travestiTravesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 129

Sosyal Medyayı Sarsan Travesti

Ne garip bir şey şu sosyal medya denilen mecra, ne onsuz oluyor ne de onunla mutlu olmak.

Ne zaman sosyal medya hesabıma girsem, takip ettiğim insanların gezme tozma fotoğrafları, sanırsın insanlar dünyaya gezmeye gelmiş. Birine bakıyorsun evinin mutfağında kahve içerken resim atmış. Saçlar yapılmış ful makyaj yüzünde, ya mübarek sen yirmi dört saat makyajla mı dolaşıyorsun? İnsan evine girince çeker pijamalarını giyer yün çoraplarını saçını başını dağıtır, yayıldıkça yayılır. Yok bunlar sosyal medyaya resim atacaklar ful aksesuarlı giyinir poz verirler.

Kusura bakmayın kızlar doğruya doğru olmuyor bu haller, olan var olmayan var, alan var alamayan var. Azıcık dikkatli olun. Bakın Almanya’da bir grup bilim adamı sosyal medya takipçileri üzerinde bir araştırma yapmışlar ve sosyal medya çılgını insanların bunalıma girmeye çok yatkın oldukları ortaya çıkmış. İşte bu insanların vebali paylaştığınız o resimlerde ve tabi ki sizde, ay olur mu öyle şey demeyin bilim yalan söylemez. Sen İstanbul travestilerin den Azra, gitmişsin şık bir mekana yediğini içtiğini resimleyip koymuşsun. Sivas travestilerinden Ayda evde yalnız başına otururken görmüş resmi beni aradı. Herkes gezmelerde biz evde pinekliyoruz diye ağlıyor. Yok tabi Sivas’ta o saatte açık mekan gidemiyor kızcağız. Sen resim paylaştıkça ağlayan sayısı artsın mı istiyorsun. Hem yok mu daha akılcı paylaşımlarınız.

Dünyanın bir yerlerinde insanlar açlık ve sefalet çekiyor, birilerin umurunda değil. Milenyum çağında fındık kabuğunu doldurmayacak konulara kafa yoruyoruz. Paylaşın güzel bir yazı okuyalım. Paylaşın güzel bir fikir destek olalım. Yoksa bize ne sizin nerelerde gezdiğinizden, aklıma gelmişken kapatın o telefonlarınızın konum bildiren zımpırtılarını da gidemeyenler bunalıma girmesin.Okuduğunuz bir kitabı paylaşın hatta bize özet geçin kitaptan ya da ne bileyim bir dernek paylaşın biz de uygun görürsek katılalım.

Ama olmaz değil mi? İlla son model sevgilinizle neler yaptığınızı sokacaksınız gözüme, Ayda evde ağlasın, sevgilisi olmayan hasedinden çatlasın. Sosyal medya çılgınlığı bu olsa gerek, çıldıran travesti ve kafayı yiyen arkadaşları. İşin kısası yapılan bu araştırma gerçekten doğru arkadaşlar sosyal statünün ve maddi kazancın arasında uçurum olan insanlar aynı mecrada buluşunca, kendi yapmak istediklerini başkalarının yaptığını görünce bir kriz yaşanıyor. O yüzden lütfen biraz dikkatli olalım paylaşımlarımızda empati kurmak ve başkalarını da düşünmek bizim insanlık görevimiz. Sevgiyle kalın.

Travesti Takıntıları

Hepimiz bazen takıntılı hallere gireriz. Aslında bazen benim de başıma geliyor bu durum, mesela evden çıkarken acaba ocağın altını kapattım mı? Diye çok dönmüşümdür yarı yoldan. İnsanların yaptığı işi doğru yapıp yapmadığını defalarca kontrol etmesi hatta kapıyı açık unutma korkusu ile kapının önünde nöbet tutması gibi durumlar ise bir hastalığın belirtisidir.

Obsesif Kompulsif bozukluk kısaca biz buna takıntılı olma durumu diyoruz. Bu hastalık başka şekillerde ortaya çıkabilir. Defalarca elini yıkadığı halde hala pis olduğunu düşünenler, ev temizliğinde işi abartıp, çamaşır suyu bağımlısı olanlar ve yemek masasında tabakların bile aynı hizada durması gerektiğini düşünenler korkarım siz hastasınız ve farkında bile değilsiniz.

Bu hastalığın pençesinde olan kişilerin elinden hiçbir iş çkmaz çünkü yaptığı işi acaba eksik bir şey var mı korkusu ile bir türlü bitirip teslim edemezler. Mutlaka sizin etrafınızda bu hastalığa yakalanmış insanlar mevcuttur. Benim çevrem ise bunlarla çevrili desem yeridir. Bekar ve eğitimli erkeklerin daha fazla yakalandığı bu hastalığın bilinen bir ilaç tedavisi yok ama telkin yoluyla rahatsızlıktan kurtulmak mümkün. İstanbul travestilerinden

Banu, titizlik hastalığına yakalandğından beri evine gidip bir bardak çay içmişliğim yok. Siz çay içtikçe mutfağa koşup bardağınızı yıkıyor. Kalktığınız yeri hemen düzeltiyor. Daha siz masadan kalkmadan o temizliğe başlıyor. Maalesef bu hastalığa yakalanan insanlarla birlikte yaşamak, onları idare etmek hiç kolay değil. Bursa travestilerinden Sanat’ta, çok sıkıntılı bir döneminde bu rahatsızlığa yakalandı ve uzun süren bir terapi sayesinde çok şükür kurtuldu.

O dönemlerde ona destek olmak için çok çabaladım ama sonuç almak için doktor tedavisi gerektiğinden benim çabalarım bir işe yaramadı. Siz şimdi bu yazıyı tekrara tekrar okuma isteği duyuyorsanız acaba anlamadığım yer kaldı mı diye soruyorsanız eyvah siz de takıntılısınız.

Takıntı hastalığının neden kaynaklandığı henüz tam olarak bilinmese de ağır depresyonlar ya da fiziksel rahatsızlıklar sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Örneğin, ortamdan bulaşan bir salgın hastalık geçirmişseniz titizlik hastası olmanız normal karşılanıyor. Başınıza açık unuttuğunuz bir kapı ya da ocak yüzünden bir kaza gelmişse evden çıkmadan önce defalarca kontrol etmenizde normal, fakat birden bire bu rahatsızlık sizi esir almışsa işte orada mutlaka geçmişten kaynaklanan bir sorun olabilir vakit kaybetmeden tedavi olmanızda fayda var. Takmayın kafanıza iki günlük dünyayı ve keyfiniz bakın. Hayat takılacak kadar uzun sürmüyor. Hoşcakalın.

Hayatın Üst Kademeleri Gay, Travesti, Lezbiyen

(Tanrının yarattığı her şey bu dünyaya dâhildir)

Siz kabul etmesiniz de-ki kabul etmeyeceksiniz zaten, kabul etseniz çizgi dışı olmazdı-insanların bir takım yaşantıları ve yönelişleri de genel hayatın parçasıdır. Bunlar için sizden veya birilerinden onay alınması gerekmez. Sizi, ilgilendirmiyor olabilir ki zaten siz de onları ilgilendirmiyorsunuz. Bunları reddetmeniz sizi iyi onları kötü yapmaz. Yönetimin sözde insanları zararlı yönelişlerden korumak için sizden yana tavır koyması haklı bir gerekçe değil geri kalmış bir devletin varlığına işarettir. Çünkü değil yanlış bilinen şeyler, bir hacının mübarek sakalı bile insanlara zarar verebilir.

Burada zarar verme değil değerlere ters düşme söz konusudur. Ama kutsalınızın onadığı bu değerleriniz bazıları için önemli olmayabilir; çünkü insanların günah işleme özgürlüğü vardır. Sizin yoldan sapmış dediğiniz bu kimseler işte sizin kitabınızdan kabul ya da kendi yaşam anlayışları için tercih etmedikleri değerlerinizin yerine kendi değerlerini koyarlar. İşte çizgi dışı hayatlar böyle oluşur.

Ülkemizde milyona varan sayıda kişinin anlattığımız bu çizgi dışı hayatlara yönelişi varsa bu, Kerim Korkut’un da konusudur. Kaldı ki dünyada insanlık kitleler halinde bu atmosfere girmektedir. Bazı ülkelerde eşcinsellerin evlenebilmeleri için kanunlar yapılıyor. Bazıları “Bu lanet olası çirkin(!) yönelişler olmasaydı, bunlar ne kadar iğrenç, bir erkek bir erkekle şeapar mı” deseler de ortada değiştirilemez bir gerçek vardır: Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bir kısım insanlarımız böyle çizgi dışı yaşamları tercih ediyorlar.

Ülkemizde insanların çoğu kutsalın ve devletin de desteğiyle bilumum gay’leri, travestileri ve lezbiyenleri yok etmek gerektiğini düşünebilirler ama gerçek demokrasi aşığı yüreklerin duvarına toslayacaklardır. Yapan varsa günahını, ayıbını, utancını yüklenir; insanların yaptıkları şeyler doğrudan zararlı değilse yasaklanmaz. Demokrasi ve ilericilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan yobaz yönetimler (Bir de ileri demokrasi demezler mi. Bu galiba sakallının sakalını özgürce tarama hakkı oluyor) bu bahçelerde çiçek yetiştirilmesine izin vermezler, vermiyorlar. Çünkü onları ayakta tutan gerici zihniyetlerin düşüncesi bu. Bunlar Tanrı’nın evreni yaratışındaki sırrı bile görmüyorlar. Tanrı yarattığı halde yaratılmışların hepsini onaylamıyorsun değil mi? Güzelim çiğdemlerin içinde baldıran otlarının ne işi var? Yolup atsana deve dikenlerini zambak tarlalarından. Doğa böyleyse sen de böylesin demektir. Gay’leri, lezbiyenleri ya da travestileri başka Tanrı mı yarattı? Kim ne derse desin onlar yaratıldıklarında böyleydiler, sonradan olmadılar. Genlerimizdeki eğilimler vakti geldiğinde icraatını yapar.

Sende yok mu sanıyorsun bu yönelişler. Hayatın boyunca tuvalette bir defa olsun gizli gizli şeyinle oynamadığını söyle sana bir gay kurban edeceğim. Sen de belki istiyorsun ama ya kendini baskılıyorsun ya da cesaretin yok. Sen sadece ben bu yolu tercih etmiyorum diyebilirsin; gay’ler, lezbiyenler, travestiler kötüdür diyemezsin, dilini koparırım. Evrenin kanunları senden mi onay alacak. Bu insanların deliklerde, delikten deliğe kaçarak, gizlenerek, saklanarak nefislerinin eğilimine karşı koymayıp (bu normal insan davranışıdır, aksini yapanlar normal değildir ki dinde de zaten nefsinize zulmetmeyiniz denmektedir. Ayrıca dinin bu emri dondurma yemeyin anlamında değildir ve ayetler geneldir, her şeyi içine alır) bütün toplumsal baskılara rağmen yaşamaya çalışmaları onları özgün ve önemli kılmaktadır. Utanması gereken birisi varsa onlar değil sizsiniz.

Konulara tam tarifiyle girmek istemiyorum; çünkü fazla detaya girdiğiniz zaman insanlar anlamıyor. Bildiğimiz kadarıyla bu konuda çok sayıda yöneliş var ama ana profil olarak ayırıcı üç guruptan bahsedilebilinir. Erkek erkeğe (gay), kadın kadına (lezbiyen) ve kadın şeklinde erkek (travesti) Bu yönelişlerde salt cinsellik vurgulansa da gerçekte öyle olmadığı görülecektir. İlgi/sevgi/ilişki doğal olarak karşı cinsler(kadın-erkek) arasında olur ama yaşamın içinde insanların yakınlaşmaları birbirlerine karşı merakı da doğurmuştur. Yine de cinselliğin motor olduğu bu yönelişlerde kişiler hemcinslerine karşı da ilgi duyabilirler. Burada cinsel arzular ve merak esas belirleyicidir. Bunlara duygusal yakınlığı ve aşka benzer ilgiyi de ekleyebiliriz. Bazı kimseler birbirleriyle birlikte (yakın/beraber) olmaktan fazlasıyla hoşlanıyor olabilirler. Toplumun şiddetle yasaklaması da bu yönelişlere ilgiyi kamçılıyor, merakı daha çok artırıyor.

Herkesin sahip olduğu şeyler farklı olduğundan sizde olanın onda da olması fark etmiyor. Bu aslında belki de sadece elbisesinin üzerinden gördüğümüz kimseleri çıplak halleriyle merak etmekten de kaynaklanabilir. Göründüğü gibi çok sayıda argüman var ama ana belirleyici cinsellik. Aynı özelliklere sahip kişilerle nasıl cinsellik yaşanır diye düşünebilirsiniz ama bu kimselerin tutkuyla bu işi yaptıklarına bakılırsa bilmediğimiz şeyler var. Öyle ki duyumlarımıza göre örneğin erkek erkeğe ilişki içindeki bir gay kadınlardan nefret ediyormuş. Keza lezboların da erkek sevmediği söyleniyor.

Aslında bu konuyu bu hayatları bizzat yaşayanların yazmaları gerekir. Daha gerçek ve inandırıcı olur. Kişiler kimliklerini ortaya koyamıyorlar ki yazı yazsınlar. Bir hakem gay olduğunu açıkladı. Bunun takdir edilecek bir cesaret örneği olduğu söylendi. Kişi sevgiye boğuldu. Lakin sessiz kalan konunun düşmanlarının diş gıcırtıları ta uzaklardan bile duyuluyordu.

Bilinmelidir ki hayvandan gay olmaz; çirkinleştirilen her şey çirkindir, iğrençtir. Dünya güzelini öperken bile çirkinlik oluşabilir. Çizgi dışı hayatlar bir şeyi şöyle ya da böyle yahut da kimsenin bilmediği şekilde yapmaktır. Tanımlanan haliyle çirkinlik yoktur; ancak uygulama çirkinlikleri en temiz ilişkilerde bile olabilir ki kişisel yetişkinliğin çoğu zaman rezaletleri, iğrençlikleri ortadan kaldırdığı bilinmektedir. Kaldı ki normal kadın erkek ilişkilerinde de insanın midesini bulandıran durumlar vardır. Keza bu tür ilişkilerin sağlığı bozucu argümanları olduğu, artı bu tür kişilerin daha doğduklarında yıkanmaları gerektiği, hijyenin bu yönelişlerde nefes almaktan daha önemli olduğu bilinmelidir.

İnsanlar bunları kabul etmeyebilirler; fakat aşağılayamazlar. Bir ülkede devlet iyi denilenden ya da kötü denilenden yana olamaz; nötr olmak zorundadır. Devletin bakanı elbette heykelini dikip müzeye koyacak değil ama çıkıp bu tür yönelişlerin sapıklık ya da hastalık olduğunu söylerse ben o bakanı tanımam. Türkiye’de özgür gurupların üzerinde çok ciddi baskılar var. Oysa bu baskıyı yapanların içinde de bu tür merak ve yönelişleri olanlar bulunmakta. Eşcinsel olmanın inançlarla, milli duygularla, gelenek ve göreneklerle, bilgili ve cahil olmakla, şehir veya köyde yaşamakla ilgisi yoktur. Herkesin böyle merak ve yönelişleri olabilir. Muhafazakâr olmayanlar cesur davranır (ki onlar da saklıyor) diğerleri bu merakları kendi gizli dünyalarında yaşarlar.

Bu, sadece bir giriş yazısıdır. Bu konularda cesur yazılarımız devam edecek.

Türkiye’de özgürlüğün muhatabı benim!

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti