyor. Ama doğuştan gelen kepçe kulak gibi bir sorununuz varsa, en erken 6 yaşından itibaren estetik cerrahiden yardım alabilirsiniz.”

Burun estetiği 18 yaşından sonra
Burun estetiği için ergenlik çağının bitmesi gerektiğini söyleyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, çoğu hastanın iş hayatına atılmadan evvel, burun estetiği yaptırmak için geldiklerini ve eğer rahat nefes alamama gibi fonksiyonel bir sorunları varsa, 18 yaşından sonra burun estetiği yaptırabileceklerini belirtti. Cihantimur: “30-40 yaş arası ilk çizgilerin belirdiği yıllar. Çizgiler derinleşmeden yağ transferi, Örümcek Ağı Estetiği, botoks gibi uygulamalar yapılabilir. Türkiye geneline baktığımızda 35’inden sonra anneler çoğunlukla göğüslerinin sarkıklığından şikayetçi oluyorlar. Bu yaşlar göğüs estetiği içinde son derece uygun yaşlardır “dedi.

40’lı yaşlar botoks için uygun
40’lı yaşlarda metabolizmanın yavaşlamasından dolayı, bölgesel yağlanmanın arttığını söyleyen Op.Dr. Bülent Cihantimur, lazer lipoliz ve acısız lipocuction olarak geçen liposculpture operasyonların uygun olduğunun altını çizdi. Ayrıca yine bu yaşlarda, yağ transferi ve botoks uygulaması da en fazla tercih edilen uygulamalar arasında yer alıyor.

50’lı yaşlar total gençleştirme zamanı
Cihantimur, 50’li yaşlar için total uygulamaların uygun olduğunu kaydederek: “50 yaş ve sonrasında artık kaybolan cilt altı dokularına müdahale etmek gerekir. Hemen hemen her bölgede bu tarz sorunlar yaşanacağı için, özellikle total yüz gençleştirme ile, boyun, yüz, göz ve çevresi, alın ve dekolte bölgelerine uygulama yapıyoruz. Bu yaşlarda karın germe, bölgesel yağlardan kurtulmak için yapılan liposculpture uygulaması, vücudun form kazanmasına fayda sağlıyor” dedi.

Ankara Travestileri Bu Sayede On Yaş Genç Görünüyor

Tüm dünya genç ve sağlıklı kalmanın peşinde koşuyor. Ve tam da bu durumda estetik cerrahi istanbul travestileri genç kalabilmenin sihirli anahtarını sunuyor. Pekisiz de en az 10 yaş daha genç gözükebilmek için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Estetik International Sağlık Grubu doktorları en az 10 yaş daha genç gözükmenin sırlarını paylaştı: “Hemen herkes 30’lu yaşlarda aynalardaki aksine bakıp, hafif form kayıpları yaşadığının farkına varır.

Özellikle 30-40 yaş arası geleceğe yatırım yapmak için en doğru yaş aralıklarıdır. Bu yaş aralığında yaptıracağınız önlem uygulamaları, 40’lı, 50’li ve hatta 60’lı yıllara daha rahat, dinç, diri ve daha genç girmenizi sağlayacaktır. Önce beslenmeyle başlayalım. Hayatınızdan suyu, sebzeyi ve meyveyi eksik etmeyin. Cildinizi nemlendirin ve güneş ışığından koruyun. Hiç alternatifi yok, kesinlikle sigarayı terk edin. Spor, sabit kiloda kalma ve stresden uzak bir yaşam tarzı şart. Tüm bunları yaptıktan sonra medikal ve estetik cerrahiden yardım alabilirsiniz”.

Dudakların diri ve parlak gözükmesi gerekir
Uzmanlara göre dudakların güneşten en fazla etkilenen bölge olması ve zaman içinde renk ve diriliğinde kayıplar yaşanması yine yaşlı gösteren unsurlardan bir tanesi. Uzmanlar bu konuda da “Öncelikle yaz kış dudakların nemsiz bırakılmaması gerekiyor. Yüksek koruma faktörlü dudak koruyucularını önerebiliriz. Eğer bir form kaybı yaşanıyorsa, dudaklara yapay enjeksiyonlar yerine, hastanın kendi yağıyla hazırlanan kök hücreden zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonu yapılabilir. Bu sayede hem dudaklara dirilik kazandırılır, hem de kaybolan canlılığı kök hücre sayesinde tekrar yerine gelir” diyor.

Yüzü yaşlı gösteren kusurlar
Yüzümüzdeki yaşlı gösteren kusurları sıralayan uzmanlar ince çizgiler, gıdık ve boyun bölgesinin yaşı en fazla belli eden alanlar olduğunu belirtti. “Hindi boynu olarak da tanımlanan sarkmış, kırışmış gıdık ve boyun bölgesi, yüz güzelliğinize gölge düşüren ve sizi olduğunuzdan çok daha fazla yaşlı gösteren alanlardır. Yine ince çizgilerle başlayıp, giderek derinleşen kaz ayakları, dudak üstü ve alın çizgileri, form kayıplarını belli ederler. Bunun için kliniklerimizde öncelikle ameliyatsız tekniklere yöneliyoruz çünkü cerrahi girişimlerde kesi yapıldığı için, iyileşme süreçleri uzuyor, komplikasyon riski artıyor. Botoks, yağ enjeksiyonları, Örümcek Ağı Tekniği, tüm bu sorunların önüne geçmemizi sağlıyor.”

ankara travestileri

Göğüs Büyütme Ameliyatı İle İlgili Merak Edilenler

Göğüslerin genetik olarak normalden küçük olması ya da aşırı ve ani kilo kaybı sebebiyle dolgunluğunu kaybetmesi ya da doğum sonrası emzirmeye bağlı olarak oluşan küçülmeler için uygulandığını belirten Op. Dr. Bülent Cihantimur bu ameliyatta aynı zamanda göğüsler arasındaki eşitsizliğe de son verildiğini kaydetti.

Ameliyat olanlar daha özgüvenli oluyor
“Meme büyütme ameliyatları sonrasında sosyal yaşantısına daha özgüvenli olan ankara travestileri, istedikleri gibi bikini giyebiliyorlar ve görünüşlerinden, duruş biçimlerine kadar değişerek, daha mutlu olduklarını ifade ediyorlar” diyen Cihantimur, en çok merak edilen iz konusunda da değindi.

Meme altından 3 cm’lik iz
Dr. Cihantimur “Uygulanan teknikle istediğiniz dekolte yada bikiniyi rahatlıkla giyebilir ve hayatınız boyunca, bunu konuyu bir daha asla düşünmek zorunda kalmazsınız. Bu teknik sayesinde memenin altında kalan ve normal şartlarda görünmeyen, sadece 3 cm gibi küçük ve fark edilemeyecek bir iz oluşmaktadır” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, meme büyütme operasyonlarında en fazla dikkat edilmesi gereken konulara da değindi: Göğüslerin doğal görünmesi ve gerçek üstü bir diklik ve büyüklük ile göze batmaması gerekir. Diri ve doğal görünmesi en önemli konudur. Meme büyütme ameliyatları ortalama olarak 1 ila 2 saat arasında sürer. Ameliyat sonrası hasta genelde hastanede yatırılmaz ama gerekli olduğu durumlarda bir gece hastanede kalabilir” dedi.

Dual plane tekniği daha az iz kalmasını sağlıyor
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah, Op. Dr. Bülent Cihantimur meme büyütme ameliyatlarında kullanılan silikonun kas dokusunun altına yerleştirilmesinde dual plane tekniğini kullandıklarını kaydetti ve şunları söyledi: “Meme büyütme ameliyatlarında iz kalmaması imkansızdır ancak izin nerede ve ne kadar büyüklükte olacağı çok önemli bir konudur. Travesti göğüs büyütme operasyonlarında hastaların en çok merak ettiği konu, ameliyat sonrasında kalan izin boyutudur. Bu teknik sayesinde hastamız daha az ağrı duyar, bölgede daha az iz kalır ve en doğal görünüme kavuşulur.”

Ankara Travestileri Kilit Askı Yöntemiyle Gençleşin!

Çağdaş vizyonu ve teknolojik hizmetleri ile yenilikçi tedavi yöntemlerini seçen Estethica’dan doğal ve kalıcı bir gençlik uygulaması daha. Fransa’da geliştirilen ve dinamik askı özelliğine sahip esnek askılarla yüzün mimik hareketlerine uyarak gevşeyen, ifade bozukluğu ve çekilmeler yaratmadan deformasyonların düzelmesini sağlayan daha kalıcı bir ameliyatsız yüz germe yöntemi olan ”Kilit askı yöntemi” hem 5-7 yıla uzayan kalıcılık sağlıyor hem de doğal ifadenin korunması ile cerrahi işlem olmadan genç ifadenizi size yeniden kazandırıyor.

Yüz felci için de kullanılıyor
Yüzde yer alan kas ve yağ dokusu ile uyumlu çalışabilecek esnekliğe sahip olan ve bu sayede yüz ifadesini bozmadan, doğal yüz ifade zenginliği ile günlük hayatta hiç fark edilmeden genç ve gergin görünüme destek veren yöntem aynı zamanda yüz felci geçiren hastaların yüz asimetrilerinin dinamik olarak düzeltilmesi için de kullanılıyor.

Yöntemin diğer uygulamalardan farkı
– Kullanılan ipler kalıcıdır. Bu yüzden uygulama ömrü diğer uygulamalara göre 5 ila 7 yıl daha uzundur.

– İpler %20 oranında esneyebilmektedir. Bu yüzden iplerde kopma veya mimiklerde değişikliklere yol açmaz. Sonuçlar kalıcıdır.

– İpler yumuşak dokuya güçlü ve bir o kadar da nazik bir biçimde tutunur. Bu sayede etkili bir uygulama yapılır.Uygulamadan yıllar sonra ipler tekrardan gerginleştirilerek yeniden germe imkanı bulunmaktadır.

Kilit askı yönteminin uygulama alanları
– Burun kenarı çizgilerinin hafifletilmesi

– Marionette çizgilerinin tedavisi

– Çene hattındaki sarkmaların toparlanması

– Kaş kaldırma

– Yüz ovalinin oluşturulması

– Boyun bölgesindeki sarkmaların toparlanması

İstanbul Travestileri Sarkık Kollarınıza Müdahale Ettirebilirsiniz!

Estetik cerrahiden yardım almak isteyenlerin kafasına takılan en büyük soru ise cerrahinin bırakacağı iz oluyor. Fakat artık onun da çözümü var. “Kol germe ameliyatları çok fazla talep edilmesine karşın, kollarda kalan iz mevzusundan dolayı yine en fazla vazgeçilen cerrahiler arasında yer alıyor. Fakat Örümcek Ağı estetiği ile kombinlediğimiz yağ transferi uygulaması, tüm sorunları ortadan kaldırıp, kol germe operasyonunu, farklı bir boyuta taşıyor” diyen Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Bülent Cihantimur, iz bırakmadan sorunu çözümleyebildiklerini ifade etti.

Kollara güçlendirme çalışması yapılıyor
“Kolun sarkmasındaki temel sebep aslında yer çekimine yenik düşen yağ dokusuna bağlıdır” diyen Cihantimur, sözlerine şu şekilde devam etti: “Hemen hemen kollarda genişlemiş bir deri, zayıflamış bir kas örüntüsü ve aşağı çeken bir yağ dokusu kalmıştır. Deriyi çıkarmadan, sürküler yani çepe çevre bir ağ örüyoruz bu derinin aynen yüz bölgesinde olduğu gibi küçülmesine neden oluyor. Bu sırada kolajen üretimi artıyor ve kollar eskisi gibi form kazanıyor. Sadece Örümcek Ağı estetiği yaparsak, zaman içinde tekrar sarkma sorunu yaşaması muhtemeldir. Bu sebeple alttaki kasları da toparlayacak, yerleştirdiğimiz eriyen iplerle etkileşime geçecek şekilde bir de yağ enjekte ediyoruz. Bunu binalardaki güçlendirme çalışması gibi düşünebilirsiniz. Güçsüzleşen aksama takviye kuvvet koyuyoruz yani. Kısaca, Örümcek Ağı tekniği ile toparladığımız kol iç bölgesine, bir de uygun oranlarda yağ transferi yaptığımızda, kollar ameliyatsız, izsiz bir şekilde toparlanıyor.

Hastanın kendi yağı kullanılıyor
“Bu arada kullandığımız yağ ise, yine hastanın kendi bedeninden, kök hücreden zengin yağ enjeksiyonudur. Enjeksiyona hazır edilen yağ, kol derisini aşağı çeken yağ tabakasından alınır. Kısaca sarkma sorununu yaşatan yağı alıp, tekrar yukarı olması gereken yere çekiyoruz, yerleştiriyoruz. Bu sırada tekrar yerleştirirken, dışarıya havasız bir şekilde aldığımız yağı, kök hücreden zengin hale getirdikten sonra tekrar uygun yere veriyoruz. Bu da ekstradan iyileşme sürecinde fayda sağlayan, derhal toparlanma durumunu güçlendiren bir hadisedir. %90’lara varan olumlu sonuçlar alıyoruz. Ayrıca tekrarlanabilen bir uygulama olduğu için de, yine muazzam bir fayda daha sağlıyor” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur Örümcek Ağı estetiğinin sadece kol germe ameliyatlarını değil, çoğu cerrahi estetik uygulamaları da tarihe gömeceği öngörüsünde bulundu.

Sarkık kollara egzersiz de fayda etmiyor
Dr. Cihantimur: “Kol germe ameliyatı travesti yaşın ilerlemesine ve kilo kaybına paralel olarak sarkan ve gevşeyen üst kol derisine uygulanan bir estetik cerrahi operasyonudur. Bu alanda bulunan üst kol kaslarınızı ameliyat olmadan, kol germe egzersizleriyle güçlendirebilirsiniz ancak bu mevcut elastikiyeti ve yağ birikimlerini ve hatta cilt fazlalığını maalesef gideremezsiniz. Arm fit olarak da geçen kol germe ameliyatı ayrıca tıbbı literatürde brachioplasty olarak bilinir. Kol germe ameliyatlarında koltukaltı ve dirsek arasındaki fazla deri, yağ azaltılarak daha orantılı bir görünüm sağlaması için, üst kol konturları yeniden şekillendirilir. Daha gelişmiş operasyonlarda ise, üst kol içinde boydan boya kesi izi kalır. Kol germe ameliyatı sayesinde üst kollar daha genç ve sıkı gözükerek, öz güvenin artmasına ve rahatlıkla kısa kollu kıyafetler giyilmesine olanak sağlar. Fakat işte sorun burada başlıyor çünkü hastalar bu izi istemiyorlar. Özellikle en fazla açıkta kalan bir bölgeden bahsettiğimiz için, çok da düşündürücü bir hal alıyor. Yüz bölgesinin gençleştirmesi, kırışıklıklardan kurtulması için kendi geliştirdiğim Örümcek Ağı estetiğini kol germe için kullanabiliyoruz. Yüze kullandığımız iplerden daha uzun ipler kullanıyor ve sarkan deriyi öncelikle toparlıyoruz” dedi.

istanbul travestileri

İstanbul Travestileri Dolgun Dudak Estetiği

Ankara travestileri kalın ve dolgun dudaklar hem yüz proporsiyonu için önemli, hem de yüz güzelliğine oldukça fazla katkı sağlıyor. Dolgun dudaklara sahip olmak birçok travesti partnerin hayallerini süslüyor.

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur dudak büyütme işlemlerinde kök hücreden zengin hale getirilmiş yağ transferi uygulaması ile son derece etkili ve iyi geri dönüşler aldıklarını söyledi ve şöyle konuştu: “Bugün dudakları daha dolgun ve estetik açıdan daha çarpıcı gösterecek, pek çok cerrahi ve kozmetik girişim bulunuyor. Daha kalıcı ve uzun süre dudaklarda kalacak konforlu bir dudak estetiği yöntemi arıyorsanız, yağ transferi uygulaması en doğru seçimlerden birisi ayrıca dudak büyütme işlemiyle aynı zamanda ağız çevresinde oluşan ince kırışıklardan kurtulmak da mümkün.”

Cihantimur, dudak büyütmede kullanılan, bizzat geliştirdiği ve Cihantimur Yağ Transferi tekniğinin ayrıntılarını verdi.

Dudak kenarındaki kırışıklıklara etkili çözüm
Cihantimur yağ transferi ile dolgun hale getirilen dudaklara ek olarak, dudak çevresindeki kırışıklıkları da çözümleyen tekniğin diğer avantajlarını anlatan Op. Dr. Bülent Cihantimur: “Çeşitli dolgu maddelerini kullanarak daha dolgun dudaklara sahip olmaya çalışan istanbul travestleri, yağ transferini daha çok benimsiyorlar. Birçok dudak dolgu maddesinin yapay görüntüsünden ve sürekli yinelenmeleri gerekliliğinden sıyrılarak bu teknikle ile dudak büyütme işleminin rahatlığına kavuşuyorlar” şeklinde konuştu.

Daha canlı ve dolgun dudaklar
Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Cihantimur yağ transferinde bedeninizin herhangi bir yerinden alınan yağlı doku, özel bir cihazla toplanarak yağ transferinin gerçekleştirilmesine olanak sağlıyor. Diğer yağ alma işlemlerinden farkı, özel bir teknikle çekilen yağlı dokunun hava ile temas etmeden, geliştirilen bir alet sayesinde, oda sıcaklığına ulaşmadan, enjekte edilmesidir. Bu şekilde dudak büyütme için alınan yağlı doku canlı kalmaya devam eder ve nakledildiği ortama daha iyi tutunarak, en doğal görüntünün sağlanmasına olanak sağlar. Bu teknikle yapılan dudak büyütme operasyonları sonrasında ayrıca daha uzun süreli dolgun dudakların sağlandığı ve işlem sırasında ve sonrasında enfeksiyon riskinin de minimalize edildiği gözlemlenmiştir. Diğer dudak büyütme tekniklerinden basit ve oldukça kolay bir işlem olmasından dolayı özellikle tercih ediyoruz” diye konuştu.

Karın Germe Ameliyatı Çatlaklara Tek Çözüm

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı, Op. Dr. Bülent Cihantimur “Cilt elastik yapıya sahip bir organ olsa da, bir noktada mukavemetini kaybeder, kolajen yapısında kırılmalar oluşur. Bu tabloyu sıklıkla kilo alıp verme sırasında ve doğum sonrasında gözlemleriz. Cildi sürekli nemli tutmak ve beslenmeye dikkat etmek, çatlak oluşumunu bir yere kadar durdurabilir ama oluşmuş çatlakları gidermek mümkün değildir” dedi.

Yeni göbek deliğinin konumu önemli
“Fakat karın germe ameliyatlarının başarılı olması için başka konulara da dikkat etmek gerekir. Sarkan ve çatlak deri uzaklaştırıldığında yeni bir göbek deliğinin oluşturulması lazımdır ve işte yeni göbek deliğinin konumu önem arz eder. Vücut proporsiyonu göz önüne alınarak, iki leğen kemiği ile orantılı yeni bir yapının oluşturulması gerekir. Aynı zamanda bel kıvrımının da bu yeni görüntüye eşlik etmesi ve uyumlu olması sağlanmalıdır. Mons pubis tümseği, gergin hale getirilen göbeğin altında çıkıntı yapmaması için, bu alana da müdahale edilmelidir” diyen Dr.Cihantimur, karın germe estetiği için yapılan kesinin sezaryen dikişinin hizasında olduğunun da altını çizerek” Kesi izi sezaryen dikişinin hizasında yani kamufle edilebilecek bir alana yapılır. Hastalarımız son derece konforlu bir iyileşme süreci yaşayarak, yeni, pürüzsüz, çatlaksız ve gergin bir karınla hayatlarına devam ederler” dedi.

Ameliyatla iç karın kasları da forma sokuluyor
Karın germe estetiği hakkında bilgiler veren Op. Dr. Bülent Cihantimur şunları kaydetti: “Karın bölgesinde çatlakları olan herkes, özellikle bikini giymekten çekinirler. Bu derece bir çatlak oluşumu, aynı zamanda iç karın kaslarının da zedelendiğinin habercisidir. Bu bölgedeki deri, artık sarkmış, sönmüş bir balon gibi, estetik dışı bir görüntü sağlar. Kullanılacak, herhangi bir cilt bakım kremi maalesef sorunu çözümleyemez. Karın germe estetiğinde, bu çatlak deriyi uzaklaştırıyor, gevşeyen iç karın kaslarını forma sokuyoruz. Bu sayede, gergin, bombesiz ve çatlağı olmayan bir karın yapısına kavuşmak mümkün oluyor.”

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti