travestisakarya travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 125

Travesti ve Travestilerin Mutluluk Anlayışı

İnsan bir ömür boyunca mutlu olma duygusunun peşinde oradan oraya savrulur durur. Oysa mutluluk yolun sonunda değil gittiğimiz yolda bizi beklemektedir. Biz yol boyunca etrafımıza daha dikkatli bakacak olsaydık her anımızı mutlu geçirebilir ve mutluluk denizinde yüzebilirdik.

Daha doğduğumuz gün sanki mutsuz olmaya programlanmış gibi ailemizi, çevremizi kendimize layık bulmayız ve şikayet etmeye başlarız. Biraz büyüdükten sonra ise elde edemeyeceğimiz her şeye göz dikip kendimizi mutsuz edecek hayaller peşinde koşmaya başladığımızdan elimizdekinin kıymetini anlamayız ta ki onları da kaybedene kadar. Hayatı boyunca annesinden ve onu büyütürken yaptığı hatalardan şikayet eden, okul başarısızlığını bir öğretmene yüklemeye çalışan Adana travestilerinden Azra, yakın zamanda annesini kaybetti ve asıl bunun en büyük mutsuzluk kaynağı olduğuna karar vererek yeni bir mutsuzluk konusu buldu kendine. Oysa ne annesi ne de öğretmenleri onun sandığı kadar kötü değillerdi sadece o olayları böyle algılamayı seçmişti.

Mutlu olmak için ilk koşul mutluluğu gerçekten istemekten geçer. Yediğiniz bir lokma giydiğiniz bir hırka için mutlu olabiliyorsanız ve şükrediyorsanız sizi bu dünyada mutsuz edebilecek hiçbir güç olamaz. Örneğin gözünüz görüyor ve kulaklarınız duyuyorsa etrafınızda gördüğünüz manzara, duyduğunuz güzel bir müzik sizi gülümsetebilmelidir.

Başkalarında olup da sizde olmayan şeyler için hayıflanmak yerine sahip olduklarınıza sıkıca sarılmak ve değerlerini bilmek mutlu olmak için önemlidir. Maalesef insanoğlu ulaşamayacağı şeylerin hayalini kurup kendini mutsuz etmenin yolunu her seferinde bulmayı başarır. Oysa sevilmek için değil de sadece sevmenin verdiği hazzı tatmak için sevmeyi becerebilsek her şey çorap söküğü gibi gelecek, karşılık beklemekten iyilik yapmak içimizdeki mutluluğu ortaya çıkaracaktır.

Bu dünya bir sınav yeridir ve sadece bir kez bu sınava tabi tutulur insan, bu gerçek bile kendimiz olduğumuz için bizi mutlu etmeye yetecekken bunu unutup gerçek olmayan sanal alemlere dalarak kendimizden kaçmak şu hayatta mutluluğu yaşamadan ölmek kendimize yapabileceğimiz en büyük haksızlıktır.

“Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyen bir şarkı vardı. Ara sıra açıp dinlerim ve her seferinde gerçekten sevmenin kendinden bir başka insanı sevmenin gücüne yeniden tanık olurum. Bir arkadaş toplantısında Muğla travestilerinden Ayda, hayatı kaplumbağa kadar yavaş yaşıyorum çünkü hiç acelem yok demişti. Siz de tavşan gibi koşup çabuk yorulmaktan bıkmadınız mı? Lütfen biraz yavaşlayın ve yürüdüğünüz yollardaki güzellikler bakın eminim sizi mutlu etmek için bekleyenleri göreceksiniz.

Sosyal Medyayı Sarsan Travesti

Ne garip bir şey şu sosyal medya denilen mecra, ne onsuz oluyor ne de onunla mutlu olmak.

Ne zaman sosyal medya hesabıma girsem, takip ettiğim insanların gezme tozma fotoğrafları, sanırsın insanlar dünyaya gezmeye gelmiş. Birine bakıyorsun evinin mutfağında kahve içerken resim atmış. Saçlar yapılmış ful makyaj yüzünde, ya mübarek sen yirmi dört saat makyajla mı dolaşıyorsun? İnsan evine girince çeker pijamalarını giyer yün çoraplarını saçını başını dağıtır, yayıldıkça yayılır. Yok bunlar sosyal medyaya resim atacaklar ful aksesuarlı giyinir poz verirler.

Kusura bakmayın kızlar doğruya doğru olmuyor bu haller, olan var olmayan var, alan var alamayan var. Azıcık dikkatli olun. Bakın Almanya’da bir grup bilim adamı sosyal medya takipçileri üzerinde bir araştırma yapmışlar ve sosyal medya çılgını insanların bunalıma girmeye çok yatkın oldukları ortaya çıkmış. İşte bu insanların vebali paylaştığınız o resimlerde ve tabi ki sizde, ay olur mu öyle şey demeyin bilim yalan söylemez. Sen İstanbul travestilerin den Azra, gitmişsin şık bir mekana yediğini içtiğini resimleyip koymuşsun. Sivas travestilerinden Ayda evde yalnız başına otururken görmüş resmi beni aradı. Herkes gezmelerde biz evde pinekliyoruz diye ağlıyor. Yok tabi Sivas’ta o saatte açık mekan gidemiyor kızcağız. Sen resim paylaştıkça ağlayan sayısı artsın mı istiyorsun. Hem yok mu daha akılcı paylaşımlarınız.

Dünyanın bir yerlerinde insanlar açlık ve sefalet çekiyor, birilerin umurunda değil. Milenyum çağında fındık kabuğunu doldurmayacak konulara kafa yoruyoruz. Paylaşın güzel bir yazı okuyalım. Paylaşın güzel bir fikir destek olalım. Yoksa bize ne sizin nerelerde gezdiğinizden, aklıma gelmişken kapatın o telefonlarınızın konum bildiren zımpırtılarını da gidemeyenler bunalıma girmesin.Okuduğunuz bir kitabı paylaşın hatta bize özet geçin kitaptan ya da ne bileyim bir dernek paylaşın biz de uygun görürsek katılalım.

Ama olmaz değil mi? İlla son model sevgilinizle neler yaptığınızı sokacaksınız gözüme, Ayda evde ağlasın, sevgilisi olmayan hasedinden çatlasın. Sosyal medya çılgınlığı bu olsa gerek, çıldıran travesti ve kafayı yiyen arkadaşları. İşin kısası yapılan bu araştırma gerçekten doğru arkadaşlar sosyal statünün ve maddi kazancın arasında uçurum olan insanlar aynı mecrada buluşunca, kendi yapmak istediklerini başkalarının yaptığını görünce bir kriz yaşanıyor. O yüzden lütfen biraz dikkatli olalım paylaşımlarımızda empati kurmak ve başkalarını da düşünmek bizim insanlık görevimiz. Sevgiyle kalın.

Travesti Takıntıları

Hepimiz bazen takıntılı hallere gireriz. Aslında bazen benim de başıma geliyor bu durum, mesela evden çıkarken acaba ocağın altını kapattım mı? Diye çok dönmüşümdür yarı yoldan. İnsanların yaptığı işi doğru yapıp yapmadığını defalarca kontrol etmesi hatta kapıyı açık unutma korkusu ile kapının önünde nöbet tutması gibi durumlar ise bir hastalığın belirtisidir.

Obsesif Kompulsif bozukluk kısaca biz buna takıntılı olma durumu diyoruz. Bu hastalık başka şekillerde ortaya çıkabilir. Defalarca elini yıkadığı halde hala pis olduğunu düşünenler, ev temizliğinde işi abartıp, çamaşır suyu bağımlısı olanlar ve yemek masasında tabakların bile aynı hizada durması gerektiğini düşünenler korkarım siz hastasınız ve farkında bile değilsiniz.

Bu hastalığın pençesinde olan kişilerin elinden hiçbir iş çkmaz çünkü yaptığı işi acaba eksik bir şey var mı korkusu ile bir türlü bitirip teslim edemezler. Mutlaka sizin etrafınızda bu hastalığa yakalanmış insanlar mevcuttur. Benim çevrem ise bunlarla çevrili desem yeridir. Bekar ve eğitimli erkeklerin daha fazla yakalandığı bu hastalığın bilinen bir ilaç tedavisi yok ama telkin yoluyla rahatsızlıktan kurtulmak mümkün. İstanbul travestilerinden

Banu, titizlik hastalığına yakalandğından beri evine gidip bir bardak çay içmişliğim yok. Siz çay içtikçe mutfağa koşup bardağınızı yıkıyor. Kalktığınız yeri hemen düzeltiyor. Daha siz masadan kalkmadan o temizliğe başlıyor. Maalesef bu hastalığa yakalanan insanlarla birlikte yaşamak, onları idare etmek hiç kolay değil. Bursa travestilerinden Sanat’ta, çok sıkıntılı bir döneminde bu rahatsızlığa yakalandı ve uzun süren bir terapi sayesinde çok şükür kurtuldu.

O dönemlerde ona destek olmak için çok çabaladım ama sonuç almak için doktor tedavisi gerektiğinden benim çabalarım bir işe yaramadı. Siz şimdi bu yazıyı tekrara tekrar okuma isteği duyuyorsanız acaba anlamadığım yer kaldı mı diye soruyorsanız eyvah siz de takıntılısınız.

Takıntı hastalığının neden kaynaklandığı henüz tam olarak bilinmese de ağır depresyonlar ya da fiziksel rahatsızlıklar sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Örneğin, ortamdan bulaşan bir salgın hastalık geçirmişseniz titizlik hastası olmanız normal karşılanıyor. Başınıza açık unuttuğunuz bir kapı ya da ocak yüzünden bir kaza gelmişse evden çıkmadan önce defalarca kontrol etmenizde normal, fakat birden bire bu rahatsızlık sizi esir almışsa işte orada mutlaka geçmişten kaynaklanan bir sorun olabilir vakit kaybetmeden tedavi olmanızda fayda var. Takmayın kafanıza iki günlük dünyayı ve keyfiniz bakın. Hayat takılacak kadar uzun sürmüyor. Hoşcakalın.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti