travestialanya travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 94

Memem Çıktı, Travesti Oldum!

Muhafazakar homofobik zihniyete heteroseksist bir tondan “Eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmelidir” diyerek yama olmaya çalışan transseksüellerin milletvekili adaylığının eşcinselliğe zararı telafisi mümkün olmayacak kadar büyüktür ve eşcinselliği temsiliyetle uzaktan-yakından hiçbir alakası yoktur. En fazla demokratik geçinerek göz boyayanların oy toplayabilmek için bir kullanımlık göz kalemi olabilirler. Eşcinselliği hastalık olarak gören transseksüel bir aday adayı  homofobik zihniyetin tabanının ruhunu okşayacaktır çünkü “Bak eşcinseller tövbeye geldi” diye.

Eşcinsel olarak beni rahatsız edense demokratik olduğunu, herkesi kucakladığını iddia eden partilere aday adayı olanlardan çok, söyledikleriyle yaptıklarının çelişmesinden dolayı o partilerin samimiyetsizliği. Hem herkese gerçekten kucak açıyorsanız-kucaklıyorsanız parti olarak, bir kere de açık ve net eşcinsellerin adı geçsin  söylemlerinizde seçim arifesinde. Kaz gelecek yerden eşcinseller esirgenebilir, hatta heteroseksizme hadımlaştırılmış koç olarak kurban edilebilirler değil mi?

Hadım yasası bütün sakıncalarına rağmen elini-kolunu sallaya-sallaya meclisten sorunsuz geçti. (Son öğrendiğim habere göre rafa kaldırılmış, seçimden sonra yasalaşacakmış.) Demokratik ve halkın partisi olduğunu iddia eden ve ilaçla kısırlaştırma konusunda tereddütleri olduğunu ifade eden muhalefetin bir milletvekilinin hadım yasası ile söylediklerine bakar mısınız: “Ancak kamuoyunda bir beklenti var. Kamuoyu beklentisi ile çelişmemek için alt komisyon çalışmaları sırasında sessiz kaldık ve olumsuz oy vermedik.”

E, siz eşcinsellikle ilgili söylediklerinizden de başkalarının beklentileri doğrultusunda sözünüzden dönebilirsiniz öyleyse. Geçmişte bir-iki milletvekilinin eşcinselliğe destekle ilgili söylediklerinin  hiçbir önemi yok, olsa bile belli bir saatten sonra-seçim arifesinde olamaz değil mi? Yani sizden bir şey bekleyenler büyük çoğunluktaysa doğruyu, haklıyı göz ardı edip yanlış da olsa çoğunluğun tarafını tutacaksınız sessiz kalarak öyle mi? Aday adayı olan transseksüel de sadece göstermelik anladığım kadarıyla. Ha şunu bileydin dediğinizi duyar gibiyim.
Hadım yasasının insan haklarına uygun olmadığını savunan  muhalif partinin bir başka milletvekili de “Bu ilaçların yan etkileri var. Ankara travestileri kullanıyor. Bu ilacı alanların memeleri çıkabilir. Adam yarın mahkemeye gidip ’Benim memem çıktı, cinsel tercihlerim değişti’ diyerek dava açsa ne yapacağız? Ayrıca ilaç bırakıldığında cinsel saldırı durumu başlıyor. Testosteron azaltmak ödül mü ceza mı? Müebbet hapis gibi daha etkin cezalar üzerinde durulmalı” diye konuşmuş.

Bu kadarına da pes doğrusu! Eşcinselliğin hormonlarla ilgisi olsaydı, şimdiye kadar homofobik dünya  testosteronla eşcinselliğin kökünü çoktan kuruturdu. Testosteron hormonu normal olan, hatta çok yüksek olan ve bedensel olarak erkekten daha erkek olan eşcinselleri nasıl açıklayacaksınız peki? Testosteron eksikliği eşcinsel olanları bir kat daha mı eşcinsel yapacak? Cinsiyet kimliğini sadece biyolojik olarak algılayan bir zihniyetin farklılıklara bakış açısı da ancak bu kadar olabilir, demokratiklikleri de iktidar sevdasına dayalı oynak olur.

Milletin vekili eşcinselliği tercih edilen cinsel seçenek olarak lanse ederse, millet ne düşünür acaba? Sanki ikramda “Çay mı, kahve mi tercih edersiniz?” der gibi. Tercih edilebilen bir şeyse, tercihler değişebileceğine göre heteroseksüeller  bir denesinler bakalım eşcinselliği. Sonra gene kendi asıl tercihlerine dönebilirler bu kadar keyfi, kolay bir şeyse eğer.

Travestilerin sesi kim olacak?

MİLLETVEKİLİ aday listelerinde tespit edebildiğim kadarıyla açık gey kimliği olan herhangi bir isim yok. “Başörtülü adaylar dahi seçilebilecekleri sıralara konmazken geylerden bahsetmek neyin nesi?” diyenler olabilir aranızda. Ancak başörtüsü taktığı için birçok kadın ayrımcılığa uğrarken bu seçimlerinden ötürü öldürüldüklerini duymadım çok şükür. Oysa geyler ve özellikle istanbul travestileri her türlü şiddete maruz kalırken zaman zaman da cinsel eğilimleri yüzünden öldürülebiliyorlar.

Başka bir ifadeyle başörtülü kadınlardan daha korunaksızlar ve dolayısıyla onların sesi olabilecek milletvekillerine büyük ihtiyaç olduğu kanısındayım.

Geylerin bu ülkede yaşadıkları vahşet, zulüm ve ayrımcılığın en trajik örneklerinden biri şüphesiz Temmuz 2008’de babası tarafından güpegündüz katledilen Ahmet Yıldız.
Türkiye’nin “ilk gey namus cinayeti” olarak medyaya yansıyan olay, tüm güncelliğini koruyor; zira katil baba Yahya Yıldız halen yakalanamadı. Gazetemizde geçen hafta yayınlanan bir habere göre Ahmet’in nişanlısı Alman vatandaşı İbrahim Can davaya müdahillik yolunda Türkiye’deki iç hukuk yolları kapandığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Dilekçesinde Türk vatandaşı nişanlısı Ahmet Yıldız ile bir yılı aşkın süredir beraber yaşadığını belirten Can, Türkiye’de nişanın Medeni Kanun uyarınca hukuki bir kurum olduğuna dikkat çekti. Ancak müdahillik talebinin eşcinsel olduğu için reddedildiğini öne sürdü.

Neyseki Geylerin Meclis’te temsil edilmemesine karşın gey haklarını savunan sivil toplum davalarına maruz kalsalar dahi günbegün güçleniyor. Son zamanlarda KAOS GL isimli dernek AK Parti’nin yapmaya söz verdiği yeni “sivil” anayasanın eşitlik ilkesine cinsel yönelimin eklenmesi için bir kampanya başlattı. Batı standartlarında bir demokrasi olma iddiamız sürüyor ise, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel bireylerin bu talepleri mutlaka kaale alınmalıdır. Bu arada bendenizin de minnacık bir rol aldığı, Ahmet Yıldız cinayetini konu alan “Zenne” filminin çekimleri bitmek üzere.

(Aslında bu yazıyı yazarken dahi geylerin bu ülkede nasıl bir ötekileşmeye uğratıldığını somut olarak hissediyorum. Nasıl mı? Türkçe Microsoft Word programım “gey” kelimesini tanımıyor. Neyse ki “lezbiyen” veya “travesti” yazdığımda hata vermiyor.)

ORDUDA GEYLER
Bir de geylerin askerlik durumları var… Askerden muaf tutulan geyler cinsel yönelimlerini kanıtlamak için ilişkiye girmişken çekilmiş resimler sunmaktan tutun (ki “pasif” konumda görüntülenmeleri gerekiyor) insanlık dışı bedensel muayenelere tabi tutuluyorlar. New York merkezli insan hakları örgütü Human Rights Watch’un (HRW) 2008 yılında yayımladığı rapor (http://www.hrw.Org/en/reports/2008/0 5/21/we-need-law-liberation-0) eşcinsellerin dramını tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor. Mesela askerlikten muaf tutulmak için A.A. adındaki gey’in yaşadıkları:

“Beni gören psikiyatr, beni anal muayeneye gönderdi. Odaya girdim ve odada iki cerrah vardı. Pantolonumu aşağıya indirmemi ve ellerimi yatağa koyup eğilmemi istediler. Muayeneden sonra aradıklarını bulup bulamadıklarını sordum. ‘Hayır’ dediler. Neye baktıklarını sorduğumdaysa, ‘Huni gibi gözükmesi gerekiyordu’ dediler.” HRW’nin aktardığına göre askeri psikiyatrlar bu “araştırmaları” neticesinde “Bu kişinin eşcinsel olduğu konusunda kanıt bulunmadığını” söyleyen bir rapor yayımlamışlar.

Nasıl ki kadın haklarını savunmak için kadın olmak gerekmiyorsa geylerin haklarını savunmak için de illa gey olmak gerekmiyor tabii ki. Umarım yeni Meclis’te onlara sahip çıkacak birileri olur. Bu her şeyden önce bir vicdan meselesi.

Bir “Pazarlama” Aracı Olarak Travestilik

Aşağıda okuyacağınız haber, Fransa’da yayınlanan Libération gazetesinin Next ekinin internet sitesinde yayınlandı. Gazetenin Facebook sayfasına yorum yapan dört kişiden üçü, haberin konusunu “yeni albüm öncesi pazarlama çalışması” olarak değerlendiriyor.

Gerçekten de yabancı isimleri değiştirip yerlerine Türkiye’den birkaç ismi koyarsanız konunun ne kadar “orijinal ” olduğunu görmek olası, hatta konu biraz değiştirilip erkekle de aldatıldığını söyleyen heteroseksüel kadın şarkıcılara kadar genişletilebilir örnekler. Eşcinsellikle bağlantılı tüm konular hâlâ bir şekilde dönüştürülüp sansasyonel birer malzeme olarak kullanılabiliyor velhasıl. Oysa eşcinsel, travestiler, transeksüel ya da biseksüel olmak hayatın birer gerçeği olduğu gibi heteroseksüel birinin biseksüel bir sevgilisi olması ve sonunda bir erkeğin kadın sevgilisini yine bir erkekle ya da bir kadının erkek sevgilisini bir kadınla aldatması da aynı hayata ait. İki kadın ya da iki erkeğin birlikteliğinde, taraflardan biri sevgilisini karşı cinsle aldattığındaysa biseksüellerin aslında heteroseksüel olduğuna dair tüm o önyargılar içimizden fışkırıveriyor olabilir, ama bu ayrı bir yazı / tartışma konusu… Keza, aldatmanın ne olduğu daha da başka bir yazıyı hak ediyor.

Habere geçmeden önce, şu sıralar okumakta olduğum eski Kaos GL sayılarından ilhamla şunu sorabilirim yine de: aynayı kendimize tuttuğumuzda ne görüyoruz sahi? “Heteroseksüelliğiniz geçici bir dönem, geçici bir heves olabilir mi yoksa?”

“I’m gay adlı albümünden dolayı ölümle tehdit edildi“
Geçtiğimiz hafta Coachella festivalinde sahneye çıkan Lil B, fırsattan istifade ederek kalabalığa yeni çıkacak olan albümünü duyurdu: I’m gay (Ben gay’im / Ben neşeliyim). Ancak, Kaliforniyalı sanatçının MTV’nin sitesinde de anlattığı gibi, haber herkesin hoşuna gitmedi : “İnsanlar ‘kafanı koparacağım’, ‘ibne parçası’, ‘seni öldüreceğim’ diyerek bana saldırdı. Hayranlarımın çoğu beni destekledi ama bazıları da artık beni dinlemeyeceğini söyledi”

Oysaki sanatçının altıncı albümünün adı bir açılma öyküsüne ait değildi. Kelimenin İngilizce yazılışının hem “eşcinsel ” hem de “mutlu ” anlamına gelmesinin yarattığı ikircikli durum üzerine oynayan Lil B, şu açıklamayı yapıyordu : “Son derece gay’im, ama kadınları seviyorum. Erkekler bana hiçbir şekilde çekici gelmiyor. Hayatımda hiçbir zaman bir erkekten etkilenmedim. Ben heteroseksüel bir gay’im”.

Lil B’nin Coachella’daki açıklamasının ardından, gey ve lezbiyenlere yönelik tacize karşı kurulmuş bir dernek olan Glaad, xxlmag.com sitesinde şöyle bir uyarıda bulundu: “Lil B’nin albümüne seçtiği adın sadece genelgeçer bir ifade olmayıp, davamızı destekleyeceği yönünde samimi bir girişim olmasını umuyoruz. Bir saygınlığı ve sesi var. Bunları, olumlu bir şekilde kullanacağını ümit ediyoruz.”

Konuyla ilgili olarak rap sanatçısı şu açıklamayı yaptı : “Gey ve lezbiyen topluluğa karşı büyük bir sevgi besliyorum, sadece aramızdaki ayrımları ortadan kaldırmak istiyorum. Umarım Glaad da amacımın sınırları yıkmak olduğunu görür ”. Görünen o ki, bu çaba Lil B’nin hayranlarının sadece bir kısmını doğrudan ilgilendirmekte.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti