travestikadikoy travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 102

“Travesti Polisin” Yansımaları

Travesti polis haberi de tam da böyle bir haber, işkencecisiyle, mafyaöz ilişkileri, kadına yönelik şiddet kahramanlıklarıyla tanıdığımız polisin istanbul travesti olabilme ihtimalini kabul etmiyoruz ve istemiyoruz.
Travesti polis” haberini medyamız kendinden beklendiği gibi verdi. Kaosgl.org editörlerinin hazırladığı “Polis Memuru Cinsiyet Kimliğinden Ötürü Meslekten Men Edildi” haberi ile “travesti polis” haberleri arasında 88 farkı bulmak çok kolay ancak ana akım medyanın karikatürize ederek ve mağdur polis memurunu tekrar tekrar mağdur ederek verdiği haberden bilgiyi analiz etmek ve mağduriyeti ortaya koymak gerçekten çok zor. Polis memurunun fuhuş yapmadığını dile getirdiği Emniyet Genel Müdürlüğü gibi medya da yargısız infaz yapmaya devam ediyor.
LGBT bireyler gerçekten gökkuşağı yelpazesinin onlarca rengini barındırıyor. Yıllardır, eşcinsel, biseksüel ve transları “bizim köylü” değiller diye “dış kapının mandalı olarak göremezsiniz”i, anlatmaya çalışıyoruz. Eşcinsel, trans, biseksüel bireyleri genellemeye ve stereotipileştirmeye yönelik bütün çabaların elimizde patlayacağını yeteri kadar tecrübe etmemiş gibi yeniden yeniden “şoke” oluyoruz.
Yargısız infaz yapan sadece Emniyet Genel Müdürlüğü ve medya değil, Kaos GL’nin haberin altına yorum yazan Cem Başeskioğlu da Emniyetin ileri sürdüğü, medyanın araştırmadan yayınladığı “fuhuş” iddiasını gerçekmiş gibi kabul ederek LGBT hareketini eleştiriyor.
Sevgili Cem, kendi deyimiyle “eşcinsel hareket yol ayrımına dayandı” diyor, aslında bu yol ayrımı 2000’li yılların başında oldu. Bir hafıza tazeleme ihtiyacı içindeyim.
·         “Eşcinsel hareket” demiyoruz, LGBT hareket diyoruz.
·         Fuhuşu, bir alan olarak tarifliyoruz. Meslek olarak seks işçiliği diyoruz ve seks işçisi olan her bireyin potansiyel mağdur olarak değerlendirmiyoruz. Seks işçiliği savunuculuğunu yapan yapılar ve aktivistler var. Pembe Hayat Derneği 5 senedir seks işçileri buluşmasını organize ediyor.
·         Tabii halen, yıllarca olduğu gibi mağdur olan seks işçiliği yapmak istemeyen eşcinsel, biseksüel ve trans kadın ve erkeklere yönelik ayrımcı uygulamalara son verilmesini istiyoruz.
Son olarak, LGBT hareketin görevine son verilen mağduru savunuyor olmasını heteroseksist hemşehricilik olarak değerlendirme bizi çıkmaz bir sokağa götürür. Çünkü bu heteroseksist zihniyet, kurumlarıyla, ahlakıyla ve bu ahlakın ve kurumların gündelik hayatlarımıza yansımasıyla bizi hep şeytanlaştırıyor, mağdur olduğumuz bütün alanlarda bile bizi suçlu gibi göstermekten çekinmiyor. İşte bu yüzden yılladır “ne suç, ne günah, ne hastalık yaşasın eşcinsel aşk” diyoruz.
Sistem her birimizi vuracak bir yeri bulur. Benim kaşım, senin gözünü bahane ederek her birimizi ahlaksız olduğumuzu iddia edebilir. Bugün travesti polisin fuhuş yaptığını iddia ettikleri gibi.. ne yapacaklardı, “travesti” olduğu için işten çıkartamayacakları için bir çamur atmaları gerekiyordu, travesti olduğu için bir travestiye en çok yakışan çamur da “fuhuş” oldu. Ha fuhuşun suç olmadığını bildikleri için fuhuşa aracılıktan tutturmaya çalışıyorlar. Fuhuşa aracılık yapmak için öncelikli olarak ikinci bir kişinin olması, “travesti polisin” kendisini sattığını beyan etmesi gerekiyor.
İşkenceci, milliyetçi, kadın, eşcinsel, Kürt ve bütün azınlık düşmanı olarak tanıdığımız polisin travesti olma ihtimalini sevmesek de kabul etmemiz gerekiyor. LGBT hareketin antimilitarist tavrı ile LGBT bireylerin çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına uğramamaları için mücadele etme hali birbirleriyle çelişen durumlar değiller.
Trans hareketin gündemi de daha çok seks işçisi trans kadınların sorunları üzerinden ilerliyor. Bunun yanında seks işçiliği alanı da bizim için sadece trans kadınların deneyimleri üzerinden bildiğimiz ve politize ettiğimiz bir alan. Farklı meslek gruplarında trans bireylerin görünür olması ve görünür olmaları üzerinden yaşadıkları ihlallere karşı göstereceğimiz dayanışma hem trans hareketin gelişmesine katkı sağlayacak hem de hepimizin üstündeki heteroseksist ablukada hava delikleri açılmasına neden olacaktır.
Bundan bir on yıl önce, 12 kişiyle başlayan onur yürüyüşü’nde bu sene 10.000 aşkın insan yürüdü. On sene önce bu bizim için bir hayaldi. Belki on yıl sonra travesti polis bizim desteğimizle verdiği mücadelesini kazanır ve üniformasıyla birlikte bizimle yürür.

Eşcinseller Travestilere Tektip Eşcinselliği Dayatıyorlar!

Dün gece spordan dönerken şehrin en işlek meydanından geçtim “Acaba ’biz’den birileri var mı ’merhaba’ diyebileceğim?” diye. 5 tane “gay” yanyana dizilmişler oturuyorlardı bankta ve sohbet ediyorlardı. Ben de bir “top” olarak (Onlar dışarıya karşı gizli oldukları için gay, bense açık bir eşcinsel olarak top-ibneydim artık onların gözünde. Yani eşcinselliğin en dibindeydim.) yanlarına gidip “merhaba” dedim. İki tanesi dillerinin ucuyla “merhaba” dediler. “Gel otur” falan demedikleri için fazla rahatsız etmemem gerektiğini anladım. Çünkü ben oturursam eşcinsel haklarından falan bahsederdim, neme lazım! “Gay”likle eşcinsel haklarının ne alakası olabilirdi değil mi? “Gay”lik gizli yaşanılan onurlu bir zevk meselesiydi. Hak-hukuk diyerek ibneleşmenin ne alemi vardı?! Çok asillerdi, çok “gay”lerdi ama karşılıklı konuşmaların tamamı cinsellik üzerineydi. Espriler hep belden aşağı, mik ve döt üzerineydi. Kendimi birden ONLARIN GÖZÜNDE çok aşağılık hissettim ve ayrıldım yanlarından bisikletimin pedalına basıp.

Bu durum yıllardan beri, ben kendimi bildim bileli, onları tanıdığım 20’li yaşlarımdan beri böyleydi ama. Piknik mi yapılacak Halil’in haberi olmaz, evlerde mi toplanılacak, “Aman Halil duymasın, huzurumuz bozulmasın.” Halil onların gözünde eşcinsellik taslayan bir ukalaydı ve yıllar-yıllar geçti onların gözünde hala aynı ukala Halil’im. Çünkü hiç değişmediğim gibi artık internette yazıyordum, onların gözünde deşifre olarak ibneleşiyordum en çirkef şekilde. Onların gözünde hiç değişmedim, daha berbatlaştım, çünkü onlar da hiç değişmedi, daha bir kapalılaştılar, daha bir ikiyüzlüleştiler. Travesti falan oldular ama kafa yapıları hala aynı. Ne kadar uçlarda yaşarlarsa yaşasınlar, erkekliklerinden, gizliliklerinden ödün vermemeliler, gay’liklerinden, asaletlerinden bir şey kaybetmemeliler gizli, ikiyüzlü kalarak! Hatta evlenip çoluk-çocuğa karışarak topluma karşı erkekliklerini, kendi aralarında gay’liklerini-asaletlerini, bana göreyse ikiyüzlülüklerini iyice pekiştirdiler.

Ben bu durumu toplum bahanesiyle eşcinsellerin kendi bildikleri eşcinselliği tüm eşcinsellere dayatması olarak görüyorum. Onlar gibi ikiyüzlü olmazsan, onların dışında kalmaya, hatta tek başına kalmaya mahkûmsun.

Şimdi eşcinsellerimizin genelini düşündüğümüz zaman, eşcinsel hakları mücadelesinin neden ülkemizde yavaş kaldığı anlaşılabilir. Metropollerdeki aktivist arkadaşlar diyor ki, “Önce çay-sohbet amaçlı bir araya gelirsiniz, sonra hak mücadelesi şeklinde yol alırsınız.” Onlar zaten bu çay-muhabbet işini yıllardır yapıyorlar ve bir adım öteye gidemiyorlar. Çay-sohbet ve seks! Başka bildikleri bir şey olsaydı bir değişiklik, bir değişim olmaz mıydı şimdiye kadar? Değişecek bir halleri olsaydı, benim çabalamama bile gerek kalmaz, kendi içlerinde bir uyanış, bir dönüşüm yaşarlardı. Evet yaşadılar dönüşüm; Eşcinsellerdi, travesti oldular özgüvenlerini kazandıkça!

Ayrımcılık Devam Ediyor

LGBT’lerin kimlik ve yönelimlerinden ötürü maruz kaldıkları ayrımcılıkların devam ettiğini belirten Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin İlerleme Raporu’nu bugün açıkladı.

İlerleme Raporu, Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Translarla ilgili bölümünde, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Taslağından “cinsel kimlik” ibaresinin çıkartılmasının altını çiziyor. Planlanan düzenlemenin Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uymadığını belirten Rapor, ayrımcılıkların devam ettiğini belirtiyor.

LGBT’lerin ayrımcılık ve şiddete karşı korunması için Türkiye Hükümetine çağrıda bulunan Avrupa Komisyonu 2012 Türkiye İlerme Raporu’nun satır başları şöyle:

Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu AB mevzuatına uygun olmalı

“Hâlâ, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulunun kurulması konusunu da içeren kapsamlı bir ayrımcılıkla mücadele kanununun eksikliği söz konusu. Meclise bir kanun taslağı sunuldu ve ilgili meclis komitesi cinsel kimlik veya cinsel yönelim üzerinden ortaya çıkan ayrımcılık örneklerinin ortadan kaldırılmasını öngören düzenlemeyi taslaktan çıkardı. Mevcut yasal çerçeve Avrupa Birliği Mevzuatı ile aynı hizada değil ve etnik, dini, cinsel kimlikler ve diğer oluşlar üzerinden bireylere karşı sergilenen ayrımcılıklar devam ediyor.”

Eşcinsellik suç değil ama LGBT’ler ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar

“Eşcinsellik Türkiye’de ceza gerektiren bir suç değil. Ancak lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler hâlâ ayrımcılık, yıldırma gibi muamelelere maruz kalmaya devam ediyorlar ve şiddet suçlarına kurban oluyorlar.”

Çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığı devam ediyor

“LGBT çalışanlar ve kamu personeli cinsel yönelimlerinden dolayı işlerinden kovuluyor. LGBT bireylere karşı konut ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere diğer birçok alanda ayrımcılık sergileniyor (özellikle trans bireylere karşı). Çok sayıda dava ve adli kovuşturma hâlâ devam etmekte.”

LGBT’lerin yaşam hakları korunmuyor; failler cezasız kalıyor

“2011 süresince Türkiye’de LGBT bireylere karşı gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlalleri, işkence ve kötü muamele ile cinsel taciz vakaları rapor edildi. Farklı cinsel kimlik veya yönelime karşı işlenen suçların soruşturmalarında ve takiplerinde eksik kalan noktalarsa faillerin cezasız kalmasına sebep oldu.”

“Genel Ahlak” ile LGBT’lerin cezalandırılması devam ediyor

“Türk Ceza Kanununun “teşhircilik” ve “genel ahlaka aykırı hareketler” Maddeleri ve ayrıca Kabahatler Kanunu maddeleri LGBT bireylere karşı ayrımcılık uygulamak ve söz konusu bireylere ceza kesmek için yaygın olarak kullanıldılar.”

Transfobik suçlular “haksız tahrik” bahanesiyle kollanıyor

“‘Haksız Tahrik’ prensibinin transseksüel ve istanbul travestileri bireylere karşı ilgili suçları işleyen kişiler lehinde defalarca kullanılması hâlâ büyük bir sorun. Keyfi tutuklamalar ve şiddet uygulamalarından dolayı polislere suçlamalar yönelten LGBT insan hakları savunucularına davalar açıldı.”

TSK hâlâ eşcinselliği “hastalık” olarak görüyor

“Kamuoyunca tanınan şahıslar LGBT bireylere karşı sıklıkla olumsuz stereotipleri kullandılar. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) kurum içi kuralları eşcinselliği hâlâ “psikoseksüel” bir hastalık olarak tanımlamaya devam ediyor ve eşcinsellerin askerlik hizmeti için uygun olmadıklarını beyan ediyor.”

Ayrımcılığa karşı kanun yok; Hükümet’in desteğine ihtiyaç var!

İlerleme Raporu’yla birlikte açıklanan genişleme stratejisi belgesinde ise ayrımcılıkla mücadele için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğinin altı çizilerek kapsamlı bir ayrımcılıkla mücadele kanununun olmamasına dikkat çekildi.

Ayrımcılıkla mücadele kanununun olmamasından ötürü Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans bireylerin de dâhil olduğu hassas grupların toplumsal suiistimale, ayrımcılığa ve şiddete karşı etkin biçimde korunması için Hükümet’e çağrı yapıldı.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti